Yapımını Endemol-Gökhan Tatarer ve H. Hakan Eren’in,dramalar direktörlüğünü Hülya Vural’ın, senaryosunu Yıldız Tunç, Murat Lütfü ve Metin Ali’nin kaleme aldığı Paramparça pazartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Nurgül Yeşilçay, Erkan Petekkaya, Ebru Özkan, Cemal Hünal, Tolga Tekin ve Nursel Köse’nin başrolleri paylaştığı diziyi Cevdet Mercan yönetiyor. Mercan’ın rejisini çok beğenirim. Defalarca buradan yazmışımdır. O nedenle bu projeyi Cevdet Mercan’ın yöneteceğini duyduğumdan beri iyi bir atmosfer izleyeceğime adım kadar emindim. Yanılmadım. Paramparça pazartesi akşamı ekranda yaklaşık 6 reyting boşluğu varken başladı ve onu da ele geçirdi. Bir trafik kazası sonucu aynı hastanede doğum yapan ve çocukları karışan iki ailenin, 15 yıl sonra yine bir trafik kazası sonucu kendi çocukları olmadığını konu edinen dizi, Tüm Kişiler’de 5.82, AB’de 5.89, ABC1’de 6.23 reytingle sezonun en yüksek başlangıcı yaptı.
İntizar ilk bölümde olmalıydı
İşin geneline baktığımızda temiz bir dizi izledik. Ama diye başlayacağım eleştirilerim var. Öncelikle dizinin süresi 97 dakikaydı. Fakat en yakın rakibi Karadayı dizinin ilk bölüm finalinden 1 saat sonra bitti. O arada ciddi kan kaybetti. Belki ilk bölüm süreyi daha uzun tutsalardı, ortalamada 6.5 reyting alabilirlerdi. Bunu yazacağım aklıma gelmezdi. Sürelerin uzunluğundan en çok şikâyet edenlerin başında gelirim ama daha uzun olmalıydı önerisinde bulunuyorum. Dizinin başındaki kaza ve çocukların karışma sahnesi çok kısa tutulmuştu. Konuya hızlı girelim derken, duygular sağılmamıştı. Bence daha dramatik olabilirdi. Dizinin başrolü yine müzikti. Nedense ilk bölümler her zaman müzik kurbanı oluyor. Çok fazla müzik kullanımı olmasına rağmen en önemli şarkıyı kullanmamışlardı. İntizar’ın söylediği Paramparça şarkısı kesinlikle ilk bölümde kullanılmalıydı.
Zengin hayatı gerçekti
Dizide en sevdiğim şeylerden biri ilk defa zengin hayatını gerçek izlememizdi. Genellikle Türk dizilerinde zenginler hep kötüdür, duyguları yoktur. Babaları ölür ama hayat hiçbir şey olmamış gibi devam eder. İlk defa Cihan ve ailesinin hayatını izlerken gerçekçi bir zengin hayatı izledik. Onların da duygusuz değil, insan olduğunu gördük. Ama bu defa fakir hayatı eksik kalmıştı. Gülseren’in kocası onu terk etmiş. O nedenle erkekler ona asılıyor. Asıl sebep başında bir erkek olmaması. Çünkü arkadaşı evli ve ona yan gözle bakılmıyor. Fakat bunu anlamadık. Çünkü sürekli göğüs dekoltesi gösterildi. Sanki giyim tarzı sebebiyle başına bunlar geliyor gibi gösterildi. Zaten kocası terk etmiş ve öyle mahallede yaşayan kadın göğsünü o kadar açarak gezmez. Kızı Hazal’ın davranış kodu da yanlıştı. Dizilerde fakir oldukları için ailesini aşağılayan çocukları hiç sevmiyorum. Bu dizi olabilir ama Hazal’ın tüm davranışları özel okulda burslu okuyan kız gibiydi. Devlet okulunda okuyorsa neden böyle davrandığını anlayamadık.
Oyuncular işe inanmış
At yarışı sahnesine bayıldım. Ailelerin çocuklarını hırsları uğruna yarış atına çevirmelerini çok net izledik. Oyunculuklara gelirsek, Erkan Petekkaya, Nursel Köse, Nurgül Yeşilçay ve Ebru Özkan’ı çok beğendim. Özellikle iki zıt kutup Petekkaya ve Özkan nefislerdi. Ezcümle, Paramparça bana göre bazı eksiklerine rağmen genel duygusuyla izleyiciyi içine çekti ve iyi başladı. Bundan sonra daha da yükseleceğine inanıyorum. Çünkü mayası sağlam, rejisi güzel ve oyuncular işe inanmış. Bu da ekrana yansıyor.
