Adaleti görmeye şimdiden başladık!

Hatırlayacaksınız 'Bizim kuşak inşallah adaleti görecek' demiştim. Henüz yeni ceza kanunları yürürlüğe girmeden mahkeme kararları doğru şekilde çıkmaya başladı

Haberin Devamı

Hatırlayacaksınız 'Bizim kuşak inşallah adaleti görecek' demiştim. Henüz yeni ceza kanunları yürürlüğe girmeden mahkeme kararları doğru şekilde çıkmaya başladı.

İstanbul'un göbeğinde Kadıköy'de evli ve çocuklu genç kadın avukatı kendi arabasıyla kaçınp tecavüz eden 3 kişinin her birine 36 yıl hapis cezası verildi. Bir başka hakim tarikata girdiği için kızını öldüren babayı hiçbir ceza indirimi yapmayarak ömür boyu hapse mahkûm etti. Erkeklerle geziyorlar diyerek iki amca kızını öldüren adam da 36 yıl ceza aldı. Bunlar sadece aklımda kalanlar... Hemen her gün cesur ve adil hakimlerin verdiği benzer ceza haberlerini gazete ve TV'lerden duyuyoruz.

Bundan sonra kadın ve çocukları tacize, tecavüze, öldürmeye niyetlenenler o kadar kolay karar veremeyecekler. Önce kendilerini de ölümden beter bir geleceğin beklediğini düşünmek zorunda kalacaklar. Ve öyle görünüyor ki 'sebep ne olursa olsun' hakimler sebebe değil, sonuca, eyleme bakacaklar.

Demokrasi ve insan hakları açısından son derece takdir edilecek bir başarı olan yeni TCK'nın oluşumunda, kabulünde Türkiye'deki kadın hareketinin katkısı büyüktür. Ayrıca bütün bu süreç içinde olup bitenler bu 'hareketin' ne kadar geliştiğini de açıkça göstermiştir.

Yurt içinden, Avrupa'dan, Amerika'dan (hatta Avustralya'dan), Meclis'teki kadın milletvekillerinden TCK tasarısındaki hataların düzeltilmesine benim, yazılarımla tetiklediğimi belirten ve teşekkür eden mektuplar, telefonlar alıyorum. Onlara cevabım şu oluyor; evet, benim de rolüm oldu. Medenî Kanun'da olduğu gibi TCK da da ilk günden başlayarak büyük bir dikkatle izledim ve gelişmeleri dakika, dakika yazdım. Bunu yaparken her an STK'larla, hukukçularla, komisyon üyesi milletvekilleriyle iletişim halindeydim. Ama...

Ama bu başarıda en büyük pay, işini gücünü bir yana bırakıp doğru çözümler üreten, bu çözümleri medyaya ve komisyonlara taşıyan TCK İzleme Grubu ile diğer kadın hukukçuların, destek veren tüm sivil toplum kuruluşlarının, komisyonlarda uyum ve iyi niyetle çalışan (aksi yönde çalışanlar değil) AKP'li ve CHP'li milletvekillerinindir. Hepsine teşekkür borçluyuz ve ben de onları saygıyla selâmlıyorum.

Dava kazanılmış sayılabilir mi?
2003 yılında yazılarımda devamlı TCK'dan söz etmeye başladığımda ve o yazılar nedeniyle aleyhimde "iki profesör davası" olarak bildiğiniz 150 milyar TL. tutarındaki davalar açıldığında henüz çoğunuz konunun önemini kavramış değildiniz.

Oysa TCK o kadar önemliydi ki neredeyse AB 'tek bir madde' yüzünden önümüze dev gibi bir engel koyacaktı. Ve çok haklıydı da!

İtiraf etmeliyiz ki o davaların da Tasan' nın çok daha düzgün olarak hazırlanmasında önemli bir rolü oldu. "Ne varmış hazırladığımız tasarıda, itiraz edilen maddeler Türkiye'de 70 yıldır uygulanıyor. Bunun noktasına bile dokunulamaz" dedikleri maddelerin neredeyse tümüne dokunuldu, neredeyse hepsi eşitliği, adaleti sağlayacak hale getirildi. O çalışmalar sırasında her iki partiden birçok komisyon üyesi beni arayarak merak etmememi, üzülmememi söyleyerek güven verdiler.

Onlara ayrıca teşekkür ediyorum.

CHP Orhan Eraslan, Gaye Erbatur, Oya Araslı, Canan Arıtman, Güldal Okuducu gibi isimler başta olmak üzere inanılmayacak bir tempoyla çalıştı. Deniz Baykal son derece soğukkanlı ve çağdaş bir tutum sergiledi. TCK'da 'muhalefet' de kaya gibi sağlam bir muhalefetti yani. (Devam edecek...)

'Bizim Ülke'nin okulları!
Yeni ders yılı başlamışken gönüllü kuruluşların açtığı 'yaz ve kış okulları ndan da kısaca söz etmek, hatırlatmak gerekiyor.

Büyük şehirlerimizin, örneğin İstanbul'un birçok ilçesindeki okullarda sınıflar çok kalabalık. Bir sınıfa bazen 90 çocuğun düştüğü bu okullarda öğretmenler ne kadar çabalarsa çabalasın yetersiz kalabiliyor.

İşte bu noktada sivil toplum ve kuruluşlara da görev düşüyor ki bazı kuruluşlar ve gönüllüler bu görevi büyük bir başarıyla üstleniyor.

Bizim Ülke Derneği bunlardan biri. Dernek yıllardır Ümraniye, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Sarıyer gibi bölgelerde ücretsiz yaz ve kış okullan açıyor. MEB'nın izniyle açılan okullarda üniversite öğrencisi abla ve ağabeyler, emekli öğretmenler ve diğer gönüllülerin oluşturduğu kadrolar önce Bizim Ülke Derneği tarafından bilgilendiriliyor sonra da sanat, kültür,
dil, konuşma ve her konuda, çocukların, gençlerin eğitimine yardımcı olmaları sağlanıyor.

Örneğin Sanayi Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Atatürk Müzesi, Dolmabahçe Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Miniatürk gibi saray ve müzeler gezdiriliyor.

Konservatuar elemanları müzik aletlerini okula getirerek çocuklara çok sesli müziği tanıtıyorlar. (Bu yaz İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı gelmiş.) Ressam ve tiyatro sanatçıları dersler veriyor. Satranç ve bilgisayar öğretiliyor.

Kısacası muhteşem bir çalışma ile muhteşem bir gelişim sağlanıyor. Prof. Aysel Ekşi başkanlığında çalışan Bizim Ülke Derneği'ni ayakta alkışlıyor, yararlanmak isteyenler için adresini veriyorum:

Alemdağ Cd. No: 124 Ümraniye/İstanbul Tel ve Fax: 0216-335 41 70

DİĞER YENİ YAZILAR