Bu bayram pastanede Öbürü de mezbahada

Haberin Devamı

Biri Cumhuriyet diğeri Kurban Bayramı.. Yeniden şekillenen resmi bakış açısına göre kriterleri farklı değil.. Altı üstü bayram.. Yani tatil bahanesi.. Pastanede de kutlanır, hastanede de.. Yeter ki sen onu içinde hisset..

Lafım, Amasya sancağımızın saygıdeğer mülki amiri Abdil Celil Öz’ün doğrudan şahsınadır..

Yaptığın icraatı beğendin mi?

Pastanede resmi bayram kutlama zagonunu hangi akla hizmeten bürokratik içtihatların içine soktun?

Yarın başka bir vali çıksa.. Bu cumhuriyet bayramını dönercide kutlatacağım, dese.. Gerekçe soranlara da “Bizim ilde o dönerciden daha yakışıklı mekân yok..” cevabını verse.. Edirne’den Kars’a kadar yol olmaz mı?

Ben ahaliye bu yolu açarsan, Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet ilk fırsatta bunu “duble yola” çevirir..

Vebalin büyüktür..

***


Milletin diline düştü bir kere..

Laik olanı, muhafazakârı nice koç gibi köşe yazarı “pastane kutlaması üzerine” üç beş gün fikirlerini tokuşturacaklar.. Nice yiğitlerin fikir boynuzu kırılacak..

Yaptın bir icraat.. Yanlış dillere düştü.. Bari sus, konuşma.. Savunmaya çalışma.. Yağmur bekliyormuş gibi havalara bak ki “tüy dikme durumu” yaşanmasın..

Hayııır! En büyük mülki amir olduğundan ille de konuşacak.. Pastane, otel, restoran fark etmez diyecek..

“Önemli olan iç mekânın cumhuriyetin niteliğine ve özelliğine uygun olarak düzenlenmesidir..” diye diretecek..

Pastahanenin dışardan çekilmiş fotoğrafını gördük.. Mavi beyaz balonları ucu ucuna ekleştirmiş, asmışsınız.. Bizim bayrak kırmızı beyaz..

Dış süsleme Yunan Bayrağı renklerinde.. Sanki Yunanistan’ın milli bayramı kutlanıyor..

CEVAP VERMEYİN

Ben işin orasında da değilim.. Yarın masa başına oturup, bana cevap niyetine resmi bir açıklama yaparsınız.. Sizi o zahmetten kurtarayım.. Belki de pastanenin başka bir etkinliği için mavi beyaz balon asılmıştır..

Bana vereceğiniz okkalı cevabi yazıda elifi elifine bunları söylersiniz.. Lakin bu sizi daha da batırır..

Neden mi?

Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu için hazırladığınız davetiyeyi gördüm.. İki satırlık davetiyede iki gramer hatası vardı..

“Cumhuriyetimizin kuruluşunun 89 uncu yıldönümü nedeniyle düzenlenen Resepsiyonu onurlandırmanızı dilerler.”

Rakamlarla yazılan (89) sayısının yanına ya nokta konur.. Ki o nokta (uncu) eki yerine geçer..

Ya da rakam ile eki yukarıdan apostrof (‘) ile ayrılır.. Bunu da ortaöğretimden itibaren öğretirler.. Özetle “89 uncu” diye yazmak, kompozisyon ödevinde bile öğrencinin notunu kırdırır..

Aynı cümlede geçen “resepsiyon” sözcüğü de büyük harfle başlamaz..

Koca vilayette bir resepsiyon davetiyesi basılıyor..

Vali Bey’e getirip “Efendim nasıl olmuş?” diye gösteriyorlar.. Palamut gibi iki gramer hatasını ve Vali Bey ne yardımcıları ne de ilgili başka biri görüyor..

Davetiyenin altında resepsiyonun yapılacağı yerin adresi var.. Onu da şöyle halletmişler:

Resepsiyon

Yer: MADO Pastanesi (Fatih Sultan Mehmet Camii Yanı)

***


Anladık Mado Pastaneleri cumhuriyetimizin sponsor firması..

Bayram orada kutlanacak ihtimâl para verilmeyecek.. Onun için mi pastanenin adı “kapital” harflerle yazılıyor?

Etti mi sana üçüncü hata?

Adresteki cami yanı yine mürettip coşması sonucu “Yanı” yazılmış yani kapital harf kullanılmış.. Al sana dördüncü hata..

Bana cevap neyim vermeyin, diye uyarmam halisane duygularımdandır.. Yazarsınız bir yazı.. Sekiz on satır tutar.. Başlarım didiklemeye, en az on iki gramer hatası bulur, sizi reklam ederim..

Yarın, başka bir gün niyetlendiğimizde Amasya’ya gelecek yüzümüz olmaz..

BELEŞ REKLAM

Bu resepsiyon gürültüsü doğrudan Mado Pastaneleri zincirinin işine yaradı..

Parayla yapılamayacak kadar içeriği dolu bir reklam.. Televizyona vermek için reklam klibi yapsan, o kadar reklamının arasında kaynar gider..

Bunun kaynayacak tarafı yok..

İnsanlar on sene sonra da “Mado Pastanesi’nde resepsiyon yapmışlardı..” diye hatırlayacak.. Normal gazete ilânının sütun santim değerinin çok fazlasıdır bu..

İşin bir başka tarafı da açılan bu yolun, işleri kötü giden esnafa umut verecek olması..

Çorbacısı, dönercisi, pizzacısı, ciğercisi, kahvecisi gelip vilayet kapılarını çalacak..

“Bu yıl ki resepsiyon için bizim fakirhane emrinizde..”

“Dönerciyiz.. Ama mantı da yapıyoruz..”

“Mantı olmadı.. Sarımsak yoğurt var işin içinde.. Sarımsak resmi davetler için uygun değil..”

“Çiğ köfte yapsak.. Dönercinin eline de kılıç veririz..”

“Dur bakalım.. Düğün salonu olmazsa..”

***


Haberi dönüp dönüp okuyorum.. Dava önceki resepsiyonlar askeri alanda bulunan bir mekânda yapılıyormuş.. Bu yıl Saraydüzü Kışlası’ndan alınıp çarşı içindeki bir pastaneye taşınmasının sebebini merak ediyordum..

Vali Bey o konuda da bilgilendirdi:

“Orası küçük, en fazla iki yüz kişi alır.. Biz pastanedeki kutlamaya dört yüz kişilik katılım bekliyoruz..”

Bence iyi cevap..

Demek ki Amasya’nın cumhuriyet coşkusunda patlama bekleniyor..

KOMİTACI İŞİ..

Tabii asıl soru şu.. Pastanedeki kutlamanın sebebini anladık da Mado adı ne diye davetiyelerde kapital olarak, kocaman yazıldı?

İşte burada Vali Bey’in günahı yok..

Vilayet bünyesinde kurulan “Cumhuriyet Bayramı’nı Kutlama Komitesi” işleri bunlar.. Aslında pastane fikri de oradan çıkmış..

Yani davetiyenin o dil bakımından perişan hâlinin sorumlusu da orada görev yapanlar.. Belli ki komitacılıkları tutmuş, Mado adını oldu bittiye getirmişler..

***


Ben Vali Bey’in yerinde olsam bu komitede görev yapanları “Başımı belaya sokan sizlersiniz..” diye kulaklarından tutar sigaya çekerim..

Hepsini cezalandırırım..

Önlerine bir adet A4 kâğıdı koyarım..

Her birine o kâğıda yüz kere “Profiterol” yazma cezası veririm.. Hata yapan baştan başlar.. Taaa ki hatasız yazana kadar..

Böyle bir ceza da “pastane konseptine” dört dörtlük uyar..

DİĞER YENİ YAZILAR