Profesör Oğuz Bey! Ne diye çıkarma yapıyon pavyona?

Haberin Devamı

Toplamışın arkana İstanbul sosyetesini.. Gitmişsiniz Bodrum’a.. Dalmışınız Cenk Eren’in “My Pavyon”una.. Şişede durur gibi durmayıp, ortalığı birbirine katmışsınız.. Senin ve suç ortaklarının eşkalini jandarmaya verdim.. Eli kulağındadır, yakalanacaksınız..

Eğer ki Hürriyet, Türkiye medyasının “amiral gemisi” ise “Hürriyet Ege” ilavesi onun kaptan köşküdür..

Bunun bir de amirali vardır ama adını Ergenekon davasına katmasınlar diye vermiyorum..

(Beni fakir bırakan hep bu insani zaaflarım oldu.. İhbar et gitsin, diyemiyorum işte..)

Hürriyet Ege, yaz ayları “olmazsa olmaz” dediğim ihtiyaçlarımın başında gelir..

Onunla nefes alıp, onunla veririm.. Buralarda tevatürü tavan yapan olayları oradan takip ederim..

Hürriyet Ege bilincimi açar, hayata bakışımı renklendirir, bana kültür sokar..

O ne yazıyorsa doğrudur..

Çünkü üzerinde yazı işleri veya patronaj baskısı yoktur.. Siyasetin dişi Hürriyet Ege’ye hiç geçmez..

Dolayısı ile çalışanları gazeteyi özgürce yaparlar..

***


Beni dehşete düşürüp, damarlarıma öldürücü dozda adrenalin pompalayan “Sosyete Bodrum My Pavyon’a çıkarma yaptı!” haberini sadece Hürriyet Ege ilavesi verdi.. (Salak İstanbul medyası atladı..)

Soluk soluğa okudum haberi..

Haberden anlaşıldığına göre; İstanbul’dan gizlice Bodrum’a sızan kalabalık bir sosyete topluluğu çıkarmayı yapmak için havanın kararmasını beklemiş..

Havayolu ile Bodrum’a geldikleri anlaşılan baskıncı sosyetiklerin Güvercinlik girişindeki jandarma kontrolünü nasıl atlattıkları anlaşılamamış..

Termal kameralar tarafından da tespit edilememişler..

BASKIN GECESİ

Geceyi kendi yazlıklarında; güneşlenerek, denizde çimerek “kendilerine yazlıkçı süsü vererek” bekleyen sosyetikler, havanın kararmasıyla birlikte harekete geçmişler..

Hedef Cenk Eren’in işlettiği My Pavyon adındaki mekânmış..

Niye burası da başka bir yer değil derseniz, onun da cevabı var..

Maksat, bu seçkin eğlence yerini aniden basmak, sahnede şarkısını söyleyen soliste “hariçten katılıp” zorla vokal yapmak, gerekirse kadınları masaya çıkarıp oynatmak..

Böylece My Pavyon’da anarşi yaratıp duyulmasını sağlayarak “Türk yazlıkçılarını” psikolojik olarak çökertmek..

Görgü tanığı olan muhabir arkadaşımızın belirlediğine göre “baskıncı sosyetikler” çetesinin başı Oğuz adında bir profesör..

Ortadan kısa boylu, hafif baygın bakışlı, marka giyinen ve “gizliliğe” önem verdiği için devamlı kısık sesle konuşan biri..

Karısının adı da Mihriban.. Kısaca Oğuz ile Mihriban ikilisi yani..

Bunlar sürekli karı koca olarak geziyor ve eylemlerini birlikte koyuyorlar..

Sosyete Çetesi’nin iki yöneticisi daha var ki bunlar da Profesör Dr. Oğuz M’nin sağ ve sol kolları sayılır..

Biri MA.. Diğeri NÖ..

Okuyucuya not: Hukuka saygımızdan henüz suçları mahkeme kararı ile sabitlenmemiş bu şahısların isimlerini paldır küldür yazmıyoruz..

O kadar şuursuz olsak (Birine; Metin’in M’si ile Âşık’ın A’sı) der, diğerini de (Nihat’ın N’si ile Özdemir’in Ö’sü..) diye tarif ederdik..

***


MA için fazla bir duyumumuz yok.. Çok iştahlı bir sosyete elemanı olduğu söyleniyor..

O yüzden yılın altı ayını yiyip içerek, diğer altı ayını da yurt dışındaki sağlık merkezlerinde diyet yaparak geçiriyor..

Eylemlerini yiyip içtiği yaz aylarında koyuyor..

Sosyete eylemcisi Profesör Oğuz’un ağına düşmesi de bu gırtlak meselesinden..

Ama sosyete çetesinin “gizli beyni” olduğu tahmin edilen NÖ için aynı şeyleri söyleyemeyiz..

Ufak tefek, zayıf, denize girdiğinde kemikleri çevredeki teknelerden bile sayılan bir şahıs..

(Jandarmaya eşkalini böyle verdim..)

ASIL TEHLİKE

Denize girdiği zaman bu zayıflığı ona belli bir avantaj sağlıyor..

Su altı mahlukatı, kemikleri solungaç gibi gördüğünden NÖ’yü büyük bir balık zannedip kaçışıyorlar..

Konuştuğu çok az görülüyor.. Devamlı suskun ve düşünceli bir ifadesi var.. O yüzden alın derisi devamlı kırışık..

Tanımayan biri NÖ’yü ilk kez gördüğünde; alnındaki sıkıntılı kırışıklıklara bakıp onun “Çözülmez Fermat Teoremini” çözmek üzere olduğunu zanneder..

Başının saç tutmaması devamlı olarak kara kara düşünme halindendir..

Eylemleri onun plânladığına dair kuvvetli deliller mevcuttur..

Nitekim bir süre önce satın aldığı şişme bota mânâsız “Limak” adını vermesi, bununla yazlıkçı gibi sahilleri dolaşması tezimin başka bir kanıtı..

Besbelli My Pavyon’a denizden amfibik bir çıkarma yapılıp yapılamayacağını araştırıyormuş..

Özetle İstanbul sosyetiklerinin My Pavyon baskını başarılı olmuş..

Profesör Oğuz sahnenin dibine kadar gelip yanındaki MA ve NÖ ile birlikte şarkılara zoraki vokal yaparken, eylemcilerden Mihriban M. başka bir masadaki kadınlara zorla şarkı söyletip, el çırptırıyormuş..

Eyleme katılan kadın sayısının on beş olduğu ve bunun TRT Yurttan Sesler Korosu’ndaki kadınlardan fazla olduğu haberden anlaşılıyor..

***


Eylem sırasında Emre Ergani tarafından yönlendirilen başka bir grubun Cenk Eren’in fantezi şarkıları ile halay çekmesi geceye öldürücü darbeyi vurmuş..

Mekân sahipleri tarafından kendisine zorla masa yapılan ve gece boyu rehin tutulan Hürriyet Ege muhabiri ŞD ise sosyete baskınından yara almadan kurtulmuş..

Hürriyet Ege’yi medya denilen güzellikler âleminde tek geçmemin bir sebebi daha var ki tarife gelmez..

Baskıncı sosyetiklerin reisi olan ve haberde “Profesör Oğuz” olarak kodlanan kişinin Hürriyet Gazetesi’nde her gün yarım sayfa yazı yazması..

Her Allah’ın günü imzasıyla birlikte fotoğrafının çıkması..

Buna rağmen haberi yazan muhabir ve o haberi sayfaya yerleştiren sayfa sekreteri tarafından teşhis edilememesi..

Bay Enis Berberoğlu’nu buradan uyarıyorum.. Temmuz ayı değerlendirmelerine dikkat isterim..

Eğer “Ayın Elemanı” buradan yani Hürriyet Ege ilavesinden çıkmazsa bu işin içinde başka işler var demektir..

Mesul olursunuz..

DİĞER YENİ YAZILAR