40'lı yaşlarda evlenen erkekler ve kadınların bekarlığa vedası...

Haberin Devamı

Yarın Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu yıllardır beraber olduğu kız arkadaşı Berna’yla Boğaz’ın üstündeki Ajia Otel’de evleniyor... Kankası NTV Yayın Yönetmeni Ömer Özgüner de birkaç hafta önce evlendi...

O Yengeç burcu olduğundan daha romantiktir...

Evleneceği mekân olarak kendisine Hayal Kahvesi’ni seçmişti...

İki arkadaş, evliliklerini arka arkaya getirmeyi önceden planladılar...

Tek başına evlilik kararını, zor olsa gerek, dayanışarak aldılar...

***

Çevremdeki erkeklerin “ne kadar zor evlilik kararı aldıklarının” farkındayım... Oysa Cuma günü İzel (Evet tahmin ettiğiniz gibi şarkıcı İzel) tutturdu ki İzzet’in Al-Jamal’ine gitmeliyiz...

Kankası İpek (Durukal), Ayşe (Özyılmazer), Deniz Uğur bir de baktım herkes Al-Jamal diyor başka bir şey demiyor...

Ben böyle durumlarda konsantrasyonum başka meselelerin üzerinde olduğundan, hiç kafa yormam...

Niye gidiyoruz Al-Jamal’e, ne var Al-Jamal’de?..

Lübnan mutfağının servis edildiği mekânda, yiyecekler ağır geleceğinden, kendime hafif bir şeyler nasıl bulacağım ben sadece onun derdindeyim...

Biliyorum ki midem nohut köftesi, nohutlu mantı, çiğ köfte, humus, muhammara türü yiyecekleri almak istemiyor... Tadlarının mükemmel olduğunu biliyorum...

Ve fakat mide fesatına uğramak istemiyorum...

Ne dediysem fayda etmedi, Al-Jamal’in ağızlara layık ızgaralarından tatmam öngörülerek, mekâna süreklendim...

HER YERDE KADIN VAR

Mekâna girdik, “Allah Allah” diyorum içimden içimden, “ne kadar da çok kadın var...”

Dört muhteşem kadın çevremde, üstelik bir sürü de kadın kaplamış masaları...

Bakıyorum masadakiler “Bekarlığa veda” falan gibi kelimeler geçiriyorlar, ancak benim bunlardan bir şey almam mümkün değil...

Sahnede muhteşem şovlar sergilendikten sonra, bir de on beş genç kadın sahneye alındılar...

Kadınlar gülüyorlar, arada bir gözyaşı döküyorlar, sonra zafer bayrağını dikercesine sahnede mağrur ve kibirli kibirli uzaklara bakıyorlar...

Ulan neyin nesi, kimin fesi, ne oluyoruz demeye kalmadı, masadaki kadınlar beni uyandırdılar:

“Sahnedekiler, bu yaz evlenecek genç kadınlar... Bekarlığa veda ediyorlar...”

***

Masalardan tezahürat, gırla kıyamet gidiyor...

Bütün masalarda Allah sizi inandırsın serpiştirilmiş tek tük erkek...

Geri kalan silme kadın ve ayağa kalkmış, nasıl içten nasıl coşkuyla oynuyorlar, sahneye atılıyorlar, evlenecek genç kadınları alkış yağmuruna tutuyorlar...

Utanmasalar birbir bir oynayacaklar... Öylesine bir entusiyazm coşku var yani... Sahnede kafalarına bir şeyler geçirilen ve yakında evlenecek genç kızlar, bir zafer sarhoşluğu içindeler...

Haykırıyorlar, gururlu gülümsüyorlar...

Bir süre sonra dayanamayıp duygusallaşıyorlar...

Ve hüngür hüngür ağlıyorlar...

***

Ben ağlama olayını en son Beşiktaş şampiyon olduğunda yaşamaşım...

İlginçtir bizim kulüp şampiyon oldu mu ağlayan tek kulüptür...

Fenerlisi, Cimbomlusu şampiyon oldu mu göbek atar sevinir...

Biz ilginç tepki veririz...

Başkanı’ndan, yöneticisine, gazetecisinden, yazarına ağlarız biz...

Sanırsam ezeli rakiplerimiz ve dostlarımız, saha içi saha dışı lobileri ve güçleriyle daha bir kolay şampiyon olabiliyorlar...

Biz şampiyon olduğumuzda “Olana kadar çektiklerimiz aklımıza geliyor... Ağlayarak rahatlıyoruz...”

***

Sanırsam bizim Beşiktaş şampiyon olduğunda duygusallaşıp zaferden ağladığımızın tıpkısının aynısı bu genç hanımlarda da oluyor...

Onlar da demek istiyorlar ki şapır şapır ağlamaktayken;

“Ahh ah ne çektiğimi bir ben bilirim, bir Allah... Bugün burada kupa kaldırıyorsam, pardon sahnede ayaktaysam. Bu zafer için ne mücadeleler verdim, bilemezsiniz ne acılar çektim...”

Genç kadınların durumları kimse kusura bakmasın aynı bizim Beşiktaş’ın şampiyon olma durumları...

Bir ağlıyorlar, bir gülüyorlar, bir bağırıyorlar, bir oynuyorlar...

Aşure bir eğlence tarzı hakim Al-Jamal’deki sahnede...

***

Baktım bizim kızlardan Ayşe dayanamadı kendini attı üç merdiven üstteki sahneye...

Ne dese beğenirsiniz:

“Ben de evleniyorum...”

Aman Tanrım, nerede evleniyor bu kız...

Evlendiği falan yok...

Bırakın evlenmeyi şu anda sevgili niyetine çıkmakta olduğu bir adem yok...

Ama kim dinler...

Ayşe çıkmış sahneye bağırıyor:

“Ben de evleniyorum...”

Onun da kafasına takıverdiler süs niyetine kırmızı bir şeyler...

Ve arkasından başladı inanılmaz bir şarkı, çalgı ve oynama bombardımanı...

***

Anlatılmaz yaşanır...

Şöyle söyleyeyim belki bir fikir edinirsiniz...

Kalkmak için kızlar üzerinde kulis yapmaya başladıktan tam 1.5 saat sonra hesabı istememe izin verdiler...

Hesaptan yarım saat sonra, “gelmezseniz ben kalkıyorum” diye açıktan tehdit ettim...

Yine oralı olmadılar...

Mekândan çıktım on dakika sonra ancak arkamdan geldiler...

Ömer evlendi...

Çok mutlu olduğunu söylüyor; “Evlilik tam bana göreymiş...” diyor...

Cengiz de yarın evleniyor...

Ben kadınların bekarlığa vedasını gördüm...

Zafer kutlamalarına iştirak ettim...

Anladım ki hakkıdır Hak’ka tapan kadınların istiklal...

*****

MÜNEVVER CİNAYETİNDEKİ SPERM

Şaka gibi...

Şimdi de deniyor ki Münevver’in üzerinde bulunan sperm izleri şüphelilerin hiçbirinin spermine uymuyor...

İddiaya göre otopside yattığı yerde başkasının spermi bulaşmış Münevver’e...

Yıllar önce, canlı yayına çıkardığım bir mankende uyuşturucu bulunduğunu bir polis müdürü bana söylemişti...

Ben de canlı yayında “sende uyuşturucu bulunma ihtimali var” demiştim...

Kız da “Yok Reha Bey” demişti...

“Bak sonra yalancı çıkarsın” diye üstelemiştim...

“Hayır, Reha Bey ne bende uyuşturucu çıkacak ne de ben yalancı çıkacağım...” demişti...

Ertesi günü, polis müdürünün bana söylediği değil, kızın dediği çıktı...

Kız Adli Tıp raporuna göre temizdi...

Oysa bir gün önce polis müdürüne uyuşturucu kullandığını söylemişlerdi...

***

Münevver’deki sperm izinin üzerine otopside bulaşmış olduğunu söylediklerinde hiç şaşırmadım...

Adli Tıp değil miydi yıllar önce, yıllar önce yaşadığım olayı bana yaşatan?..

Sperm izi yine iyi...

Mekânda tecavüz yaşanmadığına şükretmek lazım!..

DİĞER YENİ YAZILAR