En makbul medya “üç maymun” medyası!

Haberin Devamı

Mersin’deki orman yangınında annesi ve kızını kaybeden, kendisi de ağır yaralanan Fatma Bulut da verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Yaşasaydı her gün ölecekti.

17 Ağustos depreminde 6 yaşında iken annesini kaybeden 15 yaşındaki genç depremin yıldönümünde annesinin mezarında uzun süre göz yaşları döktü... Aynı gün devlet “deprem tatbikatı” yaptırarak olası bir deprem sonrasında yapılabilecek yardımı prova etti.

Aynı gün bir takım deprem bilimciler, daha önce uluslararası uzmanların yaptığı uyarıların tam aksine “Aslında İstanbul’da 2015’e kadar büyük bir deprem olmayacağını” söylediler.

Ondan bir gün önce ise Reşat Nuri Güntekin isimli ilköğretim okulu Valiliğin “depreme dayanıksız” uyarısına rağmen velileri “kayıt yaptırmaya” çağırıyordu.

Deprem önlemi yerine sadece deprem tatbikatı yapan ülkenin Milli Eğitim Bakanı ise “Hemen kayıtları durduruyoruz” diyeceğine okul haberini manşet yapan VATAN’ı suçladı. Neymiş efendim hep birlikte tekrarlayalım: “Medyanın görevi felaket tellallığı, korku salmak değil”miş.

Elbette Hüseyin Çelik zihniyetindekiler (ve şakşakçıları) için medyanın görevi bu çağdışı olaylara gözlerini kapatmak, sonra çocuklar öldüğünde sorumluların “başsağlığı mesajları” ile “katıldıkları cenaze fotoğrafları”nı vermektir. Onlarda sıkılma, halkta da gerçeği arama ve hakkını talep etme duygusu olmayınca medyanın tarifi buraya varır sonunda.

“Üç maymun” medyasına... Görmedim, duymadım, söylemedim diyen üç maymunlara... M. Şefik Ketrez isimli, Antalya’da üst düzey yönetici olan bir okurumuz önce “Türk Hava Yolları’na her yıl yeni uçaklar alınıyor da neden her sene rutin olarak çıkan (veya çıkartılan) orman yangınları için tam donanımlı yangın söndürme uçakları alınmıyor” diye soruyor.

Sonra da orman yangınlarının devam ettiği Pazar günü Kemer’e gitmekte olduklarını ve sağlı sollu çam ormanları içinde çok sayıda kişinin mangal yaptığını anlatıyordu.

Haklı olarak “Bu nasıl mantıktır” diye soruyor... “Türkiye’de mantık aramayacaksın” sorunsalını unutmuş işte.

Ne mantık var, ne önlem, ne ders alma kapasitesi üzerinize afiyet.

ÖNLEM YERİNE GEVEZELİK

Şimdi gelelim tekrar depreme, yangınlara ve diğer doğal ve doğal olmayan afetlere...

Sorduk, yine soruyoruz Hükümet neyle meşgul ki vatandaşların kitlesel ölümlerine neden olan, gelecekte daha büyük felaketler doğuracak konularda önlem yerine laf salatası dinliyoruz?

Örneğin Madem ki yangın söndürme uçakları (çok az sayıda, 12 adet) sadece Türk Hava Kurumu’nda var, THK’ya neden bütçe ayrılmıyor veya bu uçakları devlet almıyor?

Başbakan’a özel lüks uçak “olmazsa olmaz” da diğer vatandaşların hayatını ve ormanlarımızı kurtaracak uçaklar neden aynı şekilde “olmazsa olmaz” değil?

Soruların cevabını bekliyoruz.

Bu arada THK “Geçen sene başlattığımız kampanyayı halkımızla, iş adamıyla, basınıyla, sanayicisiyle, esnafıyla, sporcusuyla, kısacası elbirliğiyle destekleseydik, orman yangınlarıyla ilgili haberleri göz yaşlı izlemezdik. Zararın neresinden dönülse kârdır, THK’ya destek olun, ülkemizin geleceğine sahip çıkın” diyor.

Ben de kampanyaya katılım için banka hesap numaralarını veriyorum:

Ziraat Bankası Heykel Şubesi: 1925

Halk Bankası Anıt Şubesi: 16001925

İş Bankası Ankara Şubesi: 8001925

Vakıfbank: 1925

Finansbank Siteler Şubesi: 1925

Yapı Kredi Bankası Meşrutiyet Şubesi: 1925

Garanti Bankası Ulus Şubesi: 1925

Şekerbank Yenişehir Şubesi: 1925

Akbank Ankara Şubesi: 1925

Bugüne kadarki yangınları halkın kendisi (kendi aldığı uçaklarla) söndürmüş, bekleyelim bakalım Hüseyin Çelik’li devlet ne zaman sorumluluğu üstlenecek?



DİĞER YENİ YAZILAR