İstanbul’un ‘mükemmel’ denilecek kadar leziz, nadir mutfaklarındandır Zuma... Şu, aynı anda 3 restorana yetecek mönüyü, tek dalda ihtisas yapmışcasına pişirenlerdendir. ‘Japon mutfağı, sushi’ diyerek, kolaya da kaçan yerlerden değil elbette... Geçtiğimiz hafta, yeni faaliyete geçen adresleri İstinye Park’a geçtiler. Meşhur kalburüstü markaların olduğu meydanda hizmet veriyorlar.
Mekanın büyük olmasını bekliyordum ama bu kadarını da değil! Koskoca salonun her tarafı, bar ve açık mutfaklarla dolu. Dış bölümünde ise sade ama şık bir terası var. Sushi tezgahı bir köşede, öteki yanda ızgaraları ve tabii ki özel kokteyl barları... Her şef kendi alanından sorumlu. Bırakın mutfak şeflerini, seçtiğimiz kokteyle göre farklı barmen geldiğini bile gördüm! Bütün ürünleri, muhteşem sunumlarla servis ediyorlar.
Kalem kalem sayarak, atladığım tabaklara haksızlık etmek istemiyorum. Fakat en mütevazi görülen sushi tabağını bile denemenizi tavsiye ederim. Ardından Japon usulü bir et ya da balık çeşidi... Başlangıçlarla karın doyurup, ana yemek almamazlık yapmayın sakın! Dedim ya ‘her kokteylin barmeni farklı‘ diye, bir de ‘Tokyo Old Fashion’ isimli olanı sunuşunu izleyin. Masanızda bir tahtayı yakıp, dumanını aroma haline getiriyor. Nasıl o tadı yakaladı, hâlâ anlamadım gitti. Mekan bana, zamanında ‘Papermoon’un ulaştığı noktayı hatırlattı. Haliyle zaman değişiyor. Günümüzün lükse hitabeden AVM’si nasıl değiştiyse, bence restoranı da artık Zuma’dır...
10. Level
Arnavutköy, şirin mi şirin bir canlı müzik barına sahiptir yıllardır; Level... İlk açıldığı zamanları hatırlarım. O vakitlerde, yüzlerce kişilik mekanlarda, konser kıvamında geçiyordu bu tarz programlar. Hatta, ‘Bu kadar ufak yerde şarkıcı mı çıkarılır?’ diye dalga geçen bile olmuştur. Gelin görün ki şimdilere bakınca, bu seçimin ne derece haklı olduğu çıkıyor ortaya. Ne yana baksanız, böylesi butik bir dükkan olmadığı zamanlardan hayal edilmiş bir proje, başarıdır. Şu an varolanların da ‘öncüsüdür’ diyebiliriz...
Bugünlerde 10. yılını devirdi Level... Ne ana kadrosu değişti, ne de müşteri kitlesi. Yıllardır sahne alan Murat Pirpiri’yi saymıyorum bile... Kendilerini dükkanlarına adamış insanlar grubu. Belli ailelerden gelmiş, şimdinin beyaz yakalılarının 20’li yaşlarında takılmaya başladıkları ve hâlâ bırakmadıkları bir adres burası... Dolayısıyla, kavgası gürültüsü de pek olmuyor. Bırakın patronunu, salon personelini, orkestra elemanlarını bile tek tek tanıyor herkes... Bir muhabbet bir eğlence ki sormayın. Henüz yazma fırsatımız olsa da, biz yıllardır mekanı ziyaret ederiz. Nice 10 yıllara Level...
