Bilgi bize lazım değil Hele Google hiç değil

Neden diyen olursa “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur da o sebepten..” cevabını verip, soruyu soranı o saat apıştırırım.. Asil kanımızı taşıyan damarlarımız sağ olsun.. Bir konuda iki cümle bellememiz yeter.. Belledik mi uzman gibi konuya o damardan dalarız..



Allah Google denilen gizli teşkilatı çökerten “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu” nun zeyrek üyelerine kuvvet versin..

Şimdi ne kadar köşe yazarı varsa Google’u bahane edip üzerlerine gelecek..

Bugün açtığım gazetelerin erken davranan köşe yazarları saldırmaya başlamıştı bile..

Bilmem bu cesareti nereden buluyorlar.. Bence kurulun isminden..

Unvanının içinde “Yüksek” sözcüğü olmadığından “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu” nu hafife alıyorlar..

Bülbül Ötüşlü Kanarya Yetiştiricileri Derneği gibi bir şey sanıyorlar..

Koy unvanın içine “Yüksek” sözcüğünü, bakalım cesaretleri kalıyor mu?

***

Şikâyete bakın şikâyete..

Yasakçı zihniyetin engelleme gayreti yüzünden bilmem ne arama motorları iptâl olmuş.. İnternet şebekesi çok ağır çalışıyormuş..

Eee ? N’olmuş yani? Senin kafan da ağır çalışıyor.. Şimdi buradan hükümet krizi mi çıkarmak lazım?

Ayrıca şu internet denen nesneyi ne zaman bilgiyi aramak için kullandınız da ağlaşıyorsunuz?

Önce YouTube dalgasına dadandılar..

Kız arkadaşından kıllanmaya başlayan, onun münasebetsiz bir fotoğrafını çekip, tedbir olarak saklıyor..

Kız “Hata sende değil bende..” deyip bağımsızlığını ilân eder etmez o fotoğrafı YouTube’a veriyor.. Eylemin içinde şantaj, tehdit ne ararsan var..

İLGİ PATLAMASI

Hükümet adamlarımız ferasetli olduğundan gidişattan hayırsızlık sezdi.. “Atatürkümüz’e saldırı var..” bahanesiyle YouTube’a dalıp çıkmayı yasakladı..

Böylece memleket kızlarının, terkedilmiş oğlan çocukları marifetiyle uluslararası dillere düşürülmesi önlenmiş oldu..

Terkedilmiş yiğitlerimizin bu yalnızlığı doğal olarak “porno sitelerine” ilgiyi patlattı..

Avrupa ülkeleri içinde internet kullanımında son sıralardayız.. Porno sitelerine erişim konusunda ise dünyada bir numara..

Facebook olayı da elimizde çürüdü..

Mahallede düğün var diyelim.. Gelin başı yapılmış, bekâr kızların suratı bir kooperatif dairesini badana edecek miktarda boya ile boyanmış..

Ertesi gün gir Facebook’a ..

O gece kim Rüya Düğün Salonu’nun pistinde göbek atmışsa tek tek fotoğraflarını gör.. Bir teşhir merakı, bir “varoluş” gayreti, anlaşılır gibi değil..

Merak etmeyin..

“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu” bu işin de hakkından eninde sonunda gelecek ama şimdilik iyi bir plân yapamadılar..

Biz bunlarla uğraşırken başımıza bir de “Twitter” merakı çıktı..

İngilizce sözcüğün Türkçe karşılığı “cıvıldamak” imiş.. O saatten sonra memleket kuş olup şakımaya başladı..

Herkes kendince bir kuş olmuş, cep telefonu üzerinden şakıyor..

(Not: Dikkatinizi çekerim.. Yazar burada Twitter kullanıcılarına “kuş beyinli” demek istemiyor.. Sistem sayesinde memleketin Manyas Kuş Cenneti’ne döndüğünü anlatmaya çalışıyor.. Aferin yazara..)

***

Şakıma da ne şakıma?

“Bugün İstinye Park’ta Elif’le salata yedik..”

“Halı sahada top oynarken Kamil’in dötünün çatalı göründü..”

“Bir kitaba başladım.. Üçüncü sayfada uyuyakalmışım..”

İnternet üzerinden daldan dala kondurulan laflar böyle şeyler..

Bir de ağır entel takılanlar türetti sistem..

Sağdan soldan apartılan özlü sözleri kendi namına Twitter’e tıkıp; bu kadarını bile akıl edemeyenleri kendilerine hayran bırakan, ağır entel abiler çıktı başımıza..

Şimdi Google yasağı yüzünden yeterince hızlı cıvıldayamadıkları için hepsi sinirli..

NEMİZE GEREK

Bu enayice yasak yüzünden olan üç beş gerçek internet kullanıcısına oldu.. Gerisinin zaten bilgi ile alâkası yoktu..

Aha taptaze misal! İsrail vak’asından sonra memleketin ne kadar akil bilinen, ferasetli adamı varsa ekranlara çıktı..

Laf dönüp dolaşıp “Biz koca Arap yarımadasını bir manga askerle idare ederdik..” noktasına geldi..

Şimdi eminim, birlerce hanede İsrail tartışması yapıldığında, papağan gibi aynı cümle tekrar ediliyordur..

Kimse merak etmemiştir, hakikaten böyle miydi diye..

Bir Allah kulu da “Koca Arap yarımadası.. Siyaseti boş ver.. Yüzlerce yağmacı, talancı aşiret var.. Nasıl olur da bir manga ile güvenlik sağlanır..” diye kuşkulanmamıştır..

Bize bilgi değil slogan lazım..

“Arabistan’ı bir manga askerle idare ettik..” cümlesi gibi..

Arabistan yarımadası şurada dursun..

1908’de Beyrut’ta bir tugay askerimiz vardı.. İnanmayan parasına kıyar, Beyrut Şehremini Salah Ali Selam’ın Klasik Yayınlar’dan çıkan anılarına bakar..

1800’lerin başında isyan eden Vahabiler’in başını yakalayıp İstanbul’da idam edebilmek için Sultan’ın koca ordusu çöllerde yürüyerek tabanlarını yardı..

1900’lü yılların başında Mekkeli asiler karakolumuzu bastılar, iki bölük askerimizi bir konakta muhasara ettiler..

Üzerlerine koca bir kolordu sürmesek işimiz yamandı.. Bilgiyle işimiz olmadığından “Arabistan’ı bir manga askerle idare ettik..” cümlesiyle en az yirmi yıl daha geçiririz..

Sonra internet üzerinden erişim yok, bilgiye ulaşamıyoruz deyip ağlaşırız..

***

Google yasağına kızmak! Ona ben de varım.. Ama bilgiye ihtiyaç duymadığımız için bu adamlar dikildi başımıza..

Biz interneti Facebook teşhirciliği, Twitter sığlığı, YouTube üzerinden tehdit ve şantaj için kullandık.. Porno sitelerinden çıkmadık..

Hükümet adamlarının icat ettiği kurum da bunları bildiğinden başımıza bu işleri getirdi..

Görürsünüz, bağırmanın çağırmanın faydası olmayacak..

Çünkü hükümet adamlarımızın başı bile YouTube’a korsan yollardan girmeyi tercih ediyor.. Sen de çareni kendine göre bul..

İlle de bağıracağım dersen.. “Aman dayı ölüyom ..” diye ağlaşan Niğdeli’ye dayısının ettiği lafı hatırlatırım:

“Valla yeğen, sen bilirsin..”