Haberin Devamı
Çetin Altan, “Bir erkeğin barutu hepsi hepsi 5500 kez... Mastürbasyona gideni var bilmem ne...” demiş...
Üstat sanıyorum son zamanlarda ülkeden epey uzaklaştı, ya da unuttu...
5500 içinde bir de eşekle yapılanı var, onu unuttu...
Ne yazık ve ne hazin bir durumdur bir erkeğin 5500 kez girdiği ilişki için kendini düşürdüğü sefil durumlar...
Gençken bir kadını nasıl etkileyeceğini bilemez...
Eşekten, randevu evine kadar geniş bir yelpazeden toplumsal hizmet talep eder...
Büyür iyice kıllanır, orda burda Fahriye Abla’lara seyirtir...
Mahalle arasında dul kadın yolu gözler...
Tecrübelenecektir, öğrenecektir, içindeki enerjiyi boşaltacaktır, erkek olduğunu hissedecektir...
Hiçbirini doğru düzgün yapamaz, hepsi el yordamı ilerler...
20’li yaşların başında kafasında kavak yelleri eser...
Gider fena halde aşık olur, aşık yolu gözler...
Cinselliği yaşasa da aşkın sefilliği içinde debelenir...
Aşkıyla cinselliği doyasıya yaşayamaz...
Çünkü sevgiliyle yaşanan cinsellik hafif mazbut olmalıdır...
İyice arsızlaşan cinsellik sevgiliyle yaşamaz...
Sevgili arsızlaşmaz, arsızlaşırsa, sevgili değil, yataktaki fahişe olur...
Esasen o yaşlarda erkek, yataktaki fahişeden sevgili yapmaz...
Anneye benzeyen mazbut kızdan sevgili yapar, yataktaki fahişeyi fantazilerinde arar...
Böyle durumlarda yataktaki sevişmeler mazbut sevgiliyle, fantazyadaki sevişmeler yataktaki fahişeyle olur...
Çetin Altan’ın söz ettiği 5500 kezlik atışlar mazbut sevgiliye gözükse de esasen fantazyadaki fahişeye odaklıdır...
Esasen erkek sevgiliyle cinselliği, doğru düzgün yaşayamaz...
Cinselliği yaşadığıyla da doğru düzgün sevgili olamaz...
Erkek yataktaki fahişeyi dışarda arar...
Evlendiğinde de kadını azdırmamaya bakar...
Evlendiği kadını azdırırsa sonunun fena olacağından korkar...
Zaten evlendiği kadın “azmayan kadındır...”
Onun için evlenilmiştir...
Annesi de azmamıştır...
Evleneceği kadın da azmayacaktır...
Kızı da azmayacaktır...
Peki kimler azacacaktır?..
Dışardaki bilinmeyen kadınlar azacaktır...
Kadınlar azanlar ve mazbutlar olarak ikiye ayrılacaktır...
Evlilik yılları bu nöropsişik koşullanmalarla geçer...
5500’lik barut, habire boşa çeker...
Ne kadınıyla doygun bir cinsellik, ne de öteki kadınlarla sapına kadar sınırsız bir seksi yaşayabilir...
Birinde koşullar müsait değildir, diğerinde beyin...
Yıllar yılları kovalar, mazbut kadınla, seksi aralar...
Dışardaki kadını kovalar, yataktaki fahişeyi arzular, kendi karısına takar, ortalık yerde azar...
Öteki kadınlar akıllıdır...
Yatakta bağladığı erkeği, yavaş yavaş yatak dışında da bağlar...
Bir süre sonra erkeğin hayatında yataktaki ikinci arsız kadın gidecek, ikinci mazbut kadın gelecektir...
Kadın yataktaki fahişe arsızlığıyla bir erkeği hayat boyu bağlayamayacağını bilir...
Dönüşüm yavaş yavaş ama keskindir...
Bir süre sonra erkek iki mazbut kadın ortasında, elleri de apış arasında kalıverecektir...
Bir kadınla çok iyi sevişilip, çok iyi sevgili olunabileceğini, onu sahiplenlenmeden de müthiş orgazmlar yaşanabileceğini çoğu erkek hiç farketmez.
Az sayıda farkeden de bu gerçeği çok geç farkeder...
Geride sayılı barut ve sene kalmıştır...
Yine de en keyiflisi onlardır...
Erkek zevki ve gerçek keyfi farkeder...
Neden bugüne kadar farketmediğine küfreder.
Boşa geçtiğine inandığı hayata sitem eder...
Daha fazla daha fazla ister...
Ama artık istekleri daha bir seçicidir...
Statü yüksektir...
İstekler seçici oldukça, kadın istemleri yükselir.
Erkek bu döneminde sonsuz bir gençlik iksirine sürüklenir...
Onu genç ve erkek tutacak herşeye yönelir...
Amaç, zevkini ancak şimdi yakalayabildiği barutu bitirmemektir...
Heyhat!!!
Barut bitecek, kaybolan yıllar geri gelmeyecektir...
