Edinburg'da oylamayı kaybettik! (2)

Bununla birlikte İskoçya'dan gelen mektuplar Edinburg Belediye Meclisi'ndeki Ermeni soykırım tasansı oylamasında "Labour'dan iki üyenin Türkiye'nin tarafında olmasının, bir başka üyenin ise 'tasarıyı çekme önerisi' sunmasının sevindirici olduğunu" bildiriyor

Haberin Devamı

Bununla birlikte İskoçya'dan gelen mektuplar Edinburg Belediye Meclisi'ndeki Ermeni soykırım tasansı oylamasında "Labour'dan iki üyenin Türkiye'nin tarafında olmasının, bir başka üyenin ise 'tasarıyı çekme önerisi' sunmasının sevindirici olduğunu" bildiriyor.

Şimdi aynı Türkler bu sözde tasarının "dondurulması" için çalışıyorlar. İyi de... Dışişleri Bakanlığı neyle meşgul?

Edinburg Belediye Meclisi'ni Ermeni tasarısını reddetmeye ikna görevi sadece "kendi çalışmasını bırakarak Meclis üyelerinin peşine düşen" öğrencilere mi aittir? Tasanda "dünyanın soykırım konusunu kabul ettiği" yazıyormuş, üstelik Avrupa ülkelerine teker teker kabul ettiriyorlar! Abdullah Gül ve Bakanlığı ne yapıyor?

Gül'ün görevi "türban" konusunda halkı kışkırtmak, bölmek midir yoksa Türkiye'nin dış sorunlarını çözmeye uğraşmak mı?

Abdullah Gül ve Bakanlığı aşırı ihmal ve ilgisizlikleri nedeniyle Ermeni tasarısının meclislerde kabulünden sorumludur. Tarihe böyle geçecekler, bunu unutmasınlar!

Tepetaklak kahkaha!

Gülmeyi çok severim ben... "Kim sevmez" diyeceksiniz tabii hemen. Ama durun, noktalan koydum ve fakat sözüm henüz tamamlanmış değil, gülmeyi severim ama gülebilmem için sıkı espri gereklidir, öyle kolay gülemem, kolay gülmediğim gibi kötü espriden de -kim yapmış olursa olsun- fena halde sıkılırım.

Bu nedenle, komedinin de gerçek komedi olması gerekiyor sevmem için. Bu girişten sonra Tiyatro İstanbul'un son oyunu Tepetaklak beni ilk sahneden sonuna kadar aralıksız güldürdü demem yeterli sanıyorum.

Genellikle ingiliz ve Fransız yazarlar başta olmak üzere yabancı eserlerin en güzellerini seçen ve Türkçeye çevirerek Mecidiyeköy, Profilo Alışveriş Merkezi'ndeki kendi tiyatrosunda sahneye koyan Gencay Gürün yine çok doğru bir seçim yapmış. Yönetmenlikteki, kostüm, şarkı seçimindeki başarısını da bir kez daha göstererek gerçek bir komedi çıkarmış.

Kendi sanatçılarımızın performansıyla dünyanın her ülkesinde aynı zevkle izlenebilecek bir oyun Tepetaklak. Başrollerinde Metin Serezli, Nilgün Belgün ve Volkan Severcan deneyimlerinden gelen inanılmaz rahat oyunlarıyla seyirciyi büyülüyorlar. Diğer sanatçıların başarısı da göz ardı edilecek gibi değil.

Evlenmek üzere olan bir adamın, düğün gününde eşi, ucuk-kaçık kızkardeşi ve sevgilisiyle arasında geçen olayları anlatan ve Efes Pilsen'in sponsorluğuyla sahnelenen Tepetaklak'ı kaçırmayın.

Hele gülmeyi seviyorsanız çok beğeneceksiniz.

Sanatçı ve geveze!

Toplum önderleri" tanımına sanatçılar da girer ve bu önderlerin sorumlulukları arasında zamanında ve düzgün konuşabilmek de vardır.

Hülya Avşar'ın her seferinde bir yanlış mesaj veren konuşmalarından söz ettiğimde "Bu saçmalıklara köşenizde neden yer veriyorsunuz" diyen tepkiler geliyor. Ama ün kazanmış bir ismin insanlara, özellikle de eğitimsiz insanlara bu yanlış mesajları (belki reyting ve gündeme gelmek uğruna) vermesine susmak da oldukça zor.

Son yaptığı "Kızımı dövmedim ama hak ederse ona bir araba sopa cekerim(...) Kaşınanı döverler" şeklindeki konuşması da en az daha öncekiler kadar kötü!

Şiddetin kol gezdiği, bazı kadınların ekranlara çıkıp "Kadına dayak Kur'an'da vardır" diyerek akıl mantık kabul etmez konuşmalarla şiddete teşvik ettiği bir toplumda, sanatçıyım diye ortaya çıkan bir kadın, yine bir başka kadınla ilgili dayak olayı konusunda bunları söyleyemez. Çocuğa dayağı masum gösteremez, öneremez.

Ne oldu Hülya Avşar'a bilmiyorum, iyice şaşırdı bu aralar...

Bugüne kadar kazandıklarını kaybetmek istemiyorsa susmayı öğrenmeli bence!

DİĞER YENİ YAZILAR