Nevruz bayram mıdır, çatışma mı?

Haberin Devamı

Dün “oturduğumuz siteyle ilgili” bir öğle yemeğine davetliydim ve masada Azeri bir avukat da vardı.. Konuşurken konu Nevruz kutlamalarına geldi ve Avukat Muhammed Bey “Azeriler için Nevruz’un ne anlama geldiğini, insanların haftalar öncesinden bu güne bir ‘bereket ve eğlence’ günü olarak nasıl hazırlandığını” anlatmaya başladı. Anlatırken bile yüzü gülüyor, “herkes eğlenir, ateşler yakılır, en güzel bayram yemekleri pişer, en güzel kıyafetler giyilir” derken düşüncesinin bile onu mutlu ettiği görülüyordu.. Bizde özellikle BDP’nin son yıllarda Nevruz’u “sadece Kürtlere özgü” bir gün haline getirdiği ve bırakın bayram havasını tüm ülkede “acaba bu kez nasıl olaylar çıkacak” diye korkuyla beklendiği geldi aklıma ve bunu paylaştım.

“Aslında hiç de öyle değil, Azeriler ve İranlılar için de, başka bazı toplumlar için de önemlidir ve her yıl bayram olarak kutlanır. Burada olay çıkması üzücü” dedi.. Beni de akşam yakılacak bir ateşe davet etmeyi unutmadı.. Eve gider gitmez İnternet’ten Nevruz hakkında ne yazdığına baktım.

VAN VE HAKKARİ’DE ÇATIŞMALAR

“Eski bir İran takvimine göre ‘yeni yılın ve ilkbaharın başlangıç günü’ olduğu kabul edildiğini, İranlılar’ın her yıl tören düzenleyerek, ateş yakıp üstünden atlayarak ve şenliklerle, eğlenceyle yeni bir yılı kutladığı.. Farsça’da ‘yeni gün’ anlamına geldiği, asırlarca ‘bayram’ olarak kabul edildiği.. Şiilerin Nevruz’u ‘Hz. Ali’nin doğum günü’ne indirgediği, oysa İran’la siyasi ve kültürel ilişkisi olan toplumlarda ve bazı Türk boylarında da bayram olarak kutlandığı” ve daha birçok şey anlatılıyor.

‘7.2 YIKAMADI, TC’NİN NE HADDİNE..’

Bunları okuduktan sonra dün Türkiye’de Nevruz’da neler yapıldığına baktım.. Hatırladığıma göre olay çıkmayan Nevruz’lar da yaşanmıştı ama bu yıl yine İstanbul’da, Diyarbakır’da erken Nevruz kutlamalarında şehirler adeta savaş meydanına çevrildi, yakıldı, yıkıldı.. İstanbul’da sadece Belediye’ye verilen zararın 1.5 milyon lira civarında olduğu, Diyarbakır’da ise yakılan 11 tane baz istasyonu ile GSM şirketlerine 3.7 milyon lira zarar verildiği açıklanıyor.

Dün Van’da “BDP mitingine dönen” günde de polisle olaylar çıktı, güvenlik güçleri taşlandı, göz yaşartıcı bomba atılarak, tazyikli su sıkılarak göstericiler dağıtılmaya çalışıldı. Hakkari-Yüksekova’da ise polise ateş açılmış, 3 polis ve bir genç yaralı, 5 kişi gözaltına alınmış.. Van’daki olaylar sırasında göze çarpan bir pankartta ara başlığa aldığım cümle yazıyor; “Bizi 7.2 yıkamadı, TC’nin ne haddine..”

ONLARIN MEVCUDİYETİNDE ‘SAVAŞ’..

Ve Van’daki olaylar sırasında Ahmet Türk’ün gözüne bir yumruk darbesi alarak yaralandığını da atlamayalım.. Şimdi (PKK’dan farksız değillerse, “Biz siyasi partiyiz” diyorlarsa) BDP’nin “özeleştiri yapma zamanı”dır. Eğer Azerbaycan’da, İran’da, Türkiye’de de “BDP’nin ve provokasyonların olmadığı yerler”de bayram olarak ve bayram gibi kutlanan bir gün, onların mevcudiyetinde “devletle savaş” fırsatına dönüştürülüyorsa, “Bizi 7.2 yıkamadı, TC’nin ne haddine” yazan pankartlara yer veriliyorsa, polise saldırı meşru görülüyor ve yaralamalar oluyorsa Ahmet Türk’ün yaralanmasından da BDP sorumlu sayılır..

DEPREMDE YARDIMA KOŞAN TC..

Zira çatışma ortamı bir kez yaratıldı mı, şehirler savaş alanına çevrildi mi polislerin yaralandığı gibi siviller de zarar görebilir, sürpriz bir durum değil bu.. Ayrıca o pankartın saçmalığını da, nasıl izin verildiğini de acilen tartışmaları gerekir.. Van’da veya bir başka Doğu-Güneydoğu ilinde deprem olduğunda toplum ve devlet buna “Türk müdür, Kürt müdür” diye bakmıyor. Bu kadar insani ve üstelik kendi vatandaşlarımızın zarar gördüğü bir olayda bakılması mümkün değildir zaten.. Ve yardıma koşan-kurtaran-yaşatan da o devlet, o güvenlik güçleri, o “TC” oluyor. Peki, bu ortadayken böyle bir pankartı hangi akıllı insan yazabilir? Hadi yazılmış diyelim, nasıl göz yumulabilir?

AZERİLER KUTLAMAYI GÖSTERİYOR

Eğer dün çıkan olaylara mazeret olarak “Ama polis müdahale etti, kutlamaya izin vermedi” diyeceklerse buna “böyle kutlama olmaz, her Nevruz çatışma korkusuyla yaşanmaz” cevabı verilebilir. Ki Nevruz kutlamasının nasıl olması gerektiğini de en azından Azeriler gösteriyor.. Öte yanda polis bir “kadın hakları” gösterisine, hatta “hayvan hakları” gösterilerine bile müdahale edip izin vermeyebiliyor. Durum böyleyken “bir olay çıkabileceği” havası olan (ve neredeyse her yıl çıkan), siyasi gerilimli bir ortam ın yaratıldığı kalabalık gösterilere karıştı diye çatışma çıkarmak yine kabul edilemez. Kaldı ki burada “taşlı, silahlı saldırılar” söz konusu..

BDP Nevruz’ları “bayram” olmaktan çıkarıp “devletle çatışma” fırsatı olarak, terör yaratıp devlete ve özel kuruluşlara maddi-manevi büyük zarar verme fırsatı olarak görmekten vazgeçmek zorundadır. Tabii bu da “özerklik” girişiminin bir parçası değilse, diğer ülkelere mesaj vermek için kullanılmıyorsa, özerklik taleplerini kabul ettirene kadar her fırsat böyle değerlendirilmeyecekse!

DİĞER YENİ YAZILAR