Beşiktaş sana 3 konuda teşekkür borçlu Ünal başkan...

Sevgili Ünal Aysal;

Ben bir Beşiktaş'lıyım...

Ne ki;

Futbolun içindeyim ve futbolu seviyorum...

Adalet duygum sadece Beşiktaş için değil, Galatasaray, Fenerbahçe ve diğer takımlar için de gelişmiş...

Fatih Terim'i Milli Takım'ı çalıştıracağı için 'göndermeyin' diye diye dilimde tüy bitti...

Fakat size anlatamadım...

Sonunda Terim gidince, siz de iki İtalyan'ın başarısızlığının altında Başkan'lıktan ayrılma noktasına geldiniz...

***

O gün Galatasaray için iyi ve doğru olduğuna emin olduğum "Fatih Terim kalsın" önerisini, ben takımınızı bozmak için değil, Galatasaray'ı ve dolayısıyla Türk futbolunu kalkındırmak için önermiştim...

Sanıyorum siz;

Benim önerimin altında;

Zaman zaman benimsediğiniz gibi;

"Rakibi bozmak, kendini kurtarmaktır..." felsefesinin yattığını düşündünüz...

Oysa ben futbolu seviyorum...

Beşiktaş'ı seviyorum...

Futbolu ve Beşiktaş'ı sevdiğim için Galatasaray'ı seviyorum...

Fenerbahçe'yi, Trabzonspor'u, en önemlisi adaleti ve adil olmayı seviyorum...

Gayet nahif duygularla Terim'in kalmasının Galatasaray'ın menfaatleri için doğru olduğunu düşünmüştüm...

Haberin Devamı

***

Neyse...

Yine de futbola ve Galatasaray'a kattığınız değerler çerçevesinde size bir futbolsever olarak teşekkür ediyorum...

Bir Beşiktaş'lı olarak ise; çok önemli saydığım üç konuda size büyük bir teşekkür borçluyum...

1) İyi ki, bütün bir sezon Beşiktaş'ın Portekizli yıldızı Quaresma'nın, alttan alta Galatasaray'a transfer olması için kafasını çelmeye çalıştınız...

Sayenizde Quaresma Galatasaray'a gelmese bile, Beşiktaş'tan alacaklarını alıp gitti...

Beşiktaş'a bu yolla en azından maddi zarar verdiğinizi düşündünüz ama;

Sayenizde, Quaresma'nın yerine Gökhan Töre gibi bir muhteşem yıldız Beşiktaş'ın sağaçık'ı oldu...

Gökhan Töre belki fark edemediniz ama; siz futbola ve Galatasaray'a veda ederken; Sırbistan'dan size selam göndermekteydi o muhteşem oyunuyla...

Birinci teşekkür Beşiktaş'a Quaresma'nın yerine Gökhan Töre'nin katılmasına dolaylı muhteşem katkınıza...

***

2) İyi ki, Quaresma gibi, geçen sezonun ikinci yarısı el altından Almeida'ya haber gönderip, görüşmelere girdiniz...

Haberin Devamı

Sayenizde Almeida da, Beşiktaş'tan bonservis bedeli aldırtmadan gitti...

Almeida gitti de, bu sayede Beşiktaş; Demba Ba gibi dünya çapında bir forvete sahip oldu...

İkinci teşekkürüm Demba Ba transferine yaptığınız unutulmaz katkılar için...

Gerçekten müteşekkirim...

Siz olmasaydınız hala Almeida "ne atacak diye spor toto oynayacaktık..."

***

3) Ve nihayet üçüncü teşekkürüm...

Beşiktaş'a stadı yokken; Arena stadını vermemenize...

Yine muhteşem katkınız sayesinde, Beşiktaş kendi sahası olmadığından, deplasmanları "ev"i belledi...

Her deplasmanı ev sahibi gibi oynamaya başladı...

Her maçını deplasmanda oynmasa mümkün olur muydu Tottenham ve Arsenal maçlarında İngiltere'yi, Londra'yı kasıp kavurmak...

Mümkün olabilir miydi; Sırbistan'da lig lideri Partizan'a 4 gol birden atıp, rakibini yıkıp geçmek?..

***

Ne acı ki;

Bir gün önce başında olduğunuz Galatasaray Beşiktaş'a vermediğiniz statta dört gol yiyordu...

Her maçını deplasmana mahkum ettiğiniz Beşiktaş ise Sırp deplasmanında dört gol birden atıyor ve "evren" size hayatınız boyunca unutamayacağınız bir mesaj gönderiyordu...

Haberin Devamı

Beşiktaş'a katkılarınız...

Beşiktaş'a yaptıklarınız...

Galatasaray'a yaşattıklarınız...

Türk futbolundaki varlığınızla...

Futbol endüstrisi için bir case-study konumundasınız sevgili Başkan...

Bu kötü bir şey değil...

"Herkesin üzerinde çalışacağı, etüd edeceği ve dersler çıkartacağı bir örnek olay demek" malumaliniz case-study...

Her halükarda Beşiktaş sana müteşşekirdir sevgili Ünal Başkan...

Yolun açık olsun...

Başarıların daim...

DİĞER YENİ YAZILAR