Ahali müsait.. Ortam şeytan!

Bu tespitimde iddialıyım.. Bizim ahalinin ortalama zekâsı ayrı konu.. Eğer kafayı bu ortalamaya takmazsan, uç noktalardaki zekâlar arasındaki korkunç farkı görürsün.. Sorun, ortalama yetmiş aykû sahiplerini yüzün üzerinde aykû sahiplerine karşı korumak.. (Kafanız karıştıysa yazıyı okumayın.)

Haberin Devamı

Aradığınız için çok teşekkür ederim Pınar Bey" deyip telefonu kapadım.. Sonra da düşünmeye başladım.. Nasıl bir çift, dünyaya getirdikleri erkek çocuğuna "Pınar" adını verir, nüfusa böyle tescil ettirir, diye..

Geçenlerde de bir haberde "Dilek" isimli aslan gibi bir gence rastladım.. Aklım almıyor, çözemiyorum hikmetini.. Bunca insanın evladına, karşı cinse dair bir isim koymasının mutlaka sebebi vardır..

Bizim millet "avantaj" olayını düşünmeden adım atmaz.. Neyse! Benim için gecikmiş bir durum sayılır.. Bu işin sırrını çözebilseydim zaten kızıma "İsmail" adını koyardım..

***

Küçük bir istisna var..

Bu işin tespit edilebilen tek avantajı SSK'dan "malulen emekli" olmak istediğinde ortaya çıkıyor..

Onu da bizim gazetenin haberinden öğrendim..

Yeni bir "fetbaz çetesi" türemiş.. Daha doğrusu fetbazlık türemiş.. Geliyor SSK'lının yanına.. "Abi sen malulen emekli olup çalışmadan maaş düzenine geçmek ister misin?" diye soruyor..

Ahalimizin huyudur.. "Avanta" gördü mü gözleri parlar.. "Heee" cevabını alınca da eyleme geçiyor..

Sahte malûller
Eylemi batasıcaların eylemi de şu.. Senden beş, altı veya durumuna göre yedi milyar bir para alıyorlar.. Sana "malûl" kulpu takmak için bir hastalık veya sakatlık icat ediyorlar..

Evrak sahte.. Rapor sahte.. Hastalık uydurma.. Üç beş eksik imza da tamam oldu mu sistemde yerin değişiyor.. Artık malulen emeklisin ve çalışmana gerek yok..

Bizim hükümet büyüklerinin siyaseti "Avcı ne kadar yol bilirse ayı da o kadar yol bilir.." olduğundan tabii bu duruma inanmıyor.. Üzerine müfettiş gibi bir görevli gönderiyor ki baksınlar, incelesinler "Hakikaten malûl musun" anlasınlar..

İşte bizim haberdeki sahte malûlün durumu da böyle.

"İsimden giderek sağlanan kolaylık" bir süre sonra yol olmuş.. Fetbaz çetesininin de "ahalimizin ortalama zekâsına güveni" tam olduğundan işin "enerji içeceğini" çıkarmışlar..

Adamın adı Hüsamettin.. Malulen emekliliğine sebep hastalığı rahim kanseri..

Adamın adı Ökkeş.. Malulen emekliliğine sebep hastalığı rahim kanseri..

Adamın adı Beşir.. Onun da rahminde problema var.. (Karısı düşünsün.)

***

Peki devletin sınavla seçilip alınan, bin türlü zorlu yoldan geçirildikten sonra göreve başlatılan bunca memuru içinde biri çıkıp da "Halil İbrahim adında bir SSK'lıda rahim neden bulunur?" diye sormaz mı?

Sordurmayan Allah sordurmuyor demek ki..

SSK'ya yutturulan raporlara inanacak olursak, memlekette çift cinsiyetli insan patlaması var..

İsteyen başına tengirdekli kasket giyer, isteyen türban sarar.. Türbanın altından bıyığını bura bura dolaşır.. Çünkü bu memleketin memuru, önüne konan kâğıtta ne yazıyorsa ona inanıyor..

Bizim haberde adı geçen Hasan Bey'in rahminin alınmış olması sadece SSK'nın "durumu yerinde incelemek üzere" gönderdiği memurunu şoke etmemiş..

Kadersiz malûl
Kayıtlarda "rahmi alındığı için" malulen emekli gözüken Hasan efendiyi de dumura uğratmış.. Adam parayı bastırmış, kendini malûl emekli yapmış.. İyi de ne bilsin rahmini aldıklarını?

SSK'nın memuru pattadanak "Sen rahim kanseriymişsin.." deyince ağlaması bundan..

(Benim elimdeki zekâmetre aleti de artık işe yaramıyor.. Belki de kanser korkusundan değil de bir daha hamile kalamayacağım diye ağladı.. Buna da şaşmam!)

***

Bir toplumun ortalama zekâsı ile fetbazların cüreti ters orantılı.. Zekâ tezgâh altına girecek kadar kıymetlendiğinde bunların cesareti artıyor..

"Lan oğlum adamın adı Ramazan'mış.."

"Eeee? N'olmuş?"

"Rahim kanseri dersek, yutarlar mı?"

"Sen rahim kanseri yaz lan.. Kim anlayacak?"

"Ne bileyim.. Hiç olmazsa meme kanseri yazsaydık.."

Ortalamamız bu..
Ben bu haberleri okudukça korkuyorum.. Kendimden değil. Birkaç yakınım var, onlar için korkuyorum.. Temsil benim İzmir'de oturan Mürüvvet Teyzem'in durumu da böyle korkutucu..

Kocası sokaktan seslenir.. Bizimki balkona çıkar.. Kocanın ağzında sigara.. "Hanım bir kibrit atsana.." diye seslenirken sigarayı gösterir.. Mürüvvet Teyze elinde bir paket kibritle geri döner..

Kibritleri tek tek yakıp balkondan aşağı atar..

Biraz sonra da kavga çıkar.. Dikkat buyrun, kavga paketi niye atıp atmadığı konusunda çıkmaz.. Kibriti iyi yaktın yakamadın, diye çıkar..

Geçenlerde kızı buna bir cep telefonu hediye etmiş..

"Anne ara ki sık sık konuşalım.." demiş..

Bir ay geçmiş Mürüvvet Teyze bir kere bile kızını aramamış.. Sonunda kızı taa Bornova'dan çıkıp gelmiş.. Niye aramadığını sormuş.. Açıklama çok basit.

"Seni kandırmışlar.. Bu telefon hatalı.."

***

Mürüvvet Teyze telekomünikasyon sisteminin bu son harikasının hatasını nasıl bulup çıkarmış dersiniz? Kızının telefon numarasından.. 0532 diye başlayan numara 184 76 00 diye devam ediyor..

Mürüvvet Teyze arayacağı zaman bütün rakamlara bir defa basabiliyor.. Sadece sıfır rakamına geldiğinde çuvallıyor.. Çünkü telefonun rakam hanesinde ikinci sıfır yok..

"Bu telefonda tek 0 var.. Seni kandırmışlar" demesi de bundan..

Teyzenin durumu özel değil. Babası rahmetli de tartı aletine çıkar.. Gözleri göremediğinden tartıdan inip yere eğilerek rakamlara bakar.. Kendisinin sıfır gramajlı olduğunu görünce de "Bu tartı bozuk" diye bağırırdı..

Mürüvvet Teyze'm için niye mi korkuyorum?

Yarın askere çağıracaklar.. Sonra bir iki fetbaz başına türeyip "Biz seni askerlikten kurtarırız.." diye parasını çarpacaklar..

Olmaz demeyin.. Bu memlekette artık olmaz, olmaz..

DİĞER YENİ YAZILAR