Gazete Vatan Logo

Otomobil üretiyorum ama oğlum binemiyor

Pamuk işçisi Hacı Ömer'in oğlu olmakla hep iftihar eden, mütevazi kişiliği, renkli ve kendine has üslubu ile tüm Türkiye'nin sevgilisi olan Sakıp Sabancı'nın hayatta belki de tek üzüntü kaynağı oğlu Metin'di

Sakıp Sabancı'nın ilk çocuğu olan Dilek, 1964 yılında dünyaya geldi. Ama, Sakıp Sabancı'nın teyze kızı olan eşi Türkan Sabancı ile akraba evliliği nedeniyle biraz erken; 5,5 aylık doğdu. Ne Türkiye'de çok az kişinin sahip olabileceği kadar çok paraya sahip olan annebabası, ne aşçılar, hizmetçiler, ne istediği her oyuncak yürümenin, koşmanın getirdiği mutluluğu veremedi ona. Dilek Sabancı, yaşıtlarından çok yıllar sonra, altı yaşında yürüyebildi. Ama eğitimini tamamladı. Liseyi İsviçre'de International School of Geneva Senior High School'da bitirdi. ABD'de pek çok şehirde, pek çok kursa katıldı; sanat tarihi, psikoloji, pazarlama okudu. İngilizce, Fransızca ve İtalyanca'yı öğrendi. Türkiye'de profesyonel olarak çalışmaya başlamadan önce Fransa'da inşaat, petrol, elektronik ve savunma alanında çalışan şirketlerde staj yaptı.

Aile içi evliliğin kötü etkilerini ilk o gün anladım
Sakıp-Türkan Sabancı çiftinin 1970 yılında ise bir oğulları doğdu. Metin adı verilen bu çocuk da spastik felçliydi. Sabancı, bir röportajında o günleri anlatırken, "Aile içi evliliklerin çocuklar üzerinde ne denli kötü etkileri olabileceğini ilk o zaman anladık" demişti.

Metin Sabancı'nın tedavisi için Amerika ve Avrupa'da pekçok hastane ve doktora başvuruldu. Tamamen iyileşme olanağı olmayan bu hastalıktan muzdarip pek çok gence yardım için 1976 yılında Erol Sabancı Spastik Çocuklar Tedavi ve Eğitim Merkezi ile 1996 yılında Metin Sabancı Spastik Çocuklar ve Gençler Eğitim Öğretim ve Rehabilitasyon Merkezi kuruldu. Sabancı çiftinin 1973 yılında doğan küçük kızı Sevil ise sağlıklı bir çocuk olarak dünyaya geldi. Sakıp Sabancı ve eşi tüm hayatı boyunca iki çocuğunun yaşadığı dram nedeni ile üzüntü çekti ancak bu acıyı, Türkiye'deki tüm özürlü çocukların yaşama kazandırılması için ardarda kurumlar kurarak ve bağışlar yaparak gidermeyi seçti.

Sakıp Sabancı'ya bir söyleşisinde "Bunca zenginliğiniz var. Herhalde mutlu bir insan olmalısınız?" şeklinde yöneltilen soruya verdiği cevap Sakıp Sabancı'nın aslında içinin nasıl yandığını da ortaya koyuyordu:

"Türkiye'nin en iyi otomobillerini ben üretiyorum ama oğlum bu otomobillerden birini bile kullanamıyor"

Sabancı, bu özel anların dışında hep gülümseyen yüzüyle, "Her acıdan mümkün olduğunca mutluluk yaratmak gerek" der gibiydi.

Metin ve benim sayemde çocuklar kurtuluyor
Dilek Sabancı ise ailesinin bu dramının Türkiye için ne ifade ettiğini şu sözlerle anlatmıştı: Babam olmasaydı Türkiye'nin ilk bilinçli spastik çocuklar rehabilitasyon merkezi, ardından kemik hastanesi de açılmayacaktı. Ben ve kardeşimin durumları sayesinde şimdi birçok çocuk ameliyat olabiliyor. Bazen her şeyin bir nedeni var, diye düşünüyorum. Ama siz yine de sadece bu açıdan almayın. Mesela bizim ailenin kurduğu körler okulu da var, ama ailede hiç kör yok!

Türkan Saylan o müthiş anı anlattı: Kolunda serumla bizi kapıda karşıladı
Sakıp Sabancı son nefesini verdiği Amerikan Hastanesi'nde tedavi görürken, hayır işlerine hiç ara vermedi. Yanan Kandilli Kız Lisesi için hasta yatağında bağışladığı 3 trilyon lira ile de bir kez daha tüm kalpleri fethetti.

O dramatik, herkesi ağlatan anın baş tanığı Türkan Saylan yaşananları ölümünden sonra şöyle aktardı:

Ben Sabancı'yı son yıllarda tanıdım. 1986 yılında yanan Kandilli Kız Lisesi'nin yeniden inşası için çalışıyorduk. Bir yerden sonra çalışmalarımız tıkandı. Gücümüz yetmez oldu. Geçen yıl kendisi bizzat bizi davet etti. Tıkandığımızı işlerin yarım kaldığını basından takip etmiş. 3 trilyon lira bağışladı. Daha sonra kendi kendine düşünmüş. Bu iş bu parayla da bitmez demiş. Geçen hafta bizi çağırdı. Biz ona geçmiş olsun ziyaretine gitmiştik. Böyle bir sürpriz beklemiyorduk. Gördüğüm pozisyon inanılmazdı. Kolunda serumu ile bizi ayakta karşıladı. Bize 3 trilyon lira daha bağışlayacağını söyledi. Eğer gerekirse ailem yardıma devam edecek dedi. Müthiş bir andı. Herkesin gözleri dolmuştu. Ağlayanlar vardı. İnsan inanamıyor. Keşke bizlerin yaşamı ona katılsaydı. Bizim Sabancılar'a çok gereksinimimiz var. Türk toplumuna sürekli çalışın, üretin, kendinizi gösterin, herşeyi devletten beklemeyin mesajı veriyordu.

Kim demiş "Turizm bacasız sanayidir" diye
Sakıp Sabancı'nın babasının ilk sanayi tesisi Bossa Un Fabrikası'ydı. Burası 1998 yılında yıkılarak HiltonSa Oteli'ne dönüştürme inşaatı başladı. 5 yıldızlı otel olmasına karşılık Sabancı babasının anısına fabrikanın bacasını yıktırmadı. 2001'de otel açıldığında Türkiye'nin ve belki de dünyanın ilk 5 yıldızlı ve bacalı oteli oldu. HiltonSa'nın bahçe içindeki bacası turizm için söylenen "bacasız sanayi" tanımlamasını da tekzip ediyor. Ancak otel ziyaretçileri hikayeyi dinlediklerinde hayranlıklarını gizleyemiyorlar.

Sabancı'nın Türkiye'ye damga vuran ilkleri
* 1966 yılında Türkiye'de ilk polyester iplik ve elyaf fabrikası Sasa'yı kurarak Türkiye'deki sanayileşme sürecinde büyük bir adım attı.

* 1973'te Türkiye'deki ilk kord-bezi fabrikası Kordsa'yı, % 100 Türk sermayesi ile kurdu.

* 1981 yılında Türk sermayesi ile yurtdışındaki ilk bankayı AKINTERNATIONAL BANK (Sabancı Bank Plc.) Londra'da kurdu.

İlk Joint Venture'u yaptı
* 1974 yılından beri faaliyette olan Lassa, 1988 yılında Japon Bridgestone ve Sabancı'nın yüzde 50-50 ortaklığıyla Brisa adım aldı. Böylece Sabancı, ilk yabancı ortaklı yüzde 50-50 "joint venture" anlaşmasını gerçekleştirdi.

* Sabancı Topluluğu'nun kurduğu 17 ortaklıktan Brisa, Philip Morrissa, Akçansa, Marsa KJS, I-BİMSA gibi bazı şirketlerinin kârının yüzde 3'ünü hayır işlerine ayırdı.

* Prof. Dr. Siyamı Ersek, Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Mümtaz Zeytinoğlu, İdil Biret, Suna Kan, Leyla Gencer, Cemal Reşit Rey, Hayati Tabanlıoğlu, Münir Nurettin Selçuk, Burhan Felek, Yaşar Doğu, Celal Atik, Adnan Kahveci gibi iş, tip, sanat ve spor dünyasının önde gelen kişilerinin henüz hayattayken büstlerini yaptırdı.

* Her yıl düzenlediği sanatçı daveti ile Türkiye'nin önde gelen sanatçılarını biraraya toplayan ilk işadamı oldu.

* 1986 yılında Vaksa tarafından Kahramanmaraş'a ilk tiyatro binasını inşa ettirdi.

* Her yıl Milli Eğitim Bakanlığı'nca belirlenen öğretmenlere "Yılın Öğretmeni Ödülü"nü vererek bir ilki gerçekleştirmiş oldu.

Sabancı Center ilk oldu
* Türkiye'deki özürlülere ilişkin çalışmalara önderlik eden ilk işadamı oldu.

* 1992 yılında Ordu Yardımlaşma Kurumu (Oyak) ile ortaklaşa Oysa Niğde Çimento ve Oysa İskenderun Çimento kuruldu.

* 1993 yılında açılan Sabancı Center, 39 katlı Akbank Genel Müdürlük Kulesi ve 34 katlı Sabancı Holding Kulesi ile İstanbul'da o dönemdeki en yüksek iş merkezi oldu.

* Brisa, 1996 yılında iş mükemmelliği konusunda gösterdiği üstün performansı sonucu Avrupa Kalite Büyük Ödülü'nü kazanan ilk Türk şirketi oldu.

* 1998 yılında Sakıp Sabancı'nın hat ve resim koleksiyonundan derlenen "Altın Harfler" sergisi, New York Metropolitan Müzesi'nde sergilenen ilk Türk koleksiyonu ve ilk özel kaligrafi koleksiyonu oldu.

Haberin Devamı