Kelepçeli para olmaz olsun!

Bahattin Uzan'ın jandarmalar arasında, gözlüklerin arkasına gizlenmiş, ölümcül bir sıkıntıyı anlatan fotoğrafına bakıyorum. Sanki ruh uçup gitmiş, geriye iki yanındaki genç adamlar tarafından sürüklenen külçe gibi bir beden kalmış sadece...

Haberin Devamı

Bahattin Uzan'ın jandarmalar arasında, gözlüklerin arkasına gizlenmiş, ölümcül bir sıkıntıyı anlatan fotoğrafına bakıyorum. Sanki ruh uçup gitmiş, geriye iki yanındaki genç adamlar tarafından sürüklenen külçe gibi bir beden kalmış sadece...

'Değer mi' diye düşünüyorum. Bu anı yaşadıktan, ellerde kelepçeyle içinde yaşadığın toplumun ve hatta tüm dünyanın önüne çıkmak zorunda kaldıktan sonra değer mi o trilyonlara?

Bunca emeklinin, hastanın, genç yaşlı binlerce insanın aylar boyu mahkûm edildiği bunalımları görerek değer mi?

Bahattin Uzan ne düşünüyor, ne hissediyor bilmiyorum ama daha önce aynı sahneleri yaşayan birçoklarının hiçbir şey olmamışçasına eski refah dolu yaşamlarına döndüklerine bakılırsa onlar için değer. Nasıl olsa o günler geçip gidiyor. Söylenen cezalar verilmediği, sonuçta herkes suçsuz çıktığı gibi milletin kesesinden hortumlanan trilyonlar, katrilyonlar da cepte kalıyor.

Özel banka sahiplerinin kendi şirketlerine aktardığı paraların toplamı 11 milyar dolar. Yaklaşık 15.5 katrilyon.

İmarzedeler mutlu, gençler mutsuz!
Bu paraları kim ödeyecek? Elbette biz. Peki yutanlar ne ödüyor? Bugüne kadar devede tam kulak denecek kadar küçük bir miktarı geriye alındı. Bırakın paralan geri ödesinler diye işine gücüne dokunulmayanların bir şey ödemediğini, sıkıyı gören hortumcu villaların kapısına bir "vakıf tabelası astı mı onlar da garantiye alınmış oluyor. Her şey yerli yerinde.

Şimdi İmar Bankası mudilerinin 15 milyara kadar olan paraları ödenecek. Gerisi 5 yıla yayılacakmış. İlk etapta Hazine'den çıkacak para 3 katrilyona yakın. İmarzedelerin aylardır çektiği sıkıntının biteceğine seviniyoruz ama onların mutluluğu o katrilyonları çalanların değil, hiçbir suçu, günahı olmayan milletin mutsuzluğuna mal oluyor sonuçta.

Neden?
Bakın Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Aytürk İslâm nasıl isyan ediyor bu duruma; "Ben bir üniversite öğrencisiyim ve 4 yıl sonra işe başlayacağım. Yani üretmeye başlayacağım ama ülkemde olanları görünce isyan noktasına geliyorum. Birileri masum insanların parasını çalıyor, bunu devletimiz ödemeyi taahhüt ediyor. Bu para da benim ödediğim vergiyle yerine konuyor. Yani hortumcuların süper lüks araçlarının benzinini, yat parasını, lüks çiftliklerinin elektrik ve su parasını ben ödüyorum. Neden?"

Yalnız bu genç değil, herkes merak ediyor "neden"i?

Neden o villalara, araçlara, yatlara, işyerlerine el konmuyor? "Vakıf filan anlamayız, bunlar milletindir" denmiyor?

Bu "devlet" denen şey, her neyse, cevap da verir mi acaba?



Yasemin Bozkurt'un programı
Hafta içi her gün öğleden sonra milletin TV'lerine yapışıp izlediği kadar var... Yasemin Bozkurt'un hazırlayıp sunduğu program özellikle Türkiye gibi insanların kolayca sindirildiği, susturulduğu, güçlünün güçsüze her alanda hakim olduğu bir ülke için çok ilgi çekici...

Çünkü orada isteyenler konuşuyor.

En gizli sırlarını, en çok zarar gördüğü, öfke duyduğu insanları hiç çekinmeden anlatabiliyor. Stüdyo konuklarından ve izleyiciden destek alıyor. Ve aynı zamanda diğer ezilmiş ve sorunlu insanlar konuşmacıda kendinden bir şeyler bularak rahatlıyor.

İlgi çekici ama sunması çok zor bir program. İnsanların özel yaşamlarının en mahrem olayları gözler önünde. Sunucu da bu olaylarda taraf olup görüş bildirmek durumunda. Her iki tarafı da konuşturuyor ama kendisinin de istediği tarafı tutma hakkı var.

Pazartesi günkü programda şu meşhur Albayraklar ailesinden Mevlüt Albayrak'ın çocuk yaşta bir kıza tecavüz konusu işlendi. Kız ve Albayrak saatlerce tartıştılar. Tehditler savruldu, bütün kirli çamaşırlar ortaya döküldü. O arada Yasemin Bozkurt da olaya tek taraflı bakmakla suçlandı Mevlüt Albayrak tarafından. Kendisi de her istediğini söylüyordu ama yine de onu suçlamaktan da geri kalmıyordu.

Telefonda savrulan tehditlerin arkasından, tecavüz iddiasında bulunan genç kız da stüdyodan kaçıp gidince olayın tehlikesini farkettim. Suçlanan tarafın öfkesinin nereye uzanacağı belli değil.

Ve sonuçta tecavüz, cinayet, trafikte ölüm gibi birçok olaym, suçun cezasız bırakıldığı, isteyen herkesin istediği her silahı özgürce kullandığı bir ülkede yaşıyoruz. Yasemin Bozkurt'un korunması iyi olur gibi geliyor bana... Ondan bu kadar cesur bir program bekleyen ve reytingini de fazlasıyla alan TGRT bu konudaki sorumluluğunu da düşünmeli.

Aslanların önüne atılan gladyatörler gibi olmamalı sunucular!

(Not: "O da bunun maddi karşılığını alıyor" gibi itirazlar geleceğini biliyorum. Buna rağmen... Böyle tehlikeli görevleri yapanlar için gerekli önlemler diğer ülkelerde alınıyor.)

DİĞER YENİ YAZILAR