Çapkın bir babanın ve feminist annenin oğlu...

Haberin Devamı

Angela Gerekou’nun seksi, güzel ve cezbedici fotoğraflarını gördüğümde gözümün önüne 70’lere egemen olan feminizm dalgasının tetiklediği Dustin Hoffman ve Meryl Streep’in oynadığı Oscar’lı Kramer and Kramer filmi geldi...

Çünkü Yunan siyaset sahnesinde şimdi oynanan filmin adı Papandreu ve Papandreu’ydu...

Eski Yunan Başbakanı olan Andreas Papandreu ve onun Başbakan olan oğlu Yorgo Papandreu...

***


Akdeniz usülü “Zorba” tiplemesini andıran çapkın bir babayla, Amerikalı aktif feminist bir annenin oğluydu yeni Yunan Başbakanı Yorgo Papandreu...

Gençliğinde annesi ve babası milyonlarca gözün ortasında tantanalı bir şekilde boşanmışlardı...

70 yaşındaki çapkın ve karizmatik babası, yaşamının son döneminde Yunanistan’ın en seksi güzellerinden biri olan 35 yaşındaki bir hostes kadına aşık olmuştu...

Karısı yani Yorgo’nun annesi Margarita derneklerde başkanlık yapan aktif bir feministti...

Yazar Zeynep Oral’ın yakın dostuydu...

Babasının ve hostes sevgilisinin ilişkisi, ülkeyi kasıp kavurdu...

Bütün bir ülke annesinden yana davrandı, babasını tukaka etti...

“Seksi bir hostes kadın için, Amerikalı, iyi eğitimli, çocuklarının annesi, hayat yoldaşı kadın terk edilir miydi?..”

Böyle diyordu 8 milyon Yunan...

Oysa babası şöyle diyecekti:

“Bu kadın ve bu aşk benim hayatımı uzattı... Ondan vazgeçmeye niyetim yok... Konformist davranmayacağım, bu işi bir evlilik çapkınlığı noktasında tutmayacağım... Karımdan boşanacağım... Genç hostesle evleneceğim...”

***


Evlendi ve son güne kadar “pişman olduğuna”0dair tek bir söz söylemedi...

Hatta iktidardan düşmüştü, hapislere gönderilmek isteniyordu...

Yeniden hayat buldu ve tekrar Başbakan oldu...

Öldüğü gün Başbakan’dı ve yanında genç karısı vardı...

Kaderin garip cilvesi, o da kabinesini açıkladığında çok ünlü bir Yunan kadın artisti Kültür Bakanı yapmıştı...

Topkapı filminin seksi yıldızı Melina Mercuri...

Üzerinden yıllar geçtikten sonra, şimdi oğlu kendi kabinesini açıklıyor...

Angela Gerekou’yu jartiyerli fotoğraflarına aldırmadan, kalçalarını ve göğsünü açıkta bıraktığı pozlara inat Kültür Bakan Yardımcısı yapıyor...

Babası, “Yunanistan gibi bir kültür abidesi ülkeye erotik pozlarıyla da ünlü bir film artistini Kültür Bakanı mı yapacaksın?..” diye çok eleştirilmişti...

Ama o hiç oralı olmamış, bildiğini okumuştu...

Şimdi araba içinde kalçaları açıkta, jartiyerli fotoğraflarıyla güzel Angela Gerekou Yunan kabinesindedir...

Babadan oğula Papandreu ve Papandreu filmini izlemekteyim sanki...

Kramer ve Kramer gibi...

70’lerin feminist anneleri, karizmatik babaları...

Onların babalarıyla aynı tercihlerde bulunan çocukları...

Melina Mercuri’den Angela Gerekou’ya, güzel ve muhteşem kadınlar ve aktristler...

Hayatın dramatizasyonunda nasıl muhteşem bir tat var bu Pazar...

*****


FATİH TERİM NAPOLİ’YE ERTUĞRUL SAĞLAM MİLLİ TAKIMA...

Müneccim değilim ancak kulağım biraz delik...

Bu satırları, bizim Belçika’yla maçımız başlamadan yazıyorum...

Ve fakat sonuç artık önemli değil, Bosna, Estonya maçını aldı ve bizim Belçika maçımız formaliteden öteye gidemiyor...

Son günlerde aldığım bilgiler şöyleydi:

Fatih Terim kalmayacak Milli Takım’ın başında...

Zaten İtalya’da Napoli’yle anlaşmış gibi...

Türkiye’yi bırakacak, İtalya’ya gidecek...

***


Milli Takım’ın başına Bursaspor’u çalıştıran Ertuğrul Sağlam gelecek...

Ertuğrul Sağlam, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından çok sevilen bir teknik direktör...

Kendisinin ve eşinin muhafazakâr bir hayat tarzının olmasının bunda etkisi var kuşkusuz...

Sağlam, Abdullah Gül’ün de etkisiyle Kayserispor’u çalıştırırken Avrupa’nın gelecek vaat eden antrenörlerinin başında geliyordu...

Beşiktaş’ta iki sezon ortası görev yaptı...

Giderken takım ligde kötü bir durumda değildi...

Daha önemlisi “Beşiktaş’tan hakkı olduğu halde beş kuruş para istemeden” çekti gitti...

“Adam gibi adam” diye yazmıştım o gün Ertuğrul için...

Çalıştırdığı Bursaspor geçen yıl son haftalarda Fenerbahçe’nin arkasında UEFA şansını kaybetti...

Yani Bursa’da da başarılı oldu...

Milli Takım’da olur mu bilmem...

Karakteri müsaittir onu bilirim...

Zirvelerde çok seviliyor, Milli Takım’ın başına gelmesi kuvvetle muhtemeldir...

*****


ERMENİ AÇILIMI VE BİR TARAFINDAN AZERİ OLAN BEN...

Anne tarafımdan Azerilik de var benim köklerimde...

Ama dün, saat 21.15’te imza törenini izlerken gazetede, ben de kalkıp alkışlamak istiyorum...

Türkiye bir zamanlar, her an savaşabileceği komşularıyla teker teker dostluk anlaşmaları imzalıyor bugün...

Suriye ile vize kalktı aramızda...

Bir süre önce, Suriye içine harekatı düşünüyorduk...

Yunanistan’la savaşın nefesini ben hiç yoksa 10 yıl üzerimde hissettim...

Şimdi gelen Yunan Başbakanı, İsmail Cem’in mezarına zeytin dalı dikiyor...

Bütün bir gençlik dönemim ASALA’nın öldürdüğü Türk diplomatlarının acılı ailelerinden ve evlerinden yapılan röportajlar, öldürülen ASALA liderinin haberlerini geçmekle geçti benim...

Şimdi yıllarca dışarıda “vururlar bizi” diye konuşmaktan çekindiğimiz Ermenilerin ülkesi Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme anlaşması imzalıyoruz...

***


Hayat inanılmaz derecede normalleşiyor, yumuşuyor...

Bitmek bilmez dediğim bütün kronik düşmanlar artık yan yana poz veriyor...

Biliyorum şimdi bir sürü adam çıkacak “O öyle oldu, bu böyle oldu” diye ahkam kesecek, “vatanı satmaktan, ihanetten, dümdüz edilmekten” falan söz edecek...

Bugün Pazar...

Ben çocuklarıma, komşularla kavgaların ve düşmanlıkların geçmişte kaldığını söylemek istiyorum...

Ağır bedelleri artık onların ödemek zorunda kalmayacağını anlatmak istiyorum...

Dün o tarihi alkışlara sahne olan Zürih Üniversitesi’nde 1946 yılında Churchill’in bir konuşma yaptığını biliyorum...

Şöyle demişti Churchill:

“Ögür Avrupa’nın doğuşunu özgür bırakın...”

Türkiye’nin bu anlaşmanın da yardımıyla özgür bir Avrupa’nın özgür bir parçası olması için dua ediyorum...

Çocuklarımla beraber...

DİĞER YENİ YAZILAR