İlk aşkım kazanıyor...

Hayat çoğu zaman sizi, kendi kişisel iradenizin ötesindeki bir iradeyle kuruyor...

Üç kuşak temsilcisinin birarada bulunduğu öyle bir yaz tatili hayhuyunun içindeyim ki; kişisel tercihlerime zaman ayırabilmem en sona kalıyor...

Sabah üç kuşak altı kişilik ailenin güne başlayışı, giyimi, kuşamı, hazırlanışı, kahvaltısı, sporu, yüzmesi ile etkinliklerini organize etmekle geçiyor...

***

Yüzme antrenmanları sonrası öğle yemekleri organizasyonu, çocuk kulübü etkinlikleri, basketbol koçluğu, gazete yazıları, akşam hazırlıklarıyla, inanılmaz bir tempo akşamın sekizine kadar sürüyor...

Gece yine hız kesmiyor...

Değişik mekanlar, yerler ve yaşamı zenginleştirecek keyifli adreslere gitmeye çalışıyoruz...

Kendime zaman ayıramadığım, kendi tercihlerimi arka plana attığım bir zaman dilimini yaşıyorum...

***

Brezilya-Almanya yarı final maçının önceki gün oynanacağını görüyorum, fakat algıdaki seçicilik çok başka alanlara kayığından maçın hangi saatte olacağını bile fark edemiyorum...

Önceki akşamı geçirdiğimiz uzak mekandan, saat 23’e birkaç dakika kala otelimize dönüyoruz...

Haberin Devamı

Saat 22.50 suları...

Çocuklar yanımda yatıyorlar...

Ayşe Nazlı da uyumaya hazırlanıyor...

Televizyonu açıyorum...

Hiç birini uyandırmaya kıymadan, alçak sesle televizyonda maç öncesi son yorumları dinliyorum...

***

En iyimser ihtimal Almanya’nın 2-1 yeneceği...

Yorumcular 2-1 gibi fazla gollü galibiyetin bile olmayacağını savunuyorlar...

1-0 diyen var...

“Ne yapar eder, Brezilya yine alır” diyen...

Sabahın köründen gecenin o saatine; ailenin günlük sorumluluğunun ağırlığını taşıyan bir kişi olarak; içim gidiyor Brezilya-Almanya yarı finalini izleyebilmek için...

-”Allah vere de uyuyup kalmasam...” diyorum...

-”Brezilya-Almanya yarı finalini bir daha kim bilir nerede ne zaman izlerim?..” diyorum içimden...

***

Böyle söylememin bir nedeni var...

44 yıldır dünya kupasını izliyorum...

40 yıldır ise dünya kupalarını, canlı yayında izliyorum...

İlk dünya kupam; Brezilya’nın İtalya’yı finalde bozguna uğratarak 4-1 yediği kupa finali...

O günlerde bütün isteğim o finali o yıllarda tuttuğum Almanya ile Brezilya’nın oynamasıydı...

Haberin Devamı

Fakat İtalyan’lar Almanları yarı finalde 4-3 yenerek son anda saf dışı bıraktılar...

Finale çıktılar ve finalde Brezilya’ya 4-1 gibi ağır bir skorla yenilerek şampiyonluğu onlara teslim ettiler...

***

O günlerde Brezilya’nın karşısına çıkamayan Almanya 44 yıl sonra yarı finalde, üstelik Brezilya’da Brezilya’ya karşı oynuyor...

11 yaşımdaki çocukluğumun “oynanamayan finali bu...”

Almanya-Brezilya...

Benim futbol dağarcığımda daima finallerin finali olan maç...

-”Allah vere de yorgunluktan uyumasam” dememin nedeni o...

***

Maç başlıyor bir o kalede bir bu kalede kısa bir süre devam ediyor...

İki yanımda minikler, diğer yanda Ayşe Nazlı yavaş yavaş uykuya dalıyorlar...

Farkındayım ki onlar uyuduktan bir süre sonra ben de dayanamayıp gideceğim yatakta...

İşte o an bir mucize oluyor ve Almanya kornerden gelen topta golü atıyor...

İlginç bir şey oluyor o anda bende...

Bilinçaltım ve çocukluğum harekete geçiyor...

Dünya kupalarında Brezilya’ya sempati duysam da, ilk göz ağrım Almanya’nın attığı gol, bende çelişik duygular uyandırıyor...

Haberin Devamı

Almanya’nın golüne içten içe sevindiğimi fark ediyorum...

İlk göz ağrımdan, çok uzun yıllardır uzaklaşsam da, futbolda Almanya’ya olan çocukluk sevgimin; derinden derine yanmakta olan bir kor alev gibi hala ayakta olduğunu fark ediyorum...

***

Brezilya’yı seviyorum...

Bana sempatik geliyor, duygularıma hitap ediyorlar...

Ve fakat; Almanya benim futboldaki ilk göz ağrım...

İlk çocukluk aşkım...

Türkiye’de yayını olmadığı için izleyemediğim ve hayalimde oynattığım bir dünya kupasının iki kahraman takımı onlar...

1970 dünya kupasının şampiyonu ile üçüncüsü o iki takım...

Çocukluk aşkım; Almanya’nın golleri arka arkaya geldikçe depreşiyor...

Çocukluktan yarım kalan ilk aşkın canlanması gibi Almanya golleri attıkça, bilinçaltım keyifleniyor...

Brezilya böyle yenilsin istemiyorum... Ne ki Almanya attıkça da üzülmüyorum...

Hatta biraz seviniyorum muyum ne?.. Sonunda Almanya Brezilya’yı sürklase ediyor...

Haberin Devamı

7-1...

Brezilya’nın ünlü spor gazetesi Lance “Tarihin En Büyük Utancı” başlığını kullanıyor...

Bense çocukluk yıllarıma 11 yaşımdaki 1970 dünya kupasına gidiyorum...

Brezilya’nın karşısına 3-2 galipken, İtalya’ya son anda yenilip çıkamayan Almanya gözlerimin önünde...

Çok istediği Brezilya-Almanya finalini 1970’de yaşayamayan çocuğun yarım kalmış duygusunu yaşıyorum...

Almanya golleri arka arkaya atıyor...

Almanya muhteşem bir galibiyet kazanıyor...

11 yaşındaki çocuk bilinmedik bir nedenle mutlu şimdi...

İçimdeki çocuk; büyümüş çocuğun takımını yeniyor...

Çocukluğum büyüklüğüme karşı zafer kazanıyor...

İlk aşkım ortaya çıkıyor...

Moda olan, trend olan değil; çocukluğumdaki orijin galebe çalıyor...

Şimdi çocuklarımla yatabilirim artık...

Üç çocukken bir anda dört çocuk oluveriyor ve öyle yatıyoruz hep birlikte...

*****

BÜYÜKLÜĞÜMÜZÜN ORTAYA ÇIKTIĞI AN...

“Bütün ilerlemelerin kaynağı; kalabalığın emirlerini değil, kalplerin ve vicdanların talimatlarını izleyen insanlardır...

Bütün gelişmelerin kaynağı; risk alabilen ve korktukları yerlere ilerleyebilen kadın ve erkeklerdir...

Büyüklük; başkalarının mümkün olduğu şeylere rağbet etmeyi terk ettiğimizde ortaya çıkar...”

Robin Sharma

DİĞER YENİ YAZILAR