Hukuk başka şey.. Onu yorumlamak başka şey..

Haberin Devamı

Biz evrensel kurallar, standartlar neyim anlamayız.. Olayın hukuki yakasını kendimize göre sündürürüz .. Osmanlı’nın tavşanı arabayla avlaması bu sayede mümkün olmuştur.. Hem eskilerin bi r lafı vardır.. “Her akıl bir olsa bağ duvarı neylesin?” derler ki doğrudur..

“İnsan ile eşeğin farkını karpuz kabuğu ortaya çıkarmıştır..”

Eşek kısmının aklına karpuz kabuğu düştü mü anırır.. Buldu mu da kıtır kıtır yer.. İnsan ise karpuz kabuğunun tamamını yemez, içini kemirir..

Farkı yaratan da budur..

Hukuk ile hukuksuzluğun farkını ortaya koyacak böyle sağlam bir ölçümüz yok..

Nedeni de orta yerde karpuz olmaması.. O yüzdendir ki bizim memleketin okumuşları “hukuk tartışması” başlattı mı katiyen kulak asmam..

Çünkü okumuş yazmış takımı ne yoksa ona inanır.. Temsil UFO’ların memlekete adam taşıdığına inandıkları gibi..

Onlara sorsan Nevşehir’in Ürgüp ilçesi UFO’ların inip kalktığı otobüs garajıdır..

***


Bodrum’da otelin biri tutmuş, tango dansı yarışması düzenlemiş..

Millet bu otelde bir eyyam “tango kursu” görmüş.. Kurs bittiğinde aralarında toplanıp “Bir yarışma yapsak da kimin damını daha iyi esnettiğini şöyle bir görsek..” demişler..

Ne var bunda?

Belli ki otelin işleri, Ramazan’a denk gelen turizm mevsimi yüzünden ters gidiyor..

Böyle bir dans etkinliği ile iki gıdım nefes almaya çalışacaklar..

Hazırlıklar yapılmış, millete “okuyucu” gönderilmiş.. Otel süslenmiş.. Hazırlık tamam olmuş.. Tam caz bant elemanları davullarına vuracak, nefesli sazlarını üfleyecek ki jandarma kapıya dayanmış..

“Hayırdır baş efendi?”

AL SANA HUKUK

Otelin kapısına gelen jandarma müfrezesinin başındaki kumandanın gerekçesi hazır..

“Etkinliği durduruyoruz.. Herkes dağılsın..”

“Allah Allah.. Kim diyor yapılamayacağını?”

“Hukuk diyor, tango dansı da yapamazsınız yarışmasını da..”

“Hukuk’a ne oluyor da dansımızı yasaklıyor?”

“Hakkınızda şikâyet var..”

“Kimmiş şikâyetçi? Sebebi neymiş?”

“Türkiye Dans Sporları Federasyonu..”

Dikkatli okuyun.. Hukuk’un tavan yaptığı bir noktadayız.. Bundan ilerisi, Şam’da kayısı..

Biraz “flaş bek” yapalım, hikâyemiz TV dizisi gibi kurgulu olsun..

Bir eyyam önce Bodrum ahalisi içindeki Arjantin tangosunu sevenler aralarında toplaşmış..

“Birlik olalım, birlikten kuvvet doğar.. Birlik olursak Hip Hopçular bizi ezemez..” demişler..

Böylece “Bodrum Latin Dansları Sevenler Derneği”ni kurmuşlar..

Bizim ahalinin bu örgütlenme meselesindeki tuhaflıklarını bugüne kadar anlamış değilim, o yüzden yorumsuz geçiyorum ..

Derken etkinlik niyetine tango dansı yarışması düzenlemişler..

Bunların derneğine daha işin başında karşı olan Türkiye Dans Sporları Federasyonu da tutmuş, vilayete şikâyet dilekçesi vermiş..

Yetki bizdedir, biz izin vermedikçe bırakın tango yapmayı düğünlerde yeni evliler dahi “vites kolu değiştirme dansını” yapamazlar mealinde..

Söylemesi ayıptır bi hikmet-i müteal yaradılıştan “Hukuk toplumu” olduğumuzdan, vilayet adamları şikâyet dilekçesini incelemiş.. “Evet..” demişler..

Madem ki federasyon önce kuruldu hak onlarındır.. Onlar istemeden bırakın dansı kimse kendi evinde aşka gelip tahta kaşıkla oynayamaz..

***


Hukuki yorum böyle..

Memlekette yüzme federasyonumuz var, misal.. Yazlık yerlerde denize inen bebeler bu federasyondan izin almadan aralarında yarışırlarsa o da suç olur..

Vilayet adamlarının yorumu böyle.. Hukukun üstünlüğüne inanacaksak buna da inanacağız..

İşin beni korkutan tarafı başka.. Vilayet adamlarının hukuku böyle yorumlaması ile hükümet adamlarının eline başka bir koz geçmiş oldu..

Diyelim özel okullardan birinin bahçesinde bebeler sınıf maçı yapıyor..

Gelirsin, okulu bastırırsın.. Bebelerin Futbol Federasyonu’ndan izin alıp almadığına bakarsın.. İzin yoksa “Burada hukuk dışı şeyler oluyor..” deyip okulu yıkarsın..

BİZE GÖRE DURUM

Bir işi tersinden anlamakta üzerimize yok.. Hani ava çıkan talihsiz avcının halleri gibi..

Adam atına binmiş, şahinini de omzuna kondurup ava çıkmış..

Yolda denk geldiği bir yatırı görünce durup “Ya hazret, duamın yüzüstü hürmetine bana iyi avlar nasip eyle..” diye el açmış..

Duadan sonra bir fırtına çıkmış.. Bir yağmur, bir sel.. Say ki Ayamama Deresi azmış..

At uçurumdan uçmuş, şahinini kartal kapmış.. Avcının kendisi yaya yapıldak perişan halde köyüne dönerken aynı yatırın önüne gelmiş..

“Evliya olmasına iyi evliyasın hazret ama lafı tersinden anlıyorsun..” demiş..

Bizim evrensel kuralları kafamıza göre yorumlama işlerimizin eşi benzeri yoktur..

Yönetmen arkadaşım Sırrı Süreyya Önder üç gün önce harika bir fıkra anlatmıştı..

Sevgili Kanat önce davranıp yazarak fıkrayı elimizde patlattı ancak duruma bundan daha iyi uyanı olmadığından izniyle tekrarlayacağım..

İki vatandaşımız Londra’da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor.. Sormuşlar.. U2’nin konseri varmış..

Bizimkiler “ Gidek , biz de görek ..” deyip soluğu stadyumda almışlar..

Konser başlamış.. Millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor.. Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor..

***

Solistleri Bono birden müziği durdurup elini şaklatmış.. Herkes şaşkın.. İki üç saniye sonra bir daha şaklatmış.. Bir daha..

Sonra “Elimi niye şaklatıyorum biliyor musunuz?” diye kalabalığa sormuş.. On binlerce kişiden çıt yok.. Bono, sorusunu kendisi cevaplandırmış..

“Afrika açlık çekiyor.. Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor..”

Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın, şoklanmış gibi soliste bakarken gerilerden bir ses yükselmiş..

“Goduğumun evladı.. Sen de elini çırpma o zaman..”

Yorumun kimden geldiğini siz anladınız.. Farz edin ki bizim vilayet adamları oradaydı..

DİĞER YENİ YAZILAR