Jessica Parker’dan öğrendiğim ‘kadınlar...’

Sex And The City dizisinin efsanevi stil ikonu Sarah Jessica Parker ellinci yaşını kutluyor... Dün Habertürk’ün internet portalında; Sarah Jessica Parker’ın “tüm dünya kadınlarına” neler öğrettiği, hayatlarına neler kattığı anlatılıyor...

***

O zaman fark ediyorum; ‘çağımızın kadın ikonu Jessica Parker’ın; kentli, kültürlü, aşka, hayata ve cinselliğe açık, kadınlığının ve cinsinin farkında bir kadının tüm şifrelerini bana verdiğini... Hiç fark etmiyor... New york’ta veya İstanbul’da... Tokyo’da veya Londra’da... Paris’te veya Roma’da... Barcelona’da veya Dubai’de...

Şehirli, açık görüşlü, hayatın farkındalığını yaşayan kadınlar Sarah Jessica Parker’ın; Kültürel kodlarının nirengi noktalarını... Kadınsı karakterindeki şifrelerin kodlarını... Erkeklerle ilişkilerinde, “zeka pırıltılarını...” Kız arkadaşlarıyla samimiyetlerinde; aynı sıcaklık ve samimiyet kıstaslarını taşıyorlar...

***

Jessica Parker mı kadınların stil ikonu?..

Yoksa kadınlar mı bu “şifreleri taşıyor” da; Jessica Parker bu şifrelerin sembolü herhangi bir ikon mu?.. Galiba ikincisi... Parker değil burada belirleyici olan... Kadınlar o şifreleri taşıyorlar...

Haberin Devamı

Parker; şehirli, kültürlü, kendi ayağının üzerinde duran kadın karakterinin bir rol modeli...

*****

YOĞUN İLİŞKİLER YAŞADIĞI ERKEKLER...

Buna karşın hayatında;

Evliliğin sınırından döndüğü...

Çok yoğun bir romans yaşadığı...

Çok sevdiği, kendini sıcak ve yakın hissettiği... Evlenmeyi düşündüğü... Ve fakat; kariyeri, hayatı ve birlikte olduğu erkek arasında gidip geldiği ilişkiler de yaşıyor...

***

Bu erkekler; Jessica Parker’ın hayatında unutamadığı erkekler sınıfına giriyorlar...

İlişkilerindeki erkeklerin büyükçe bir bölümü, ilişki bittikten sonra gördüğünde; onun için pek bir şey ifade etmiyor...

***

Hayatına girmiş olan küçük bir grup erkek ise, Jessica Parker’ın; “yarım kalmış ilişkilerini” sembolize ediyor...

O erkeklerle yaşanmış...

Sevmiş, sevilmiş...

Sıcak kalmış bir miktar tütmeye devam eden bir ilişki var...

Ne ki; duygu ve zamanlama olarak uyamamışlar;

Egolar çatışmış, olmayacak hatalar yapılmış, bitmiş gibi görünmüş ilişki...

Haberin Devamı

***

Jessica Parker’ın hayatında bu türden “nadir erkekler” her daim, bir varlık ve risk faktörü olarak devam ediyorlar...

Karşısına çıktıklarında; hep bir şeyler “tam bitmemiş, hep bir şeyler yeniden başlayabilecekmiş ya da olabilecekmiş gibi” görünüyor...

Oluyor veya olmuyor...

Fakat “bir kadının hayatında daima dar bir erkek grubunun potansiyel varlığını” fark ediyorum Jessica Parker’dan...

***

Bir kadının “ayrılmış gibi gözükse de aslında tam olarak ayrılamadığı” ilişkilerin varlığını görüyorum New york’lu kadın stil ikonundan...

“Issız Adam filmindeki gibi” büyük aşk değiller...

Potansiyeli ve yarım kalmışlığıyla, bir varlık unsuru olarak küllenmiş bir ateş gibi, belli belirsiz kısık bir şekilde varlıklarını sürdürüyorlar... Uygun zamanı bulmazlarsa hiç çıkmaya da bilirler...

Bir anda çıkıp tehlikeye ve kadın hayatını yeni bir denemeye tabi tutabilirler...Uzun vadede olabilirlikleri yok...

Ama olabilirliklerinin olamayacağı, yarım kalmış olduğu için farkındalık yaratmıyor kadın üzerinde...

Haberin Devamı

*****

MR. BİG; “KRONİK TEK AŞKI...”

Kentsoylu, kültürlü, kendi ayakları üzerinde duran, hayata, aşka ve cinselliğe açık bir stil ikonu kadının;

Hayatının büyük aşkı...

Kronik takıntısı...

Evlenmeyi en çok tahayyül ettiği erkeği...

Bir türlü tam oturtamadığı beraberliği...

Jessica Parker’da;

Mr. Big’le olan “aşkı, sevgisi ve beraberliği...” olarak tezahür ediyor...

***

Genç ve güzel kadınının bir türlü tam “yakalayamadığı”;

Yakalayamadığı için de “takıntı” yaptığı bir şey var Mr. Big’de...

Ona güveniyor...

Onu seviyor...

Onu kendisine tam anlamıyla layık buluyor...

Onunla beraberliği “ideal” görüyor...

Mr. Big onun gözünde hayatın “ideal”ini, ilişkinin gelebileceği son noktayı temsil ediyor...

***

Her kadının hayatında bir “Mr. Big olduğu gerçeğini” o zaman fark ediyorum...

O bir ideal... Gerçekleşse de...

Gerçekleşmese de, o ideal olması gereken yerde; kadının beyninde aklında, kalbinde ve ruhunda öylece duruyor...

***

Mr. Big Jessica Parker için erkekler açısından bir “mihenk taşı...” İlişkiler ve erkekler, Mr. Big’e göre değerlendiriliyor Jessica Parker’in bilinçaltında...

Haberin Devamı

Zaman geliyor genç kadın Mr. Big’den “daha sıcak ve sevecen” bir erkekle çıkıyor... Gün geliyor Mr. Big’in yüksek özgüveninin de üzerinde; “egosu ve karakteri tavan yapmış; gücün ve iktidarın sembolü Rus bir erkekle” oluyor...

***

Daha genci, daha çıtırı, daha güzeli, daha fıstığı, daha seveceni, daha romantiği, daha erkeği, daha sorumluluk sahibi görüneni...

O andaki halet-i ruhiyesine göre, Mr. Big’le duygusal mesafesine ve reaksiyonuna göre hepsiyle beraberliği deniyor Jessica Parker...

***

Ancak hepsinin temelinde “bir türlü vazgeçemediği, bir türlü zapt edemediği, kah ayrıldığı, kah barıştığı, kah evlilikten döndüğü” bir adamla ilişkisi var...

O ilişki ve adam; Jessica Sarah Parker’ın hayatını belirliyor...

***

Hayatımda çok aşk yaşadığımı sanıyorum...

Birçok erkek de “çok sayıda kadınla aşk yaşadığını” düşünüyor ya da zannediyor...

Oysa bir kadınla gerçekten bir aşk yaşamak; kadın için “Mr. Big” kadar olabilmek anlamına geliyor...

Bir kadının “tek bir Mr. Big’i oluyor...”

***

Bir de ona yakın “Sevilesi Birkaç İyi Adam...”

İkinciler “tam aşk olarak sayılmasa da aşka çok yakın sevecen” örnekler...

Oysa bir kadının “mihenk taşı olan, kutup yıldızı erkek ise” sadece bir tane...

Mr. Big...

Bu gerçeği görüyorum...

Kalbimin hafif kırıldığını hissediyorum...

Kaç kadınla aşk yaşadım sorusu bir anlam ifade etmiyor artık...

“Kaç kadının gerçek aşkıydın?.. Var mıydı öyle bir kadın acaba?..” sorusu anlamlı hale geliyor...

Onun cevabı bir muamma...

Muammanın karanlığını giderebilmek için, 15 yaşındaki gençlik şarkımı koyuyorum CD’ye...

Mort Shuman söylüyor...

Brooklyn By The Sea...

Hayallerimin, muammanın karanlığını çözdüğünü hissediyorum...

Brooklyn By The Sea...

*****

JESSİCA PARKER’IN İLİŞKİYE GİRDİĞİ ERKEKLER...

Jessica Parker; tıpkı günümüzün çağdaş kadınları gibi;

Kendi ayakları üzerinde duran;

Kültürlü...

Kentli...

Erkeklerle ilişkilerde bağnaz olmak yerine açık fikirli...

Aşka ve cinselliğe açık...

Arada bir kadınsı çapkınlıklara çeşni...

Uzun süreli ilişkilere niyetli...

Bir kadın portresini temsil ediyor...

***

Hayatında farklı gördüğü;

Karizma yakaladığına inandığı...

Gizemi bulduğu...

Sıradan olmayan...

Ona farklı güzellikler yaşatacağına inandığı... Erkeklerle; ilişkilere girmekte tereddüt etmiyor...

***

İlişkileri “erkeğin özelliklerine göre” bazen çok yoğun yaşıyor...

Bazen ise iki üç aylık bir romans şeklinde oluyor...

Sonunda “kopması mukadder” ilişkilere girmekten ise kaçınmıyor...

Böyle durumlarda “kadınsı hayallerini ve fantezilerini” yaşıyor ve onunla yetiniyor...

***

Bu tür ilişkinin daha uzun sürmeyeceğini o ilişkiyi yaşarken de biliyor...

Yine de; “ilişkiyi kısıtlamıyor...”

DİĞER YENİ YAZILAR