Beşiktaş'a Encümen-i Daniş...

Haberin Devamı

Dün öğlen saatlerinde bizim İbrahim Seten aradığında haber daha Vatan’ın internet sitesine düşmemişti...

“Rahmi Koç, Cuma günü, Beşiktaş’ın akıl adamlarının bir kısmını Nakkaştepe’deki Koç Holding binasına çağırıyor...” dedi İbrahim;

“Tuncay Özilhan, Serdar Bilgili, Hüsnü Güreli, Nevzat Demir, Affan Keçeci, Fikret Orman, Mehmet Kazancı, Erol Kaynar, Hikmet Çetin veee Süleyman Seba çağrılıyor... Seba katılacak mı bilinmiyor...”

***

Beşiktaş’da mali kongre öncesi, yıllardır susan, hareket etmeyen, kendi aralarında konuşan ağır toplar nihayet devreye giriyorlar...

Görüntü budur ve bu davetin “Beşiktaş’da bir muhalefet hareketi olmaktan çok, gerçek bir Encümen-i Daniş, bir akıl adamlar topluluğuna gidecek yolda ilk insiyatif olabilmesi için, bu kulübe 16 yıl Başkanlık etmiş Süleyman Seba’nın katılması, o toplantıda olması gerekir...”

Beşiktaş’da Rahmi Koç gruplar üstüdür...

Keza Tuncay Özilhan, keza Hikmet Çetin...

Bu isimler Süleyman Seba’yı da yanlarına alırlarsa toplantı “Beşiktaş ve Beşiktaşlılık değerlerini masaya yatıran bir zirveye dönüşür...”

Çünkü Süleyman Seba bu kulübün manevi değerlerinin yaşayan en önemli sembolüdür...

***

Rahmi Koç dostuma hemen belirteyim ki;

Toplanacak isimler ile toplantının niyeti ve mahiyeti kesinlikle bir muhalefet hareketi, Beşiktaş yönetimine karşı bir ses bir nefes vaziyeti olarak adlandırılmamalı...

Süleyman Seba ismi işte bunun için çok önemlidir ki, onun katılımı olayı bir muhalefet hareketi olmaktan çıkartacak, “Beşiktaş’ın akıl adamlar topluluğunun, Beşiktaş değerlerini masaya yatırdığı” bir zirveye dönüştürecektir...

Beşiktaş’ın bugünkü esas meselesi, “Beşiktaş değerlerinin topluma, duruşuyla oturuşuyla kalkışıyla yeniden resmedilmesidir...”

Beşiktaş Galatasaray ve Fenerbahçe’den niye farklıdır, nesi farklıdır?..

Bir insan niye Beşiktaş’ı Galatasaray’a ve Fenerbahçe’ye tercih eder?..

***

Oraya katılan arkadaşlar bilmeli ki, her kulübün temsil ettiği bir değerler bütünü, bir taraftar profili, bir kulüp aidiyeti, bir Beşiktaşlılık profili, bir farklılık anatomisi, bir kültürel değerler sosyolojisi vardır...

Beşiktaş’ın değerler sosyoljisi, ezeli rakipleri, ebedi dosları Fenerbahçe’den ve Galatasaray’dan farklıdır...

İdelojisi ve kültürel değerleri olmayan topluluklar, yıkılırlar...

Beşiktaş bugün Türkiye’de neyi temsil ediyor?..

Bu sorunun cevabını aramalı arkadaşlar...

Beşiktaş Türkiye’de neyi temsil etmeli?..

Bu sorunun da yanıtını vermeli arkadaşlar...

***

Sonra bunları bir deklarasyonla kamuoyuna açıklamalı...

En sonunda Beşiktaş Yönetimi’ne bu değerleri baz alarak konuşmalı...

Beşiktaş günlük muhalefet çizgisini, rakamları, borçları, galibiyetleri, mağlubiyetleri geçmiş bir noktadadır...

Beşiktaş yeniden dirilişi sağlamalı, kendi Rönesans’ını yapmalıdır...

Rahmi Koç’un bu davetinin, Beşiktaş’ta Encümen-i Daniş ruhuyla başlayıp, muhteşem bir Rönesans’a gidecek hareket olmasını temenni ederiz...

Milyonlarca Beşiktaşlı bunu bekler, bunu ister...

Beşiktaşlı’nın içinde alev alev yanan bu özlem artık bitmeli...

Beşiktaşlı, asil değerleri, vakur duruşu, fair play anlayışı, kalender tavrı ve fakat kartal pençesiyle kazanacağı başarılarıyla mutlu yaşamak istiyor...

***

Son bir hatırlatma katılan arkadaşlara...

İnsanlar kendi hayatlarında başarılı olmuşlarsa ve eğer çocukluktan bu yana gönülden tuttukları bir kulüpleri varsa ve o kulüp o isimlerin yaratılmasında bir anlam ifade etmişse, gerçek başarı o kulübe gönül hizmetini geri ödemekle mümkündür...

Hayatta insanların kendilerine ve aileleri için kazandıkları “başarılı olmaya” yetmez...

İnsanlık için, toplum için, sevdikleri kutsal şeyler için ne yapktıkları önemlidir...

Orada bulunanlar Beşiktaş’ı önemsemelidir...

Hayatın genel muhasebesindeki başarı notları, sevdikleri Beşiktaş’a bu kutsal katkılarıyla ölçülecektir...

*****

BAŞBAKAN’IN ÇETİN ALTAN’A VERDİĞİ BÜYÜK ÖDÜL...

Bir yazı adamına, hayatının büyük bölümünde muhalif olmuş, hapislere girmiş, linçlerden geçmiş, ana avrat dümdüz küfür yemiş, Allahsızlık’la itham edilmiş, komünistlikten Moskova’lara gönderilmek istenmiş bir yazın sanatçısına “büyük ödül” ü vermek alkışlanacak bir tavır...

Bay Başbakan Tayyip Erdoğan ve Bay Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, sadece Çetin Altan’a değil, Nazım Hikmet’in vatandaşlığının iadesinde, Bay Abdullah Gül, Yaşar Kemal’e verdiği devlet itibar ödülüyle, tebrike layıktır...

Bu insanlar Nazım Hikmet gibi öldüklerinden dolayı artık kimseyi rahatsız edecek şeyler söylemeyecek durumda da olsalar, Yaşar Kemal gibi çok şeyi aştığından aktif muhalefeti terketmiş de olsalar, Çetin Altan gibi muhlalefetten çok iktidara yakın da dursalar, linç edilen bu insanlara iade-i itibar, Türkiye’nin itibarıdır...

Erdoğan ve Günay bu hareketlerinde sonuna kadar doğrudur...

***

Bir farkla ki;

Bugün büyük ödüllere, iade-i itibar törenlerine, mazhar olan Nazım Hikmetler, Yaşar Kemal ve Çetin Altanlar dönem dönem iktidarların en acımasız muhalifleri, en kavgacı yazarları, şairleri, en uslanmaz hiciv ustaları olmuşlardı...

Ve aslında öyle oldukları için, Nazım Hikmet gibi vatandaşlıktan atıldılar...

Hapislerde çürütülmeye, her seferinde yeni bir davayla hayattan bezdirilmeye çalışıldılar...

Tam da bu nedenle Çetin Altan ve Yaşar Kemal için, binlerce yıllık mahkumiyet istemiyle yüzlerce dava açıldı...

Onun için bindirilmiş kıtalar bu adamların konuştuğu yerlere gönderilip “Allahsızlar” diye bağırtıldılar...

Bu adamların tek suçu, yazıya, şiire, romana, edebiyata, ihanet etmemeleri, düşüncelerini özgürce söylemek istemeleriydi...

***

Bu insanlara ödül veren bakış açınızın, dünyanın edebiyat, sanat ve kültür çevrelerinde, alkışlanmasını, Türkiye’de ki insanın özgür sesine güç vermesini istiyorsanız, kendinize muhalif olanları da cesaretlendiriniz...

Demokrasi benden olanın, ya da artık bana karşı çıkamayacak olanın, ödülleri ve itibarı geri aldığı rejimler değildir sadece...

Demokrasi, iktidarı, sistemi, hayatı en ağır eleştirenlerin en güçlü özgürlükler içinde yaşadığı sistemlerin adıdır...

Darbe isteyenlerin değil elbet...

Özgürce sesini yükseltenlerin... O gerçek demokrasi var mı Türkiye’de?..

Sorum budur!..

DİĞER YENİ YAZILAR