“Alma mazlumun ahını!..”

Haberin Devamı

Mehmet Tezkan kardeşim bir metre bile olmayan yükseklikten aşağı adım atmakla atlama arası hareket yapıyor, ayağı kırılıyor...

Bana anlatırken “Tahmin bile edemezsin... Bu kadar yükseklikten insanın ayağının kırılacağına mümkün değil ihtimal veremezsin...” diyordu...

Biliyordum...

Ben de yıllar önce Ankara’da TRT’ye Ateş Hattı’nı yaparken, olmayacak yerde ayağımı kırmıştım altı hafta sargıyla gezmek zorunda kalmıştım...

Tam Tezkan’ın olayı geçmişti ki, duyduk ki Ahmet Hakan arkadaş da banyoda düşüp kolunu kırmış...

Duydum ki canlı yayında anlatmış da nasıl kırdığını kolunu...

Acil şifalar kendisine...

***


Bu arada işin esprisini de yapmanın tam zamanıdır...

Gazetevatan.com’a yazan Hampiri Kupiri isimli yorumcu “İzninizle Ahmet Hakan’a sizin pencerenizden geçmiş olsun diyeceğim” yazmış, “Reha Muhtar ile uğraşmak yaramadı sanırım” diye de eklemiş...

Ahmet Hakan arkadaş, üzerinde sanıyorum durup durup bir kaşıntı yaratıyorum...

Geçenlerde yine durup dururken bir sataşma moduna girivermişti...

Hampiri Kumpiri ona referans yapıyor anlaşılan...

Mehmet Tezkan kardeşim de dün bir yazı yazmış ki, “Beşiktaşlılara nazar değiyor” mealinde...

Örnek olarak kendi ayağının, yeni Beşiktaş’a döndüğünü söyleyen Ahmet Hakan’ın ve eski Başkan Serdar Bilgili’nin kollarının kırılmasını göstermiş...

***


Tezkan kardeşime hatırlatırım ki;

“Tam Mustafa Denizli’yle röportaj yapılacağı sırada 40 yaşında Beşiktaş’a döndüğünü söyleyen Ahmet Hakan’ın Beşiktaşlılığı öyle kolay kabul edilmez” bu biiir...

Ahmet Hakan kardeşimin kolunun kırılmasını “Beşiktaş’a nazar olarak almak” fazlaca iddialı bir yorum...

Tezkan kardeşimin de bildiği gibi Beşiktaşlı olmak kolay değildir...

Ayrıca Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur...

Hele 40’ından sonra bir kapalı locasında maç seyrettikten sonra Beşiktaşlı olduğunu söyleyenler, tecrübeyle sabittir ki aynı hızla Beşiktaş’tan giderler...

***


Çünkü Serdar Bilgili dostum uzun zamandır Beşiktaş’ın şampiyonluğuyla ilgili değil...

Onun bu şampiyonluktan nazar alacak durumu yok...

Bu şampiyonluktan nazara gelecek tek Beşiktaşlı Mehmet Tezkan olabilirdi...

Ancak o da durup dururken Çarşı’daki rakı peynir kavundan oluşan şampiyonluk keyfinin, içine etti...

Ben şampiyonluk eğlencesini yazıyorum, o “Çarşı’da rakı; siyah zeytin, beyaz peynir ve rakı biçiminde içilir” diyor...

Bu garip ve binlerce Beşiktaşlı Çarşı mensubu o gün siyah zeytinle içmedi rakısını...

Kavun ve peynirle yudumladı şampiyonluk içkisini...

Mutluluk gözyaşılarıyla meze olmuş bir şampiyonluk eğlencesinin naif keyfinin içine limon sıkmayacaksın Tezkan kardeş...

Gerçek Beşiktaşlılara şu anda Allah’a şükür nazar değmiyor...

Sana geçmiş olsun...

Kıskananlar da çatlasın!..


*****


BERLUSCONİ’NİN ERKEKLİĞİ VE KADINLARI...


Adam hiçbir şeyi takmıyor...

Ne 72 yaşını...

Ne dünyanın en gelişmiş sekiz ülkesinden biri olan İtalya’nın Başbakan’ı oluşunu...

Ne Milan kulübü Başkanlığını...

Ne televizyon ve gazetelerden oluşan medya imparatorluğunu...

19-29 yaşındaki güzelleri topluyor villasına, harem kuruyor...

Günde 1500 euro alışveriş parası veriliyor gündelik güzellere...

Bu, “güzellerle birliktelik parasının alışveriş versiyonu” olsa gerek...

Herbir erkeğe en az 4 genç ve güzel kadın düşüyor...

Çek Başbakanı’ndan dünyanın en ünlü ve güçlü erkekleri bu partilerde boy gösteriyor...

***


Dün bir arkadaşım “Adamın her şeyi var... Böyle görgüsüzce niye gösteriş yapıyor?.. Yetmiş iki yaşında bir Başbakan bunu yapar mı?” diye sordu...

“Adam bunları yaparak, hayata ve yaşına meydan okuyor” dedim...

“Ben hâlâ gencim ve sonsuz gençlik iksirini içmek istiyorum” demenin bir yolu bu...

Buna ne kadar devam eder?..

Fazla etmez...

Birkaç yıl içinde Playboy Dergisi’nin yaşlı sahibinin durumuna döner Berlusconi de...

Veya bizde Milli Çapkın falan gibi sıfatlarla bir dönemler bütün güzelleri yanlarında taşıyan adamların durumuna...

Çünkü hayat iksiri, sadece çevrende dolaşan taze etlerde ve vücutlarda değildir...

Sevgidedir sevgide...

Hayatı sadece liberal azgın rekabette, karşısındakini ezmede gören bir siyasi figürün bunu idrak etmesi zor...

Sevmek ve dayanışmak ve paylaşmak evrenin kültürüdür...

O kültürün bu kadar uzağında olarak sadece Viagra’ya talim etmek ne acı!..

DİĞER YENİ YAZILAR