Bir yaz daha biterken...

Tam 17 Ağustos’a denk geliyor, yazın garip tesadüfü...

Hava bir anda değişiyor...

Rüzgar başlıyor...

Yazın bittiğine işaret bir rüzgar...

Ağustos’un ikinci yarısında, başka türlü esiyor rüzgar buralarda...

Bodrum’u tanıdığımın farkındayım artık...

***

Birkaç gün önce;

Havanın sıcaklığının...

Güneşin parıltısının...

Denizin “çarşaf”ının...

İlhamında;...

-“Bodrum denilen cennette, yaz kış yaşayanları anlıyorum şimdi...” diyorum...

-“İnsan bu havayı bırakıp başka yere gider mi?.. Deniz, güneş ve pırıl bir hava...”

***

Dememe kalmadan hava değişiyor... Rüzgar basıyor...

Nasıl desem?..

Sonbahar değil...

Ama “sonbahar geliyorum...” diyor... “Serin” değil...

Ama “serinliyorum...” diyor...

Yaz bitmiş değil...

Ama “yaz bitiyor...” diye haber veriyor...

Bodrum bitmiyor... “Ama Bodrum’un yazı sona eriyor...”

***

İnsan tabiata;

Onun sunduklarına... Değiştirdiklerine... Dönüştürdüklerine...

İlk günden alışamıyor...

Hemen kendini uyumlayamıyor... İçimdeki bir şey “değişen havaya direniyor...”

-“Yok yok değişmemiştir...” diyor...

Haberin Devamı

-“Bir rüzgar çıktı alt tarafı... Hep çıkar bu rüzgar...”

Direniyor değişime vücudum...

İstemiyor bitmesini yazın benliğim...

Alışmak istemiyor farklılığa ruhum...

Esintinin “arızi” olduğuna

kanaat getirmek istiyor bilincim...

Yazın daim olduğunu hissetmek istiyor sanrım...

***

Akşam arkadaşları, dostları, aileyi toplayıp, yaz gecesi yemeğine gitmeye karar veriyorum...

Geceden ve mekandan medet umuyorum...

Yaz gecesinin albenisinden...

Restoranın ışıklarından...

Gecenin sıcağından...

Yazın tiril gelen lacivertinden...

Yaz gecesi restoranlarının parıltılı ambiyansından...

Sıcağın geceyle karışımından...

Gecenin yazla dansından...

Denizin sahildeki kıpırtısından...

Hepsinin bir bütün olarak sunacaklarından...

Medet umar haldeyim...

***

“Yaz geçmedi daha...” diyebilmek için... Gündüz esen rüzgar ‘sıradan bir bofordu sadece’ diye düşünmek için...

-“Yaz buram buram devam ediyor...

İşte yaz gecesi... İşte yaz restoranı... İşte Bodrum... İşte gece... İşte hayat...” diye haykırabilmek için...

Direnebilmek için...

Hayata...

Haberin Devamı

Mevsimlere...

Değişime...

Dönüşüme...

Bitmekte olana...

Gelmekte olana...

***

Heyhat;

Her direniş...

Bir hayal kırıklığı...

Her kabul etmeyiş...

Bir kırılışı...

Her “hayır” deyiş...

Bir “bitiş”i beraberinde getiriyor...

Yaz bitiyor... Bu gerçek;

Maalesef, en çok da akşam hissediliyor...

***

Hayata direnmek için gittiğim gece...

Bana hayata direnmemeyi öğretiyor...

Hayatı kabul etmemek için sığındığım gece mekanı;

Bana sığınacak bir şey olamayacağını anlatıyor...

Evrenin gerçeklerinden kaçmak için, bulduğum pırıltılı ambiyans;

Bana evrenin gerçekleri karşısında sanal pırıltıların anlamsız kalacağını işaretliyor...

Hayat bana; “evreni aşamayacağımı” söylüyor...

Onunla uzlaşmam gerektiğini öğütlüyor...

***

-“Yaz bitti boşuna uğraşma” diyor...

Restoranın masaları başka türlü konumlanmışlar sanki...

Esen deli rüzgar, artık bir yaz gecesini andırmıyor...

Uçuşan örtüler...

Tabiatın doğmakta olduğunu değil...

Tabiatın kabuk değiştirmek üzere, öleceğini anlatıyor...

Bir hüzün çekiyor üzerime...

Yemek farklı geliyor...

Yemeği yemek farklı...

Haberin Devamı

***

Çocuklara daha bir sıkı sarılıyorum...

Anneyi ve babayı daha yakın yanıma çekiyorum...

Bir yakınlaşma...

Bir dayanışma...

Bir “ne olacağını bilemediğin rüzgara ve değişen mevsime karşı” birbirine yanaşma...

Sarma...

Sarmalama...

***

Hayatın yeni halini...

Doğanın yeni getirdiğini...

Beraberce karşılamaya çalışma...

Canlı olmanın verdiği bir birine sevgi...

Metabolizmanın verdiği çocuklarını sakınma...

Aile olmanın verdiği, yaşlı anne babayı sarmalama...

Nihayet insan olmanın verdiği “dayanışma...”

Finalman hissettiğin ise; doğa ve evren karşısındaki “biçare kalan hesaplaşma...”

***

Bitmekte olan yaz...

Esen deli rüzgar...

Denizden gelen köpüklü dalgalar...

Sanki yaşadığımız muhteşem yazı... Alıp masalardan uçuruveriyor...

Hayatımızdan rüzgar olup alıyor...

Yaşadıklarımız sanki bir rüyaymış gibi...

Bir anlık halüsinasyonmuş sanki...

Hiç yaşanmadılar gibi...

Rüzgar gelmekte olan Sonbahar’ın ulağı gibi...

***

Yemek bitiyor...

Yemek bitimleri, “kıvrıldığı koltukta uyuyan oğlum” bile değişen duruma uyanıveriyor...

Haberin Devamı

Havanın değiştiğini anlayıveriyor...

-“Gidelim” diyor...

-“Baba... Gidelim...”

Hesabı istiyorum...

Son bir umut, restorana bakıyor... Masalardan albeni toplamaya çabalıyorum...

Olmuyor...

Olmuyor...

***

Yaz bitiyor...

Sonbahar geliyor...

Tabiat bir başka bahara yenilenmek üzere, randevusunu kesiyor...

Masalar...

Rüzgar...

Uçuşan peçeteler...

Sanki gümleyecekmiş gibi görünen gökyüzü...

Sanki çakacakmış gibi kendini uzaktan hissettiren şimşek...

Hepsi bana bu gerçeği anlatıyor...

***

Dönüş yolu eskisine hiç benzemiyor...

Yavaş yavaş kullanıyorum arabayı...

Yazı uzatmak istiyormuşcasına...

Yolu uzatmak istiyorum bilinçsizce...

Sanki “yol biterse” yaz da bitecek...

Yaz bitmesin diye, ritmi yavaşlatıyorum...

Yavaşlayan ritmimde, nisbi olarak yolu uzatmaya çabalıyorum...

***

Oysa hayasızca bitiyor işte yaz...

Sıcak geceler...

Cıvıltılı kahkahalar...

Umut dolu keyifler...

Hayatı yeniden inşa ettiğimiz saatler...

Bitmeyecek gibi gelen günler...

Geceler...

Saatler...

Tatiller...

Bitiyorlar işte...

Sezon bitiyor...

Okullar başlıyor...

Rüzgar, bitmeyen esinti ve köpüklerle dolu dalgalar bana başlayacak okulları hatırlatıyorlar...

***

Duymak zorunda olduğum sorumlulukları...

Hayatın benden talep ettiği yeni koşulları...

İlkokula başlayacak çocukları...

Defterleri...

Kitapları...

Hoca’ları...

Dersleri...

Yazacakları...

Okuyacakları...

Sökecekleri...

Geliştirecekleri...

Kelimeleri...

Kompozisyonları...

Resimleri...

Müzikleri...

Dilleri...

***

Okulu arıyorum...

Lisedeki dönem arkadaşımın ilkokul müdiresi olduğunu söylüyorlar bana...

Benimle aynı sıraları, aynı okulu, aynı seneleri paylaşmış bir arkadaşım...

Çocuklarımın aynı okuldaki ilkokul müdiresi olacak...

Yaz bitimi hüznünün içinde...

Bir küçük umut beliriyor yüzümde...

Kuşakların köprüsünde...

Yazlar bitse de...

Hayatın devam ettiği gerçeği geliyor gözüme...

Bizler her biten yazda...

Biraz daha sona yaklaşsak da...

Çocuklar büyümeye doğru hareketlenmekteler...

Çocukluk arkadaşlarım, onlara rehber...

Ben de onlara ebeveyn...

***

Yazlar bitiyor...

Ama hayat yeniden başlıyor...

Hüzün veren fırtına...

Melankoliye sürükleyen rüzgar...

İçimi alabora eden dalga...

Kayıplara karışıyor...

Yaz bitiyor...

Çocuklar büyüyor...

Hayat kuşaklardan kuşaklara yenilenerek güzelleşiyor...

Bir yaz daha bitiyor...

DİĞER YENİ YAZILAR