O formaların üzerindeki ay yıldız, formaların kendisidir Acun kardeş!..

Haberin Devamı

Hiç yakıştıramadım...

Beşiktaş formasının üzerindeki Türk bayrağına “katılan yarışmacıya avantaj sağlamasın” gerekçesiyle siyah bant çekiyor Yetenek Sizsiniz yarışmasındaki arkadaşlar...

Diyelim ki yapım ekibinin basireti bağlandı ve “forma üzerindeki Türk bayrağını” siyahla kapattı... Peki Acun gibi yıllarca spor muhabirliği bizzat Beşiktaş muhabirliği yapmış kül yutmaz bir gazeteci böyle bir basiret bağlanmasına ses çıkartmaz mı?..

***


Acun dememin özel bir sebebi var...

Türkiye’de 5 takımın formasında ay yıldızlı Türk bayrağı amblemi bulunur...

Kimdir bu takımlar?..

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor...

Niye başka takımların formasında ay yıldız yoktur da bu takımların formalarında vardır?..

Çünkü bu takımlar Türkiye Ligi şampiyonu olmuşlardır...

Renklerinin üzerine işlenen ay yıldız Türkiye şampiyonu olmalarının formalarında taşıdıkları gururdur...

***


Kalbinin üzerinde ay yıldızı olmayan bir Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor formasının geçerliliği yoktur...

Bunu Acun gibi yıllarca acar spor muhabirliğinden gelen bir gazeteci bilmez mi?.. Bilir...

Bunu bilmeyen gazeteciyi antrenman sahasına, tesislere bile sokmazlar...

Böyle hayati bir hata yapacak yarışma ekibi...

Sen olay olup bittikten sonra, sosyal medyada tepkiler patlayınca “teknik ekibin gereksiz hassasiyetinin yol açtığı hata” deyip işin içinden sıyrılacaksın...

***


Bu, formaya alınmış ürün reklamı değil, formanın bizzat kendisi...

Sol tarafında ay yıldızı olmayan bir Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray formasını mahalle maçında bile giymezler...

Ay yıldızlı bayrağın ambleminin olmadığı siyah beyaz forma Beşiktaş forması değil, Altay forması olabilir...

Çünkü Altay Türkiye Ligi (Süper Lig) şapiyonu olmadı...

Keza sarı kırmızı renklerden oluşan ay yıldızsız forma Göztepe forması da olabilir, Kayserispor da...

Formada Türk bayrağı yoksa, sarı lacivert forma Fenerbahçe formasını değil, Ankaragücü formasına işaret eder...

***


Formaların üzerindeki reklamların üstüne çizik atarsınız elbet...

Ancak formaların bizzat kendisinin üzerine çizik atamazsınız...

Acun kardeş, bunun teknik ekipten birisinin hatası olduğunu söylüyor... Olabilir...

Fakat böyle bir konu, tek bir kişinin hatasıyla yayına yansımaz...

Yansısa da canlı yayında jüri konumunda olan Acun; orada bulunan ve o formayı bizzat yüzüncü yılda attığı golle şampiyon yapmış Sergen’i hatırlayıp “ne oluyoruz” der ve sorar...

- “Nerede şampiyon takımın formasındaki ay yıldız?.. Bunu nasıl bantlarsınız?..”

***


Bir de Beşiktaş ambleminin içinde bir ay yıldız bulunur...

O ay yıldıza bakıp da “Formada zaten ay yıldız var... Onun üstüne siyah bant çekmediler...” diyenler çıkabilir...

Acun’un ve Sergen‘in de çok iyi bildiği gibi; Beşiktaş “amblemi içinde ay yıldızlı Türk bayrağı taşıyan Türkiye’deki tek kulüp”tür...

Formasında iki amblem olması bir promosyon ve reklam değil, formanın bizzat kendisidir...

Biri amblemin kendisinden, diğeri kazandığı şampiyonluklara binaen...

Renklerindeki siyah “Osmanlı’nın Balkan topraklarını kaybetmesinin yasını” sembolize eder...

Balkan toprakları geri alınana kadar o forma Siyah-Beyaz kalacak, bir gün Balkanlar’da kaybedilen topraklar geri alınırsa, Beşiktaş forması ilk rengi olan Kırmızı-Beyaz’a dönecektir...

Tarihi bilmemek, renkleri ve üzerlerinde şampiyonlukların alın terini sembolize eden ay yıldızı unutmak, formalara ve anlamlarına yabancılaşmak ne acı!..

Reklammış!..

Türkiye şampiyonluklarının alın teridir o... Reklam değil!..

Temiz temiz özür dile önümüzdeki program...

Bunu hak etmiyorsun Acun kardeş...

*****


ERTUĞRUL KÜRKÇÜ ARKADAŞA...

Diğer arkadaşları yakından tanımam...Fakat Ertuğrul Kürkçü’yü geçmişteki siyasi müktesebatından, dört yıl önce konuk ettiğim televizyon programındaki performansından iyi tanırım. ..

Onun için sözüm en iyi bildiğime, lafımı en çok anlatabileceğime. Ertuğrul Kürkçü ki, kan Kızıldere’den kurtulmuş bir kişi...

İki ağır askeri darbe, bir post modern dedikleri darbe, yıllarca da hapishane rahle-i tedrisinden geçmiş...

Provokasyon demeye gerek yok “p” dediğinizde anlar, provokasyonun nereden ve nasıl geleceğini...

Sinop ve Samsun’daki olayları görünce “Acaba” dedim, “Benim bilmediğim başka bir nedenle mi gittiler o bölgeye?..” Sordum...

- “Hayır” dediler bilenler, “Barış sürecini oradaki sivil toplum kuruluşlarına anlatmaya gittiler...”

Ertuğrul Kürkçü düzeyindeki bir eski devrimciye “provokasyonu anlatmaya kalkarsam” biraz ayıp olur...

Şöyle söyleyeyim...

Ben onun yerinde olsaydım ve bana birileri, bugünlerde “Karadeniz’e gidelim” deseydi, eski bir devrimci alışkanlıkla diyeni izlemeye alırdım...

Bu kadar provokasyona açık bir seyahat olmaz çünkü...

*****


TARİHİ SARHOŞ ETMEYELİM!

Farkındayım ki, alkol tartışmasına giren bazı arkadaşlar “tarihe not düştüklerini, er geç tarihin onları haklı tarafta göreceğine” zannediyorlar...

“Özgürlüklerin kısıtlanmasını” tarih not edecektir elbette...

Fakat, sanmasınlar ki “alkol tartışmasından tarihi bir haklılık elde edecekler...”

Ne yazık ki, tarih alkol tartışmasında “alkolü savunanları değil, alkolü savunmayanları”, nispi olarak daha doğru tarafta görecek...

***


Bunun dinle ilgisi olacak mı?..

Bu sorunun cevabı bir inanç meselesi olduğundan, kesin bir şey söyleyemem...

Fakat alkol uzak gelecekte dini nedenlerden çok, sağlık nedenleriyle zararlı olduğu için tedavülden kalkacak...

Sağlık nedenleriyle az miktarda kırmızı şarap tüketimde kalabilir...

Ancak genel olarak alkollü içecekler, gelecekte, sigaranın, fast food hamburgerin, uyuşturucunun gördüğü muameleye maruz kalacaklar...

***


Bar ve meyhane lobisi bu gerçeği değiştiremeyecek...

İnsanlar beyin ve ruh sağlıklarını günü geldiğinde her şeyin önüne geçirecekler...

Bir zamanlar işkembe yemek de çok revaçtaydı...

Bugün Avrupa Birliği ülkelerinde çok özel kesim dışında, bu yemekleri yapan dükkan açmak yasak...

İşkembenin sağlıklı kesilmediği için yasaklandığı Avrupa Birliği’nin gün gelip, alkol tüketimine büyük sınırlamalar ve yasaklar getireceği gün gibi aşikar...

Bazı arkadaşlar muhafazakarlara karşı alkollü içecekleri savunarak “tarihin doğru yerinde durduklarını” zannediyorlar...

Doğru yerde durdukları tek konu kişisel özgürlükler ve tercihler konusu...

Yoksa alkollü içecekleri savunarak “tarihin doğru yerinde durduğunu sanmak“ şizofrenik bir yanılsama...

***


Gerçek şu;

Tarih “bir zamanlar kapalı mekanlarda sigara içilmesini özgürlük diye savunanları hayırla yad etmeyeceği gibi, içki içilmesini bir insanlık duruşu zannedenleri de pek kaale almayacak...”

Tarihsel duruş ısrarı bir aydın duyarlığı sembolüdür...

Aydın duyarlılığını bildiğim için, tarihi ve sembolleri sarhoş etmeyelim istedim...

DİĞER YENİ YAZILAR