Rıdvan Dilmen'in yorumculuğu, NTV ve Mehmet Topuz transferi...

Haberin Devamı

Önce lafı eveleyip geveleyeyim...

Türkiye’de futbol analizlerini en değerli bulduğun yorumcu, futbolu en iyi okuyan isim kimdir diye sorsalar hiç tereddüt etmeden “Rıdvan Dilmen” derim...

Yüz kere bu köşede yazdım, kırk yıllık dostlarım bu yazdıklarımdan dolayı bana gönül koydular “Rıdvan’ı methediyor... Diğer futbol programlarını topa tutuyor...” diye...

Hiç gocunmam bu işi en iyi Rıdvan yapıyor diye söylemekten vazgeçmem...

***


Amaaaa...

Şimdi sevgili Rıdvan dostuma bazı sorularım olacak...

Kamuoyunun önünde cevaplaması gerekiyor, çünkü bu iş bizim ikimizi değil camiaları ilgilendiriyor:

Mehmet Topuz transferinde senin işin ne sevgili kardeşim Rıdvan?..

Başkan Aziz Yıldırım’ın isteğiyle, Topuz’la görüşme yaptığın söyleniyor...

Sana böyle dolaylı arabuluculuklar yakışıyor mu?..

Sen NTV ekranlarında cumartesi ve pazar günleri tek başına çıkıp yorum yapmıyor musun?..

Fenerlisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı hepsi senin ağzından kendi takımlarının durumlarını öğrenmiyorlar mı?..

Fenerbahçeli Rıdvan olabilirsin, başımın üstünde yerin var...

Ama sen herkesin Rıdvan’ı olarak konuşmuyor musun o programlarda?..

Camianın adamıysan, her üç takım üzerine tarafsız yorumcu sıfatıyla “ahkam kesme...”

Mehmet Topuz Fenerbahçe’ye gitmiş, Beşiktaş’a gitmiş, bunun profesyonel bir futbol yorumcusu için bir anlamı yok...

Amerikan hukuk sisteminde “conflict of interests” yani “çıkarlar çatışması” kavramı vardır...

Senin durumun da tam anlamıyla conflict of interests yani çıkarlar çatışmasıdır Rıdvan kardeşim...

Örneğin Sinan Engin, böyle bir transferde etik değil ama, Beşiktaş başkanıyla dirsek dirseğe çalışabilir... Dikkat etik değil, ama yapabilir...

Neden, çünkü Sinan Engin futbol programlarında yorum yaparken Beşiktaş camiasına hitaben ve o camiayı temsilen konuşuyor...

O programlarda aynı karede Ziya Şengül ve Gökmen Özdenak da var...

Yani en azından programdaki temsil fair play’e uygun...

***


Oysa sen, NTV’de Sergen Yalçın ve Hakan Ünsal’la programlara çıkmıyorsun...

Sen her üç takımı tek başına yorumlamak istiyorsun...

O zaman senin artık “Fenerbahçeli Rıdvan olarak hareket etmen” yakışık almaz kardeşim Rıdvan...

Başkan Aziz Yıldırım için Mehmet Topuz’la temas etmen yakışık almaz...

Şimdi NTV yönetimine yeni evlenen ve hayatının en mutlu günlerini geçiren, o mutluluğu da her şeyiyle hak ettiğini bildiğim Ömer Özgüner kardeşime, Cem Aydın’a ve hatta Ferit Şahenk dostuma bir önerim var...

Bundan böyle NTV’nin spor programlarına Rıdvan Dilmen, Sergen Yalçın ve Hakan Ünsal beraber çıkmalılar...

İster Güntekin, ister Ercan gayet iyi moderatörleriniz var, futbolu çok iyi bilen moderatörle 3 takımın 3 klas futbolcusu şık bir program olur...

Rıdvan’ın yapıldığını söylenen bu görüşmeden sonra, 3 büyüklerin hepsi için tek yorumcu kalması fair play’e uygun değil...

Galatasaraylı ve Beşiktaşlı bu durumdan tatmin olmaz... Dikkat...

Rıdvan kardeşimin Fenerbahçe camiasına yakın olması değil sorun...

O yakınlık ve temaslardan sonra her kulüp hakkında doğruları anlatmaya kalkmasıdır çıkarların çatışmasını yaratan durum...

NTV bu objektif yayıncılık gerçeğini görmeli... Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’a eşit davranmalı...

NTV’deki dostlar bilmeli ki...

İktidar ve muhalefete eşit davranmak kadar önemli bir konudur bu...

Hadi kolay gelsin...


***



SARKOZY İLE BERLUSCONİ... ERKEKLİK ÜZERİNE BİR KARŞILAŞTIRMA...

İkisi de hayatlarını kadınlar ve çapkınlıklar üzerine kurdular...

Sarkozy’nin ayrıldığı eşi, “Yattığı kadınların ertesi günü isimlerini bile hatırlamaz... Çocuklarını sevdiğimden bile kuşkum var...” dedi...

Berlusconi’nin villasındaki son resim “İtalyan Başbakın’ın ertesi günü değil, bizzat birlikte olurken de beraber olduğu kadınların adlarını bilmemesinin muhtemel olduğunu” gösteriyor...

Sarkozy beraber olduğu kadının adını ertesi günü unutuyor... Berlusconi bazılarının adını zaten bilmiyor...

***


İkisi de erkeklikleriyle haddinden fazla çiğ yöntemlerle övünmekte beis görmüyor...

Sarkozy, Elysee Sarayı’na girdiğinde “Saray nihayet bir erkek görecek” diyerek, eski Cumhurbaşkanı Jack Chriac’a erkeklik ve yaşlılık üzerinden referans yaptı...

Berlusconi, karısının önünde kadınlara çimdik atmaktan, açıkça flört etmekten, beraber olduğunu göstermekten ve iltifat etmekten zevk alıyor...

Kadınlara gösterilen ilgi konusunda iki liderin “çiğ” yöntemlerinin pek bir farkı yok...

***


Beraber olduğu kadının onurunu zedelemesi konusunda ise Berlusconi, Sarkozy’e fark atıyor...

İtalyan lider herkesin ortasındaki ödül töreninde güzel kadınlara “evli olmasaydım sizinle evlenirdim” ya da “seninle her yere giderim” türünde laflar etmekten hiç sıkılmıyor...

Veronica Lario Berlusconi “Eşinin kadınlık onurunu zedelediğini” savunarak onu halka şikayet etmekten geri durmadı...

Bu konuda Allah’ı var Sarkozy bu kadar “azgın teke” görünmüyor...

Ertesi günü adlarını hatırlamadığı kadınlarla çapkınlıklarını “sevgilisinin ya da eşinin önünde ulu orta yapmıyor...”

Eski Bond kızı Carole Bouquet, Sarkozy’le aşk yaşadıklarını iddia ettiğinde susarak olayı örtbas etti...

Ünlü spiker Laurance Ferrari, Sarzoy’le gizli aşk yaşadığını söylese de, bu laflara da Fransız lider kulaklarını tıkadı...

Berlusconi’ye göre bir nebze daha saygılı yanındaki kadına...

***


İki erkeğin de eski kadınları kendilerine yaptıklarından dolayı onlardan nefret ediyorlar...

Ve fakat iki adam da çok güçlü olduklarından ve nefret yeterince nefes bulmuyor...

Sarkozy ve Berluscani ikisi de kendi güçlerine tapıyorlar ve narsistler...

Farkındalar ki o güç olmasa, o kadınların onları tefe koyup çalması an meselesi...

***


İkisinin de bu kadar nefretle nasıl seçildiklerini kimse anlamıyor...

Kadınların büyük çoğunluğu Berlusconi’den nefret ediyor...

Erkekler de adamı kıskandıklarından onu sevmiyor...

Ve fakat İtalya’da “halk” denilen o homojen yapı adamı yine Başbakan yapmakta sakınca görmüyor...

Ya bu halk denilen bu insanlardan oluşmuyor, ya da bu insanlar nefret etmiyor yalan söylüyor...

***


Genel değerlendirmede, sevgilisiyle el ele tutuşan, onun kendisine okşamasına fırsat tanıyan, sevgilisini önemsediğini gösteren Sarkozy sempatide bir miktar önde...

O hiç olmazsa, yeni bir aşka başlayana kadar varolanı kamuoyunun önünde değerli gösteriyor...

Diğeri, bazı Türk erkekleri gibi...

Sadece yatana kadar, kadın değerli!..

DİĞER YENİ YAZILAR