Demokrasinin cilveleri

Başbakan'ın Savaş'la ilgili olarak ABD'den gelen Türkiye yorumlarına karşılık söylediği "Biz Irak Savaşı konusunda hiç hata yapmadık" sözlerini duyar duymaz: doktor röportajlarımın da etkisiyle "Yok canım, hafızalar mı zayıf yoksa bende erken -çook erken-Allzheimer filan mı başladı ...

Haberin Devamı

Perşembe günleri yazmadığım için bir günlük gecikmeyle geliyor bu yazı. Oysa önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Savaş'la ilgili olarak ABD'den gelen Türkiye yorumlarına karşılık söylediği "Biz Irak Savaşı konusunda hiç hata yapmadık" sözlerini duyar duymaz doktor röportajlarımın da etkisiyle "Yok canım, hafızalar mı zayıf yoksa bende erken -çook erken- Allzheimer filan mı başladı. Yapılanları, söylenenleri mi karıştırıyorum" diye düşünmüş ve bir kenara notumu almıştım.

Dün Mehmet Barlas, eline sağlık, yazacaklarımı tek tek yazmış. Şimdi ben birkaç cümle ile kendi görüşümü özetleyeyim. Bazı meslektaşlarımızın sürekli vurguladığı "Irak'a demokrasi kaç kişinin ölümüyle geliyor. Böyle demokrasi olur mu?" konusu ayrı mesele. Amerika'nın bu savaşa kararlı olduğu biliniyordu (ve ABD'nin inatla savaş kararını onaylamasam da hâlâ bazen terör, dikta rejimleri gibi çözümsüz sorunlarda radikal ve acı çözümlerin gerektiğini de göz ardı edemiyorum.) Eğer Türkiye'den yararlanmalarını, yardımcı olmayı istemiyorsak bunu baştan bildirmeliydik. Önce "Yanınızdayız, gerekeni yapacağız" şeklinde açıklamalar ve para pazarlıkları yaptıktan, ABD'ye gidip iş birliği mesajları verdikten ve onlar bu sözlere dayanarak buraya yığınak yapıp, gemilerini, uçaklarını, araçlarını taşıdıktan sonra karar değiştirmek açıkça hataydı.

Meclis'in konuyu görüşüp, istenen kararı alması bizim basite indirgediğimiz "taşınma işlemi"nden önce olmalıydı.

Her şeyden önemlisi "para pazarlığı"nın ulu orta ve Türkiye'yi küçük düşürecek şekilde yapılması hataydı.

Her kafadan ayrı ses çıkması, Başbakan ve yardımcısının, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın gün gün yaptıkları açıklamaların tümü hataydı.

Ayrıca... Kafayı iyi çalıştırmayan, yanlış üstüne yanlış yapan bir hükümetin hatalarının 70 milyona mal edilmesi, kuşaklar boyu unutulmayacak olması da çok üzücü. Demokrasinin cilveleri bunlar.

Sonuç olarak bir hatadır yaptık işte... Siyasetle duyguları (ve tabiî duygu sömürüsünü) karıştırdık. Peki biz "hiç hata yapmayan" bir ülke olarak mı kalmalıyız sonsuza kadar?

Yarı yolda bırakmak, sözünde durmamak, kararsız hükümetler özellikle dış siyasette ağır bedeller getiriyor.

Kabul etmek zorundayız!



Sağlığımız ne kadar önemli?
Söz verdiğim gibi "Süper Doktorlarımızla Tıpta Son Gelişmeler" başlıklı röportajlarımın bir özetine başlıyorum (Ne yapalım ki bugün ilanımız var). İşte seçtiğimiz doktorların "Yap" ve "Yapma"ları...

Göz / Dr. Sinan GÖKER

Yap
* Antioksidan al.
* Dengeli beslenmeye dikkat et, hayvani gıdalardan uzak dur.
* Kontrolü ihmal etme, güneşi %100 filtre eden gözlük kullan.

Yapma
* Sigara, hava kirliliği gibi damarları bozan olumsuz şartlardan uzak dur.
* Solarium ve aşırı güneş ışığından sakın.

(Yarın devam edecek...)

DİĞER YENİ YAZILAR