Olmadı Haşmet Bey! Hem de hiç olmadı!

Bugün geleneksel olarak Türkiye'nin 2004 Yıldız Falı'nı yazmam gerekirdi.. Ancak uzmanı ve tek söz sahibi olduğum bir konuya başka bir meslektaş tarafından tecavüz edilmesinin acısını yaşıyorum.. İş bu yazı bu şartların getirdiği duygusallıkla yazılmıştır.. Heyhat! İş işten geçmiştir..

Haberin Devamı

Bu medya dediğimiz sektörün kendine göre gelenekleri vardır.. Bunların başında da esnaftan birinin başka birinin ayağına dolanmaması gelir.. Ayağa dolanmak ne demektir? Artık her şeyi ile bir meslektaşa ait olduğu kabul gören bir konuda at oynatmak demektir.. Şöyle açıklayayım.. İlkbahar gelip de çağla badem çıktı mı bunu hiçbir gazeteci İzmirli meslektaşımız Kenan Scven'den önce yazmaz.. "Çağla badem çıktı.. Kilosu şu kadar lira.." diye yazma hakkı meslektaşları tarafından "görme özürlü" lakabı ile anılan Kenan Seven'e aittir..

Kabul ediyorum.. Bu işte patent hakkı gibi yasal zorlamalar yoktur ancak meslektaşlarımızın ortak rızası ile bu böyle olmuştur.. Bugüne kadar da hiçbir meslektaşımız "Çağla badem çıktı.." haberinin ilk kullanım hakkına tecavüz etmemiştir.. Arzu ederseniz durumu yerinde inceleyip bizzat Kör Kenan Bey'e sorabilirsiniz.. Bu etik açısından da böyledir, butik açısından da.. Yine aynı şekilde "Kıbrıs'ta neler oluyor?" sorusu sorulduğunda (veya sorulmadığında) cevap verme önceliği yahut konuyu durduk yerde açma önceliği Sayın Hasan Cemal'e aittir.. Bu da herkes tarafından bilinir.. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş dahi Sayın Hasan Cemal makalesini yazmadan fikir beyan etmez.. Son zamanlarda "Irak'ta neler oluyor?" konusu da Sayın Hasan Cemal'in zilyedine geçmiş gözükmektedir..

Saddam bekliyor
Gerçi Irak'ta neler olup bitiyor sorusunun cevabını Sayın Hasan Cemal dahi bilmemektedir ama bu durum onun konuya dair önceliğini zedelemez.. Netekim Sayın Saddam Hüseyin ele geçtiğinde Amerikalılara önce: "Yakalandığıma inanmıyorum.. Hasan Cemal Bey yazmadan da kabul etmem.." demiştir.. Hâlâ da kabul etmemektedir.. Çünkü Sayın Hasan Cemal'in konuya dair tahkikatı henüz sonuçlanmamıştır. Şöyle bir sıralama yaparsak kimin hangi konularda ehil ve yetkin olduğunu, yani ilk söz sahibi olduğunu görebiliriz:

Temsil bir futbol maçında tartışmalı bir pozisyon varsa, medya olayı dillendirmeden önce mutlak surette Sayın Erman Toroğlu'nun değerlendirmesini bekler.. O bir hakem hakkında hüküm vermedikçe spor yazarları hiç vermez.. İsterse o hakem gidip ameliyatla cinsiyet değiştirip Neslihan Yargıcı'dan giyinsin.. Bize göre sapına kadar erkektir.. Başka bir örnek vereyim.. Trafik polislerine yaptıkları yanlışları gösterme; Sabah yazıişlerinin habercilik konusundaki hatalarını söyleme; Lucescu'nun korkak olduğunu ilân etme; bir pop şarkıcısına aslında popçu olmadığını söyleme hakları hep Sayın Hıncal Uluç'a aittir.. Yer darlığından örnekleri çoğaltmıyorum.. Bunları herkes bilir ve kimse bu konulara "yanlama" yapmaz..

Astroloji konusu
Sayın Haşmet Babaoğlu.. Sizin isminiz de "aşk konulu yazılarla" birlikte anıldığı halde, işletme sahanızda tekel bulunmamaktadır.. Bu da aşk konusunda birden fazla yazarın hak iddia etmesinden kaynaklanmaktadır.. Ortada bir hukuki kargaşa söz konusu olduğu halde meslektaşlarımız aşk konusuna uluorta girmekten dikkatle kaçınırlar.. Özellikle de ben bu titizliği gösterenlerin başında gelirim.. Benim de kendime ait alanlarım vardır.. Her yıl sonunda Türkiye'nin genel astrolojik falına bakmak gibi.. Aralık ayının son günleri geldi mi kamuoyu dikkat kesilir ve ağzımın içine bakar.. Ben "Bu yıl Koç erkekleri için tatsız geçecek.. Evlilik hayatlarına dikkat!" diye yazayım.. O yıl Koçtu, Oğlaktı bilumum davar burcuna kayıtlı erkeklerin aile hayatı tehlikeye girer.. Davar burçları sınıfından olup da evli bulunanların yüzde sekseni kansını sebepsiz boşar..

Hal böyleyken tutup Pazar ilâvesinde yıldız falı yazmış, işletme hakkı özüme ait olan bir konuya tecavüz etmişsiniz.. Bunu ustaca kullandığız kaleminize de yakıştıramadım, küpenize de.. Üstelik konuya tarafsız kalamadığınız da hemen anlaşılıyor.. Yengeç Burcu mensupları için; "Onların hayalci olduğunu söyleyen astroloji kitaplarına hep şaşmışımdır.. Onlarınki özelikle geriye dönük uzun hesaplaşmalardır.. Hayal filan değil.." diyorsunuz.. Kendiniz Yengeç Burcu' na mensup olduğunuzdan bu burca torpil yaptığınız hemen anlaşılıyor.. "Sevilmeye düşkün, sevmeye korkak.." ifadeleri ise kendi adınıza okura "gel gel.." yapmaktan başka bir şey değil.. Ne fena! Eğer benim 1999 yılı sonunda bu burç için yazdığım "Haplanmış insanların burcu Yengeç ve bunların Türk turizmi üzerideki yan etkileri.." başlıklı makalemi okusaydınız belki bu cüreti göstermezdiniz.. Lütfen her konuyu erbabına bırakalım.. Ne demiş şair? "Ayak altında dolaşma.. Fikirlerime bulaşma.."

Önemli bir not
Spor Müdürümüz Sayın İbrahim Seten'e bir uyarı: "Bay İbrahim! Geçen gün ben yokken odama uğramışsınız.. Artık nasıl bir ruh hali içindeyseniz bilemem.. Tokalarınızı saçınızdan çıkartıp çıkartıp oraya buraya bırakmışsınız.. Yakın silah arkadaşım Kemal Yıldırım bu tokaları tek tek toplayıp, bir zabıt tutarak sekreterime teslim etmiş.. İlk fırsatta uğrayıp tokalarınızı alın.. İster saçınıza takın isterseniz başka birşey yapın.. Örnekleri çoğaltamıyorum.. Çünkü delikanlı bir adam olarak hayatımda toka kullanmadım.. O yüzden toka denilen nesnenin bir er kişinin ne işine yarayacağını bilemem.. Hayırlı süslenmeler.."
Bir dost!

DİĞER YENİ YAZILAR