Roxy’nin cinayeti...

Sahnede unutulmayacak bir yıldız olmanın hayalini kuruyor Roxy...

Kocası Arnos; onun rüyalarını, hayallerini, arzularını karşılamayacak derecede sönük ve silik bir adam olarak görünüyor...

***

Hayatını Chicago’da, parlak sahne ışıklarının altında caz gösterileri izleyerek, star olma hayalleri kurarak geçiren Roxy; bir gün kendisini şov dünyasına sokacağına inandığı Fred’le tanışıyor...

***

Kocasına aldırmadan yakışıklı Fred’le beraber oluyor...

Fred’le birlikte olunca, şov dünyasına girip, rüyalarındaki şarkıcı Velma Kelly gibi olacağını hayal ediyor...

***

Ancak Fred’in kendisini aldattığını, amacının sadece onunla beraber olmak olduğunu anladığında büyük hayal kırıklığı yaşıyor ve Fred’i tabancayla öldürüyor...

***

Hapse giriyor...

Şehrin en iyi avukatı Flynn, “Chicago’nun gerçeklerini ona anlatarak”, genç kadına hiç tahmin etmediği bir savunma hazırlıyor...

***

Mahkemenin herhangi bir sirkte ya da kabarede olduğu gibi bir “şov yeri” olduğunu, önemli olanın insanlardaki algıyı yönetmek olduğunu anlatıyor...

Haberin Devamı

-“Git şimdi mahkemede sanatını göster... Artistliğini göster...” diyor...

***

Roxy avukatının isteklerine uyarak, duruşmada; jüriyi, mahkeme başkanını ve tüm basını etkileyen muhteşem bir şov yapıyor...

Mahkeme şovu o kadar etkili oluyor ki, adam öldürdüğü tescilli olmasına karşın jüri, Roxy’yi “suçsuz” buluyor...

***

Mahkeme bittiğinde; Roxy avukatının isteklerini yerine getirmenin mutluluğunda, muhteşem bir “savunma şov” yaparak tüm basının ve toplumun ilgisini çeken bir star olduğunun farkında, duruşma çıkışı medyayla konuşmayı bekliyor...

Bu konuşmayla, starlığını tüm topluma tescil ettirmeyi umuyor...

***

Medya tam Roxy’yi dinleyecekken, o sırada kocasını öldüren bir kadının aşk cinayetine sahne oluyor Chicago...

Demeç almak üzere bekleyen medya ordusu, işlenin cinayete doğru koşaradım Roxy’nin yanından uzaklaşıyor...

Cinayeti işleyen kadının yanına gidiyor...

Artık medyanın yeni ilgi odağı yeni cinayeti işleyen kadın oluveriyor...

***

Roxy şok oluyor...

Aylardır beklediği olay, bir anda ellerinden kayıp gidiyor...

Haberin Devamı

Şöhreti yakaladığını sandığı anda, şöhret aşk cinayeti işleyen bir başka kadına doğru ellerinden kayıveriyor...

***

Avukatına dönüyor;

-“Niye benden gidiyorlar?..” diye soruyor...

Avukatı cevap veriyor;

-“Burası Chicago... Burada şöhret ve ilişkiler kalıcı olmaz...”

STAR OLMAK İSTERKEN CİNAYET İŞLEYEN GÜZEL ROXY’NİN HİKAYESİ...

Dün; En İyi Film ödülü de dahil 6 Oscar ödülü birden kazanan ve 13 dalda Oscar’a aday gösterilen Chicago filmini izliyorum...

Chiago müzikalini New York’ta iki kez izlediğimden, ilk günlerde sinema filminin, Broadway’de canlı oyun kadar etkili olamayacağını düşünüyor, filme gereken önemi vermiyorum...

***

Oysa Catherina Zeta Jones, Renee Zelweger ve Richard Gere’in oynadığı film kadın yıldızına bir Oscar kazandırmanın ötesinde, Nine filminin yönetmeni Rob Marshall’ın elinde paralel kurgular eşliğinde bir nakış gibi işleniyor...

Roxy’nin cinayeti...

***

Dünyayı etkileyen Hollywood’un kalbinin attığı Oscar töreni yaklaşıyor...

28 Şubat Pazar günü, bu yılın Oscar ödülleri dağıtılacak...

Haberin Devamı

Oscar ödüllerini dağıtılacağı Şubat ayının önemi, Digitürk’te geçmiş yıllarda dünya sinemasının kutsal ödülünü alan ya da aday olan filmlerin bir ay boyunca, teker teker gösterilmesi...

***

“Hiçbir ilişki ve şöhret kalıcı olmaz Chicago’da...” Böyle diyor avukatı; Roxy’ye...

Chicago’nun yıllardır Broadway’de tükenmek bilmeden oynamasının altında bu muhteşem tema yatıyor...

42 YAŞINDAKİ ADAMIN 17 YAŞINDAKİ GENÇ KIZLA AŞKI...

Woody Allen’ın 1979 yılında çevirdiği Manhattan filmini bir kez daha izliyorum...

42 yaşında bir yazarın, 17 yaşında bir kızla yaşadığı ilişkiyi ve aynı anda en yakın arkadaşının metresine duyduğu aşkı anlatıyor Woody Allen’ın Manhattan filmi...

Roxy’nin cinayeti...

***

Woody Allen’ın New York Manhattan hayatını anlattığı, grift ve sorunlu kadın erkek ilişkilerini içeren filmlerini, eskiden beri ilginç bulmuyorum...

Ünlü yönetmenin Vicky Christina Barcelona gibi tazelik ve yaşam enerjisi içermeyen, karamsar, sorunlu ve iç bayıltıcı Manhattan hikayeleri; ilgimi çekmiyor...

***

Haberin Devamı

Ancak filmle ilgili aldığım bir bilgi, hayatın önemli bir mukayesesini yapmama olanak tanıyor...

Film Amerikan Kütüphanesi tarafından; “Kültürel Değeri olan filmler” kategorisine sokuluyor ve “Ulusal Film arşivinde muhafaza edilmesine” karar veriliyor...

***

42 yaşında bir adamın, henüz reşit olmamış bir genç kızla ilişkisi;

Arkadaşının metresi olan kadına duyduğu aşk ve onunla ilişkisi...

Arkadaşının eşini bırakarak metresiyle kaçması...

Bunun üzerine filmin kahramanı 42 yaşındaki adamın 18 yaşını doldurduğunu gördüğü, genç sevgilisine dönüşü...

Onun kendisine değer verdiğini ve sevdiğini fark ederek, genç kızın Londra seyahatini bitirene kadar umutla beklemeye devam etmesi...

***

Woody Allen’ın kendi hayatı içinde de yaşadığı ve büyük sansasyonlara neden olan genç kadın fantezisinin, tezahür ettiği bir film sonuçta Manhattan...

Bu tarafıyla ilginç gelmiyor bana...

***

İlginç olan, “dört bir tarafı ahlak dışı olarak nitelenebilecek” kadın erkek ilişkilerinin; her yönüyle işlendiği filmin Amerikan Kütüphanesi tarafından “milli kültürel değerde” bir film olarak muhafaza edilmesine karar verilmesi...

***

Hayatın “ahlaksız” fantezilerinin, Hollywood’da “kültürel değer” sayılması, acaba ahlaksızlığın bizzat kendisi mi;

Yoksa yaşamın aşırılıkları sindirebilme gücünün, tahammül sınırlarının ötesinde olması “demokratik zenginliğe bir işaret mi?..”

Ne dersiniz?..

DİĞER YENİ YAZILAR