Abdullah Gül neden Sabetayist oldu?

Bu konuda yeterli kültüre sahip değildim doğrusu... İnsan her şeyi bilmek zorunda değil ki ayrıca ben de her konuyu, her şeyi bildiğini iddia eden bir ukalâ değilim.

Haberin Devamı

Bu konuda yeterli kültüre sahip değildim doğrusu... İnsan her şeyi bilmek zorunda değil ki ayrıca ben de her konuyu, her şeyi bildiğini iddia eden bir ukalâ değilim.

Birileri bana adımın Internet'te "Sabetayist'lerin isimlerini verdikleri listelerde yer aldığını söyleyince, daha önce de yazdığım gibi "nedir bu Sabetayist, yenir mi?" diye sormuştum. Sonra öğrendim, biraz anlatıldı, biraz okudum ve "ne olduğumu" anlamış oldum. Doğrusu insanın ne olduğunu, hangi köklerden geldiğini başkalarının bilmesi(!) ama kendisinin bihaber olması takdir edersiniz ki korkunç bir durum.

O sıralarda bu Sabetayist olayı herkese korku salacak şekilde, sanki çok önemli bir ifşaatta bulunuluyormuş gibi basında yer alıyor ve kimseler dokunmaya yanaşmıyordu. Listelere baktığınızda ise kafası çalışan, gerçekleri gören ve toplumu aydınlatabilen veya herhangi bir dalda başarı kazanmış insanların neredeyse hepsini kuş yemi gibi serpiştirdiklerini görüyordunuz.

Eh tabiî, ünlüleri, başarılı olanları alacaksın ki hem ses getirsin, hem de karizmaları çizilsin değil mi efendim?

Neyse, biz karizmayı çizdirmeden çıktık işin içinden ve bizimle birlikte ismi yazılanların hemen hepsi de... Nasıl mı?

Bu köşenin devamlı okurları hatırlayacaklardır; onlara annemin ve babamın isimleriyle, kökleri hakkında bilgi verdim.

Ve çağrı yaptım; hangi bağlantıyla Sabetayist ilân edildiğimi bildirmelerini isteyerek bunu köşemde yayımlayacağıma da söz verdim. Ayrıca bir ay da zaman...

Ne gelen vaar, ne giden. O arada birkaç kez de 'zaman kısalıyor' diye uyarmama rağmen kimsecikler bir yardımda(!) bulunmadı. Yani ben şu anda neyim, hangi partiden pardon hangi dindenim bilmiyorum. İnsan böyle ortada bırakılır mı?

Balon listeler
O çağrıyı yaparken 'ispatlamadığınız takdirde yalancısınız ve tüm yazdıklarınız bir balondan ibaret' demiş ve bütün başarılı insanları listelerine aldıkları için neredeyse bu listelere giremeyenlerin üzüleceklerini "bizi adam yerine koymuyorlar mı" endişesine düşeceklerini söylemiştim. Düşünün, bunları da kabul etmiş oldular açıklama göndermeyerek... Ne kolay bir hayat değil mi, kafadan atarak listeler yap ama kim, nasıl Sabetayist olmuştur açıklama...

Tabiî bir de dinin siyasete alet edilmesine karşı çıkan ve din ile rejim konularında bilgi verenlerin çoğunun Sabetayist ilân edilmesi meselesi var. Onlar başka bir dinden olacaklar ki Müslümanlıkla ilgili açıklamaları gereken etkiyi yapmasın. İnternetteki isimlerde bu da dikkati çekiyordu. Meselâ bir gazetenin tüm çalışanları, sahibi Sabetayist ilân edildiği için toptan aynı etikete sahip idiler.

Son olarak Abdullah Gül'ün listeye alınmasının nedeni bence; "Müslüman-demokratız" diyen AKP'li bir siyasetçi olması. Ayrıca çok radikal çıkışlar yapmıyor, eşi de sonradan türban takmış biri... Sabetayistliği akla yakın gelebilir ve diğer isimlerin de inandırıcı bulunması açısından "karşı görüşlere" yer verilmesi iyi olabilir.

Yakındır Ali Babacan'ı da listeye almaları. Utanmasalar milletçe Sabetaycı olduğumuzu söyleyecekler.

Ben en çok Abdullah Gül gibi, bunları hâlâ ciddiye alarak mektup yazanlara veya soyunu sopunu açıklayanlara üzülüyorum.

Siz neden düşünüyorsunuz ki, iddia sahibi olandır düşünmesi ve ispatlaması gereken!

(Not: Bu 'Sabetayist' hikâyesi, yalanlan ortaya çıktıktan sonra sönüp gitmişti. Şimdi aynı reklâma yeniden ihtiyacı olanlar başa döndüler. İnsanları toptan aptal yerine koyma alışkanlığı her alanda sürüyor.)

Pera Müzesi'ni çocuklarınıza gezdirin
Ne zaman İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa ülkelerine gitsem insanların oluk oluk müzelere aktığını, yalnızca sanat değil, bilim müzelerini kuyruklar halinde gezdiğini görürüm. Buna karşılık bizim yeterince müzemiz olmadığı gibi, olanlara ilginin azlığı beni her zaman üzmüştür.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın Tepebaşı'nda açtığı 8 katlı muhteşem müzeyi gördüğümde okulların öğrencilere, ailelerin çocuklarına en kısa zamanda burayı gezdirmelerini diledim içimden... Üst katlarda genç ressamların tabloları, Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi adı verilen ikinci katta Osmanlı sultanlarının portreleri, oryantalist ressamların Osmanlı dönemi ile ilgili eserleri, birinci karta ise 18-20 yüzyıllar arasına ait olağanüstü güzellikte, 400 parça "Kütahya Çini ve Seramikleri" sergileniyor.

80'li yıllarda Suna Kıraç'ın arzusu üzerine toplanmaya başlayan çini ve seramikler yıllar içinde zenginleşerek günümüze ulaşmış. Osmanlı kültürünün gölgede kalmış bu yaratıcılık alanında ne kusursuz eserler üretilmiş olduğunu mutlaka görmek gerekiyor.

Jean-Baptiste Vanmour'un "Osmanlı" tablolarını, Berteaux'nun "Derviş" ini ve tabii Osman Hamdi Bey'in inanılmaz güzellikteki dev "Kaplumbağa Terbiyecisi" ile "Kökenoğlu Rıza Efendi" tablolarını da...

Bu hafta sonundan tezi yok çocuklarınızla Pera Müzesi'ne gidin ve gören herkes gibi bu gururu yaşayın.

Suna ve İnan Kıraç'a kendi koleksiyonlarını toplumla paylaştıkları bu özel eser için çok özel bir teşekkür borçluyuz.

DİĞER YENİ YAZILAR