Bir haftada iki ödül!

Haberin Devamı


Aldığı ödüllerin adını anmayan veya almak için zahmet edip gitmeyenlerden değilim ben... Gurur duyarım o ödüllerle... İnsanların; sivil toplum örgütü olsun, vakıf, dernek, kuruluş veya okul olsun oturup yazılarım veya televizyon programlarım nedeniyle “Yılın en başarılı gazetecisi” seçmeleri beni onurlandırır.
Biliyor musunuz, gerçekten gidip ödülünü almayan ve hatta yerine bir temsilci bile göndermeyi düşünmeyenler çıkıyor. Kaç ödül töreninde rastladım buna...
Her neyse, büyük söylemeyeyim ama dünyanın öbür ucunda olsa gider ödülümü gururla alır, teşekkürümü ederim.
Hele bir haftada iki ödül üst üste gelmişse koşarak giderim. Geçen hafta Çırağan Lions’un geleneksel Türkan Kahramankaptan ödülleri kapsamında kalabalık bir gazeteciler jürisi tarafından seçilen “Yılın En Başarılı Gazetecisi” ödülünü Bekir Coşkun’la paylaşmıştım (Kadın/Erkek gazeteci dalında), hemen arkasından 2. Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülleri’nin “2007 Yılı En İyi Televizyon Programcısı” seçilme onuru geldi.
Bu ödülü de Güneri Civaoğlu ile paylaştım. “Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülleri” rahmetli Sunal’ın aynen Hababam Sınıfı filmindeki rolünde olduğu gibi uzun yıllar (ama gerçekten uzun) okuduğu Vefa Lisesi öğrencilerinin seçimiyle veriliyor.
Vefa Lisesi 135 yıllık tarihi bir okul, çoğumuz adını mutlaka duymuşuzdur ama inanın ben tören gününe kadar mezunları arasında böylesine çok sayıda ünlü ismin olduğunu bilmiyordum.

ÜNLÜLERİN OKULU

İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Âkif Ersoy, eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, eski Başbakan Şemsettin Günaltay, Ressam Elif Naci, Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar ve daha birçok başarılı rektör, Yusuf Ziya Ortaç, Yahya Kemal Beyatlı, Peyami Safa gibi ünlü edebiyatçılar, Anıtkabir’in mimarı Prof. Dr. Emin Onat, Uğur Dündar, Şener Şen, Müjdat Gezen, Kemal Sunal ve daha birçok gurur duyulacak isim “Vefa”lılar arasında...
Ve işin ilginç tarafı bu mezunlar yaşadıkları sürece Vefa Lisesi’ne o kadar bağlılık gösteriyorlar ki adeta ikinci adresleri gibi... Okulu kalkındırmak, daha güzel, daha çağdaş hale getirmek için aralarında müthiş bir dayanışma var. Belki de ilk kez gördüğüm için olmalı, çok etkilendim.
Yıllarca Hayat Bilgisi dizisinin en sevilen öğrenci karakterlerinden birini başarıyla canlandıran, şimdi aynı başarıyı Cennet Mahallesi’nde sürdüren Ferhan Aslan’ın esprili sunumuyla yapılan törende Uğur Dündar ve Arena ekibinin hazırladığı müthiş bir “135. yıl-Vefa Lisesi” belgeseli izledik.
Sonra bir Kemal Sunal belgeseli.
Başta okul müdürü Dr. Sakin Öner olmak üzere törenin kusursuz olması için bütün okul, o pırıl pırıl gençler nasıl bir çalışma yapmışlar inanılır gibi değil. Sadece ödülümü almak üzere gittiğim Vefa Lisesi’nden mutlu ve uzun saatler geçirerek döndüm.
Diğer ödüller ise Can Dündar, Gazanfer Özcan, Demet Akbağ, Yavuz Bingöl (öğrencilerle şarkı bile söyledi), Defne Samyeli, Mor ve Ötesi, Özgü Namal, Nejat İşler, Yönetmen Ömer Faruk Sorak, Kenan Doğulu, Emre Aydın, Hatırla Sevgili dizisi ve Yüksek Sadakat müzik grubuna verildi.
Onları da kutluyor ve bana emeklerimin takdir edildiğini gösteren, bir hafta içinde ikinci mutluluğu yaşatan Vefa Lisesi’ne bir kez daha teşekkür ediyorum!

*****

Şener AKP’nin başında olsaydı...

Bugünlerde genel başkanlar çok meşgul ve de yorgun... Kolay mı önce oturup uzuun listeleri teeek başlarına hazırladılar, şimdi de reklâm dönemine girdiler.
AKP, CHP, MHP listelerine baktığınızda radikal isimlerin, göze batacak ideolojik tavırlı adayların bu kez tercih edilmediğini görüyorsunuz.
Demek ki neymiş, bu seçime “ılımlı” girecekmişiz. Bundan sonra daha ılımlı, daha uzlaşmacı bir kimlik sergileyeceğimizi 7 düvele ilân edecekmişiz.
Tamam edelim de padişahlık sisteminde ne işe yarayacak? “Seçim” ve “Siyasi Partiler” yasalarını değiştirmeye yanaşmadıkları, elbette yine yanaşmayacakları için bu ılımlı isimler ılımlı ılımlı köşelerinde oturacaklar.
Zira oturmadıkları takdirde, çok iyi bir hukukçu olan ama açık sözlü, dürüst, kimlikli siyaset yaptığı için liste dışı bırakılan Ertuğrul Yalçınbayır’ın başına gelenin 4 yıl sonra kendilerine de geleceğini iyi biliyorlar.
Yalçınbayır ne dedi:
“Biz aksi görüşteyiz, bu nedenle cezalandırıldık ama bizim için onurdur. Lider sultasından kurtulmak AKP’nin programında yazılı ama uygulanmadı.”
AKP’nin en uzlaşmacı milletvekili oan ve Yalçınbayır gibi gerçekleri söylemekten çekinmeyen, aday olmayı da bütün ısrarlara rağmen kabul etmeyen Abdüllatif Şener ne demişti:
“Gelinen siyaset zeminini arzuladığım noktada görmüyorum. Ben dürüst siyaset yapmaya çalıştım. Kurumlarla zıtlaşmadım, laiklik tartışılmaz dedim.”
Yarın devam edeceğim...

DİĞER YENİ YAZILAR