Gazete Vatan Logo

Rekoru hala kırılamadı

Başarılı işadamı Bülent Eczacıbaşı okul hayatında da zehir gibi öğrenciymiş. Bunu biz değil rakamlar söylüyor. Eczacıbaşı'nın, 135 yıllık Alman Lisesi tarihinde 10 not ortalaması ile mezun olan tek öğrenci olduğu ortaya çıktı

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın 135 yıllık tarihi olan Alman Lisesi'nin gelmiş geçmiş en başarılı öğrencisi olduğu ortaya çıktı.

Türkiye'nin en köklü eğitim kurumları arasında yer alan ve bugüne kadar binlerce öğrenci yetiştiren Alman Lisesi'nin mezunları arasında ünlü işadamı Bülent Eczacıbaşı da yer alıyor. Ancak Bülent Eczacıbaşı'yı diğer mezunlardan ayıran önemli bir özelliği var. O da bu köklü kurumda 10'a yakın not ortalaması alarak kırılması zor bir rekorun sahibi olması. 135 yıllık Alman lisesi'nin en başarılı öğrencisi seçilen Eczacıbaşı'nın bu özelliği Alman Liseliler Kültür Eğitim Vakfı Bülteni'ne verdiği röportajda ortaya çıktı.

Hocalarım yüzyılın rekoru demişti
1960-68 yılları arasında Alman Lisesi'nde okuyan Bülent Eczacıbaşı kırılmayan rekoruyla ilgili şunları söylüyor: "Rekor kırmak gibi bir düşünce aklımın ucundan bile geçmemişti. 1968 yılında mezun olurken Alman Lisesi 100. kuruluş yıldönümünü kutluyordu. Ders notlarımın 100 yılın rekoru olduğunu hocalarım söylemişlerdi. Geçen yıl da Alman Lisesi'ne bir konuşma yapmak için davet edilmiştim. Beni takdim ederlerken,'Bu zamana kadar 10 not ortalama ile mezun olan tek öğrencimiz'denildi. Aslında ortalamam 10'un biraz altındaydı. Çünkü yıl sonu karnemde iki dersin notu Almanca ve İngilizce 9'du. Çünkü arkadaşlarımın'senin yabancı dil yeteneğin biraz eksik'diye şaka yaptıklarını hatırlıyorum. Ama genel ortalamam 10 çıkıyor. Ne diyeyim? Demek ki epey çalışmışım."

Sevmediğim ders yoktu
Notlardan da anlaşılacağı gibi, "sevmediğim dersim yoktu" diyen Eczacıbaşı sözlerini şöyle sürdürdü: "Ders notlarımdaki başarıda çeşitli derslere aynı derecede önem vermemin rolü büyüktü. İlgi gösterirseniz, dünyada ilginç olmayan konu yoktur. Bu görüşü çok erken yaşlarda benimsedim. Benim için de matematik de fizik de, tarih de, coğrafya da edebiyat da ilginçti ve öyle olmaya devam etti. Alman Lisesi'nden aldığım disiplin bana üniversite yaşamımda büyük katkı sağladı. Anne ve babamın beni Alman Lisesi'ne gönderirken düşüncesi şuydu: Bugünün dünyasında İngilizceyi öğrenmemek diye bir şey olamaz. Ama Almanca da çok önemli. Her ikisini de öğrenmek için önce Almanca'yı öğrenmelisin. Almanca daha zordur, İngilizce ise daha yaygın. O nedenle önce İngilizce öğrenirsen bir daha Almanca öğrenmekte çok zorlanırsın."

Haberin Devamı