İsrail ve lobisi artık “İllallah” dedirtiyor

Pazar günkü New York Times’da Nicholas Kristoff’un da yazdığı gibi, ABD’de Demokratlar, Bush’un her adımına karşı çıkıyorlar; İsrail’i bağrına basması dışında

Haberin Devamı

Pazar günkü New York Times’da Nicholas Kristoff’un da yazdığı gibi, ABD’de Demokratlar, Bush’un her adımına karşı çıkıyorlar; İsrail’i bağrına basması dışında. Barrack Obama, Hillary Clinton gibi başkan aday adayları da İsrail’e toz kondurmamaya özen gösteriyorlar.

Dün Ariel Şaron Washington’dan gelen bu kayıtsız şartsız desteğe güvenerek fütursuzca hareket etti, bugün Ehud Olmert aynısını yapıyor. Örneğin İsrail’in önde gelen insan hakları örgütü B’Tselem’e göre geçen yıl İsrail tarafında 17 sivil, 6 asker; Filistinlilerdense en az yarısı sivil ve 141’i küçük yaşta olmak üzere 660 kişi öldürüldü. Buna rağmen Bush yönetimi sadece Filistinlileri suçluyor.

Her kesimden tepkiler
Chicago Üniversitesi’nden John Mearsheimer ve Harvard Üniversitesi’nden Stephen Walt, İsrail lobisinin Amerikan dış politikasını nasıl rehin aldığını yazdılar ve müthiş bir karalama kampanyasına maruz kaldılar. Ardından eski Başkan Jimmy Carter “Irk Ayrımı Değil Barış” adlı kitabında İsrail’e karşı Filistinlileri gözeten bir kitap yazdı, başına gelmedik kalmadı.

Ama mücadele sürüyor. Şimdiyse sahneye Musevi kökenli sol ve liberal Amerikalı aydınlar çıkıyor. İsrail sertleştikçe onların eleştirileri de keskinleşiyor. Amerikan Musevi Komitesi’nden Alvin H. Rosenfeld’in kaleme aldığı, “İlerici Musevi Düşüncesi ve Yeni Anti-semitizm (Yahudi Aleyhtarlığı)” başlıklı yazısı, İsrail lobisinin en çok bu içerden eleştirilerden rahatsız olduğunu gösteriyor.

Bu yazıda hedef alınanlardan biri de Washington Post yazarı Robert Cohen. Onun suçu, geçen yaz, İsrail’in Lübnan’a saldırdığı günlerde, 18 Temmuz’daki yazısına “İsrail’in şu an yapabileceği en büyük hata, İsrail’in kendisinin bir hata olduğunu unutmak olurdu” diye başlaması. Kendisi de Musevi asıllı olan Cohen’e gore Avrupa Musevilerine Müslüman ve kısmen Hıristiyan Arapların ortasında bir millet yaratma fikri bir savaş ve terör yüzyılı üretmişti. Cohen İsrail’i, Hizbullah veya Hamas’ı suçlamaktan vazgeçip İsrail-Arap savaşının artık İsrail-Müslüman savaşına dönüştüğünü kabul etmeye çağırmıştı.

Ve Soros devrede
Şimdi bayrağı George Soros devraldı. “Dindar bir Yahudi değilim, ama İsrail’in varlığını sürdürmesini istiyorum” diyen ünlü para sihirbazı, New York Review of Books adlı derginin 12 Nisan sayısında çıkacak olan uzun yazısında, İsrail ve Amerikan yönetimlerini ve AIPAC başta olmak üzere İsrail lobisini bombardımana tutuyor. Bir özeti Financial Times’da yayınlanan yazıda Soros, İsrail ve ABD’nin Hamas’lı her türlü formüle karşı çıkmasını “umutsuz bir strateji” olarak niteliyor ve “Hamas’ın desteklemediği hiçbir barış anlaşmasının şansı yok” diye devam ediyor. Soros Suudi Arabistan’ın girişimiyle ortaya çıkan Hamas-El Fetih ve bağımsızlar koalisyon hükümetini kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüyor.

Soros’a göre “İran, İsrail için Hamas ya da Hizbullah’dan daha tehlikeli”. ABD ve İsrail bu grupları dışlayarak aslında İran’ın ekmeğine yağ sürüyorlar. Soros tıkanıklığı aşmak için şu formülü öneriyor: “Hamas’ın İsrail’i tanımasını ’görüşmelerin ön şartı’olarak değil de ’anlaşmanın şartı’olarak görmek gerek.”

Soros Bush’un ikinci kez seçilmemesi için elinden geleni yapmış, nice para akıtmış ama başarılı olamamıştı.

Umalım ki İsrail’i ve ABD’deki İsrail lobisini dizginleme amacına ulaşabilsin.

DİĞER YENİ YAZILAR