Gazete Vatan Logo

Özgecan davası başladı! İşte tüm detaylar...

Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılanmasına Tarsus Adliyesi Konferans Salonunda başlandı.

MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın bindiği minibüs şöförü tarafından hunharca öldürülmesiyle ilgili Tarsus 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması başladı.

Tutuklu 3 zanlının hakim karşısına çıktığı duruşmada aileyi Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan temsil ederken, adliye bahçesi yüzlerce avukat ve bazı STK'ların temsilcileri ile doldu.

11 Şubat'ta ortadan kaybolduktan 2 gün sonra sid dere kenarında yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan'ın katil zanlıları minibüs şoförü 26 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken, babası 50 yaşındaki Necmittin Altındöken ile arkadaşı 25 yaşındaki Fatih Gökçe sabaha karşı karanlıkta çok sıkı güvenlik önlemleri altında gizlice adliyeye getirildi.

1000 POLİS GÖREV YAPIYOR

Türkiye'de infial yaratan Özgecan cinayetiyle ilgili hukukçular ve sivil toplum örgütlerinin davayı yakından takip edeceklerini haftalar öncesinden açıklaması nedeniyle Tarsus'a Mersin'den takviye polis gönderildi. Yaklaşık 1000 polis, adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Önlemler çerçevesinde polis, Tarsus Adliyesi'nin dışında iki ayrı arama noktası oluşturarak adliyeye gelenler üst aramasından sonra bahçeye alındı. Alınan tedbirler kapsamında adliye çevresinde ambulans, itfaiye ve TOMA'lar hazır bekletildi. Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı'nın aldığı kararla da adliyede Özgecan Aslan dışında başka hiçbir davanın duruşması yapılmadığı için başka kişiler de binaya giremedi.

ZANLILAR ADLİYEDE

Haberin Devamı

Sanıkların duruşma günü mahkemeye getirilmeden bulundukları cezaevlerine yapılacak SEGBİS bağlantısı ile ifadelerinin alınması planlanan ancak avukatların itirazı üzerine duruşma salonunda hazır bulundurulan Ahmet Suphi Altındöken, Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe de tutuklu oldukları Adana, Gaziantep ve Osmaniye'deki cezaevlerinden adliyeye getirildi. Zanlıların güvenlik gerekçesiyle saat 05.00 sıralarında cezaevi ring araçlarıyla adliyeye getirildikleri belirtildi.

TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN GELDİLER

Haberin Devamı

Davaya müdahil olmak için Mersin Barosu'na başvuran yüzlerce avukat ile davayı takip etmek isteyen sivil toplum örgütleri de duruşma öncesinden adliyeye geldi. Türkiye'nin hemen hemen her ilinden gelen avukat ve vatandaşlar adliye bahçesinde yoğunluk oluştururken, Büyükşehir ile Tarsus Belediyesi de bahçede stant kurup çay ve simit ikramında bulundu. Ayrıca, insanların sıcaktan etkilenmemesi için bahçenin bazı noktalarına büyük şemsiyeler yerleştirdi.

İNDİRİM UYGULANMASIN

Adliye bahçesinde toplanan çeşitli sivil toplum örgütlerinden yaklaşık 1000 kişi Özgecan Aslan'ın öldürülmesini protesto etti. Örgütlerin temsilcileri burada yaptıkları açıklamada Özgecan'ın katil zanlılarına iyi hal indirimi yapılmaması ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirtirken, kadın cinayetlerini kınadı.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETTLERİ İSTENİYOR

Ahmet Suphi Altındöken'in 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe'nin ise 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandıkları davanın ilk duruşması Başkanlığını Ercan Kumhak'ın yaptığı, Nesibe Çınar ve Fatma Serpil Aydın'ın hakim üye olduğu Tarsus 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.20'de başladı.

ARALARINA ASKER OTURDU

Haberin Devamı

Mahkeme salonunun yetersiz olması nedeniyle duruşma Tarsus Adliyesi'nin 6'ıncı katındaki konferans salonunda yapıldı. Duruşma, 2 kamera tarafından kaydedilirken, çok sayıda polis ve avukat 108 kişilik salonu hınca hınç doldurdu. 13 jandarma salona ilk olarak sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'i getirdi. Ardından da Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe salona alındı. Daha sonra askerler sanıkların arasına oturdu.

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, zanlılardan Suphi Altındöklen sabıkasının olmadığını ifade edeken, mahkemede çeşitli suçlardan sabıkası olduğu belirtildi. Ardından mahkeme tarafından daha önce hazırlanan olayın oluş şeklinin anlatıldığı bant kaydı dinletildi. Cumhuriyet Savcısı Erol Kaplan'ın mütalaasını okumasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

AĞLAYARAK SAVUNMA YAPTI

Haberin Devamı

Hiçbir avukatın savunmak istemediği ancak Mersin Barosu tarafından yasalar gereği Suphi Altındöken için atanan avukat Kamil Veliak, Necmittin Altındöken için atanan İbrahim Kaplan ile Fatih Gökçe için atanan avukat Nazmi Karataylı da duruşmada hazır bulundu.

İlk savunmayı Suphi Altındöken yaptı. Ağlayarak savunma yapan Altındöken, Özgecan'ı alışveriş merkezinin önünden aldığını daha sonra ileride başka yola saptığı sırada Özgecan'ın 'Neden başka yola sapıyorsun?' diyerek kendisine arkadan vurduğunu öne sürerek şunları söyledi: "Minibüsü ıssız bir yere çektim. Arkaya geçip kendisine yumruk attım o da benim yüzümü tırmaladı. Daha sonra 12 yıllık arkadaşım Fatih Gökçe'yi arayarak 'Başım belada' dedim. Geldi, maktule bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Eşim yüzümü görünce ne olduğunu sordu ben de kavga ettiğimi söyledim."

AĞLAMAYI GEÇELİM

Suphi Altındöken'in savunma yaparken sık sık ağlamasına tepki gösteren Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak, "Ağlamayı geçelim, devam edelim" dedi. Daha sonra Altındöken, savunmasına devam ederek şöyle konuştu:

ARKADAŞI FATİH'İ SUÇLADI

"İlk kez burada söylüyorum. Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Fatih, 'Öldürmemiz lazım' dedi. Ben de bıçağı aldım boğazına sapladım. 'Hadi gidiyoruz' dedik, babam 'Nereye?' dedi. Fatih de 'Pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Fatih soğukkanlıydı. O sırada Fatih yüzümün tırmalandığını görünce, 'Oğlum sen kimliğini parmaklarına bırakmışsın, suç delili tırnakları. Ellerini keselim sen orada büyük delil bıraktın' dedi. Bunun üzerine ellerini bilek hizasından bıçakla kestim. Ellerini alıp evin alt katındaki tuvaletin klozetine sakladım. Bana 'Kız güzelmiş' dedi, 'Sen bir şey mi yaptın?' dedim. 'Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim' dedi. Daha sonra ayrı arabalarla yola çıktık. Fatih arayıp üniversitenin oraya çağırdı. Orada buluşup onun aracını takip ettim. Bir yerde durduk ve cesedi indirdim. Fatih bana 'Benzini getir' dedi, ben öyle bir niyetim olmadığı için benzin şişesini kasten düşürerek, 'Yakmayalım' dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih, 'Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi. Ben maktule cinsel saldırıda bulunmadım."

KADEM'E TEPKİ

Duruşma devam ederken, adliye bahçesinde Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile diğer kadın dernekleri arasında tartışma çıktı. KADEM'in açıklama yapmak istemesine, diğer kadın dernek ve platform üyeleri karşı çıktı. Kadın cinayetlerinin sorumlusunun Ak Parti hükümeti olduğunu ve KADEM'in de Ak Parti'ye yakın bir sivil toplum kuruluşu olduğunu öne süren kadınlar ile KADEM üyeleri arasında arbede yaşandı. Tarsus İlçe Emniyet Müdürü Salim Çakan, megafonla taraflara seslenerek sükunete davet ederken, tarafları araya giren çevik kuvvet polisi ayırdı. Öte yandan MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Tarsus Belediye Başkanı MHP'li Şevket Can ile Birleşik Kamu- İş Sendikası Hasan Kütük de adliye bahçesine gelerek yaptıkları açıklamada Özgecan'ın öldürülmesi kınadıklarını söylediler.

'ÖNCE BOĞAZINI, SONRA ELLERİNİ KESTİM'

Duruşma devam ederken, avukatlardan Bülent Duman, içeride silahlı polislerin bulunmasının kanuna aykırı olduğunu belirtip bu konunun tutanağa geçirilmesini istedi. Ancak mahkeme başkanı salonda polis ve jandarmanın içeride güvenlik için silahla bulunabileceğini ve bunun da yasalarda mevcut olduğunu belirtip Duman'ın istemini reddetti.

Daha sonra Suphi Altındöken'in savcılıktaki ifadesi banttan okundu. Ardından savunmasına devam eden Altındöken, yine arkadaşı Fatih Gökçe'yi suçlayarak, "Fatih'in yönlendirmesiyle önce boğazını kestim, ardından da bileklerini kestim" dedi.

Sanığın, savunmasında Özgecan'ın kendisine Mersin'e götürmesi için 100 lira teklif ettiğini söylemesi üzerine Savcı Erol Kaplan, 'İnip taksiye de binebilirdi. Neden 100 lira vermeyi önerdi?' diye sordu. Sanık Altındöken, "Bilmiyorum. Ters yöne saptığımda önce tepki vermedi. Bayağı gidince tepki verdi" diye konuştu.

ÖZGECAN BİBER GAZI SIKMIŞ

Bacaklarında izler olduğunu ve bunun nedeninin sorulması üzerine Suphi Altındöken, izlerin Özgecan'ın kendisini tekmelemesinden kaynaklandığını söyledi. Bu sırada üye hakimlerden Nesibe Çınar, Özgecan'ın yüzüne biber gazı sıkıp sıkmadığını sordu. 'Biber gazını sıktı ama isabet etmedi' diyen Suphi Altındöken daha sonra mahkeme başkanı Ercan Kumhak'a dönüp "İyi dinleyin" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Kumhak, Altındöken'i saygılı olması için uyararak, bir hakimle bu şekilde konuşamayacağını söyledi.

"TECAVÜZ VE ÖLDÜRME NİYETİM YOKTU"

İfadesine eklemeler de yapan sanık Suphi Altındöken, Özgecan'ın kendisine mahkemede söyleyemediği sözler söylediğini öne sürdü. Hakimlerin ve avukatların bu sözleri açıklamasını istemesi üzerine Altındöken, "Bana şerefsiz ve köpek diye hakaret etti" dedi. Bu sözler, salonda uğultulara neden olurken, sanık Altındöken, "Benim kesinlikle tecavüz etme ve öldürme niyetim yoktu. Fatih'e 'Hastaneye götürelim' dedim" diye savunmasına devam etti.

BUNLARI YAPIP NASIL AĞLIYORSUN?

Müdahil avukatlardan biri Suphi Altındöken'e, "Fatih'in fermuarını çekip kemerini düzeltmesi ne anlama geliyor?' diye sordu. Altındöken, bu soruya, "Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama yeltendiğini biliyorum. Kendisine de sordum yapmadığını söyledi" diye yanıt verdi.

Daha sonra bir kadın avukat, "Senin çoluk çocuğun var mı? Boğazını kesip ellerini keserken neler hissettin? Bunları yapıp şimdi nasıl ağlıyorsun?" diye sorması üzerine ise Altındöken, "Allah kimseye o anı yaşatmasın. Panik halindeydim, ne yaptığımı bilmiyordum. Ben de çoluk çocuk sahibiyim" dedi.

Mahkeme heyeti daha sonra, duruşmaya 1.5 saat ara verirken, güvenlik güçlerine de bu sürede sanıkların ayrı yerlerde tutulması talimatını verdi.

FATİH GÖKÇE’NİN AVUKATINA TEPKİ

Sanıklardan Fatih Gökçe’nin avukatı Nazmi Karataylı’nın baro tarafından atanmayıp Gökçe’nin savunmasını kendi isteğiyle üstlendiği, Suphi Altındöken ile babası Necmittin’in avukatlarının ise Mersin Barosu tarafından yasa gereği atandığı belirlendi. Duruşmaya ara verilmesi üzerine Tarsus Adliyesi’nin kafeteryasının balkonunda bahçedekileri izleyen sanık avukatı Nazmi Karataylı’yı gören Pir Sultan Abdal Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, "Nazmi, defol oradan. Sabahtan beri oradan millete bakarak herkesi tahrik ediyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Bu tepki üzerine Mersin Barosu Tarsus Temsilcisi avukat Duran Çalışır, Nazmi Karataylı’yı kolundan çekerek içeri aldı.

Bu gelişmenin ardından adliyeden çıkıp bahçeye inen Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen ise, Erçe ve beraberindekilere açıklama yaparak, "Her suçlunun savunma hakkı vardır. İllaki bir avukat onu savunacak. O yüzden tepkinizi avukatlara değil katil zanlılarına göstermenizi rica ediyoruz. Lütfen sakin olun" diye konuştu.

’OLAYI, SOĞUKKANLILIKLA ANLATTI’

Alpay Antmen, daha sonra gazetecilere duruşmayı değerlendirdi. Antmen, şunları söyledi: "Yaklaşık 700 civarında avukat Mersin Barosu’nun listesinde yetki belgesi için başvurdular. Bugün de salonda en az 150 avukat ayakta ve oturarak davayı takip ediyorlar. İlk anda kimlik tespitlerinden sonra sanık Suphi’nin sorgusu ve savunmaları yapıldı. Suphi olayı soğukkanlılıkla anlattı. Ağladı ama bunu biraz da iyi niyet indirimi için düşündüğü, kendince bir yol ve yöntem. Ama savunmalardaki verdiği detaylar bunun pek de işe yaramayacağını gösteriyor." İleri aşamada dava ile ilgili önemli detayların ortaya çıkacağını kaydeden Antmen, "Sanık Fatih Gökçe’nin savunması alınırken daha da açıklığa kavuşacak her şey. Sanık Suphi Altındöken, Fatih’in kendisini suça yoğunluklu olarak azmettirdiğini, hatta belki de bir cinsel saldırıda bulunmuş olabileceğini ya da buna yeltendiğini söyleyecek ifadelerde de bulundu. Yani dava daha önemli bir boyut kazanacak" diye konuştu.

ATICI, DURUŞMADAN FOTOĞRAF PAYLAŞTI

Duruşmayı takip edenler arasında CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da yer aldı. Duruşma süresince attığı tweetler ile salondaki gelişmeleri paylaştı. Atıcı, "Özgecan’ın katili şimdi de Özgecan’ı nasıl yaktığını anlatıyor. Kanımız dondu" tweeti ile de Suphi Altındöken’in askerler arasında ifade verirken çektiği bir fotoğrafı paylaştı.

TWİTTER’DA İKİNCİ SIRADA

Özgecan Aslan’ın Tarsus 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın görülmeye başlamasının ardından Twitter kullanıcıları #ÖzgecanAslan hashtagı ile tweet atmaya başladı. Saat 14.00 itibariyle Twitter’den 22 bin 458 kullanıcı #ÖzgecanAslan hashtagı ile 37 bin 110 tweet attı. Bu rakam, gün içinde dünyada en çok tweet atılan 2’inci, Türkiye’de ise birinci konu oldu.

POLİS, ETTEN DUVAR ÖRDÜ

Öte yandan adliye bahçesinde KADEM ile diğer sivil toplum örgütlerinin birbirlerine laf atması devam ediyor. Zaman zaman da tartışmaların yaşanması üzerine polis, KADEM ile diğer sivil toplum örgütleri arasında polis etten duvar oluşturuldu.

BABA DA AĞLAYARAK SAVUNMA YAPTI

Verilen aranın ardından sanıklardan tutuklu şoförün arkadaşı Fatih Gökçe’nin savunması alınmak istendi ancak Gökçe, heyecanlı olduğunu belirtip daha sonra savunma yapmak istediğini söyledi. Bunu kabul eden mahkeme heyeti, baba Necmittin Altındöken’in savunmasını almaya başladı. Altındöken de oğlu gibi ağlayarak savunma yaptı. Olayla ilgili uzaktan yakından ilgisi olmadığını savunan Necmittin Altındöken, olay gününü şöyle anlattı: "Akşam saat 20.00’de eve geldim. Hiç dışarı çıkmam dizilerimi izlerim. O gün de Poyraz Karayel dizisini izliyordum. Kendime çay yaptım. O sırada oğlum aradı ’Baba neredesin?’ dedi, ’Evdeyim’ deyince ’Tamam’ deyip kapattı. 10-15 dakika sonra tekrar aradı, soluk soluğaydı, dışarı çıkmamı istedi. Yanına gittiğimde Fatih’i beklediğini söyledi. 19 yıl kuyumculuk yaptım, iflas ettim. Ben arabaya bindiğimde içeri karanlıktı. Fatih önden arabayla gidiyordu, biz arkadan takip ediyorduk. Karanlıktı kan görmedim. Böyle bir olayın olduğunu bir gün sonra öğrendim. Olayı öğrendikten sonra oğluma ’Suphi beni yaktınız’ dedim, o da ’Sana bir şey olmaz’ dedi. Jandarmada önüme bir sürü kağıt koydular, ’İmzala, bir şey olmaz’ dediler. Hem karakolda dayak yedim, hem götürüldüğüm devlet hastanesinde doktor beni dövdü."

BENİM DE KIZIM VAR

Ağlayarak savunmasını yapan Necmittin Altındöken, mahkeme başkanı ’Neden bu işe engel olmadın, istesen önleyebilirdin?’ diye sorması üzerine, "Benim de bir kızım var. Ben kıyar mıyım?" dedi. Cumhuriyet Savcısının ’O kadar gezdin nasıl haberin olmadı?’ sorusuna ise Necmittin Altındöken, "Benim bu olaydan hakikaten haberim yok. Suphi bir anda yıldırım gibi çarpar. Beyin ameliyatı olmuştu, çok sinirlendiğinde yanına yaklaşmayın diye doktorlar uyarmıştı. Kına gecesi bile beni bıçakladı" diye konuştu.

FATİH, BABA-OĞULU SUÇLADI

Sanıklardan Fatih Gökçe tekrar ifade vermeye başladığında, olay günü Suphi Altındöken’in kendisini arayarak ’Ölüm kalım meselesi, 5 TL’lik benzin al gel’ dediğini, daha sonra arkadaşı Osman ile birlikte Suphi’nin yanına gittiğini belirterek şunları söyledi: "Eli yüzü kanlar içindeydi. Ne olduğunu sorduğumda ’Arkada biri var, beni soymaya çalıştı, kavga ettik arkada yatıyor’ dedi. Daha sonra da evin oraya geldik. Yarım saat sonra babası eve çağırdı. Ben de eve gittim. Ben bir şey olduğunu hissetmiştim ve bu olaydan sıyrılmak istiyordum. Babasına ’Teslim olalım, hastaneye götürelim’ dedim. Babasına ’Sen büyüksün bu işi hallet’ dedim. Babası da ’Suphi kabul etmez’ dedi." Suphi ve babası Necmittin Altındöken’i suçlayan Fatih Gökçe, "Suphi ile babasının suçlamasını kabul etmiyorum, benim verdiğim ifade doğrudur. ’İşini bitir ortadan kaldıralım’ demedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.

NEDEN GENİTAL BÖLGESİNİ YAKTINIZ?

Bu savunmanın ardından ailenin avukatlarından Hüseyin Küçük, ’Neden arkaya geçtin?’ diye sorduğu Suphi Altındöken’in, "Arkaya geçtim ama bir şey yapmadım" demesi üzerine bu defa Küçük, bacaklarında izlerin göründüğü fotoğrafı göstererek ’Bacaklarında sıyrıklar var. Bunu nasıl açıklıyorsun’ dedi. Suphi ise ’Bacaklarımı tırmaladı’ derken, o sırada pantolonunun da üzerinde olduğunu söyledi.

Diğer avukat Sabahat Genç ise, Fatih Gökçe’ye, baba ile oğlunun kendisi için hem tecavüz edip hem de cesedi yaktığını söylediğini hatırlatarak, "Neden tecavüz ettiğini söylemiyorsun?" diye sordu. Gökçe, "Ben yapmadım, tecavüz etmedim" dedi. Genç, daha sonra Özgecan’ın yanmış cesedinin fotoğrafını sanıklara göstererek, şu soruyu sordu: "Bir insanın tanınmaması için önce yüzünü yakarlar ama siz bu fotoğrafta da görüldüğü gibi bacaklarını ve genital bölgesini yakmışsınız. Neden yüzünü yakmadınız, aşağıdan başladınız?" Suphi Altındöken, bu soru üzerine, "Ben yakmadım, ben sadece bıçakladım. Evin önünde de Fatih’in cinsel saldırıda bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak ben pantolonunu düzeltip fermuarını çekerken gördüm" diye konuştu.

Duruşmada daha sonra tanıkların ifadelerinin alınmasına geçildi.

VERECEĞİNİZ KARAR, DÜNAYAYA ÖRNEK OLSUN

Duruşmada Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan da davaya müdahil olmak istediğini belirterek şunları söyledi: "122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile ve kendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın. Bu değerli millet için istiyorum ki herkes mutlu yaşasın. Çok tecrübeli, pişkin, profesyonel anlatıyorlar ki. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayı vermenizi istiyorum."

ŞOFÖRÜN EŞİ: ELLERİ KANLIYDI

Duruşma salonuna SEGBİS ile bağlanarak ifade veren sanık Suphi’nin eşi Neslihan Altındöken ise eşinin olay günü eve geldiğinde elinin kanlı olduğunu belirterek şunları söyledi: "Elindeki kan ve yüzündeki tırnak izlerini sorunca ’Kavga ettim’ dedi. Siyah pantolon kazağını çıkarıp yıkamamı istedi ama kan var mıydı bilmiyorum. Hiç aklımın ucuna dahi gelmedi böyle bir şey olduğunu. Zaten kavgacı biriydi, şüphelenmedim."