Darbecilik Cemaat’le başlamadı

15 Temmuz darbe girişiminin ana motorunun Gülen cemaatine bağlı subaylar olduğuna kuşku yok. Kemalist askerlerin ise dini temelli bir örgütün peşinden gitmesini anlamak da kolay değil.

Darbe girişimi halkın büyük tepkisi, sivil “silahlı kuvvetler”in başarılı operasyonlarıyla ve tabii ki üst düzey komutanların tavırları sayesinde başarısız oldu.

15 Temmuz üzerine konuşurken, kimileri sanki Türkiye’de ilk kez böyle bir olay oluyormuş gibi davranıyorlar.

Dava konusu olan ve sonuçta bütün asker kişilerin aklandığı Balyoz darbe planına bakanlar, bu planla 15 Temmuz kalkışmasının hiç bir farkı olmadığını da kolayca tespit edebilirler.

2003-2004 yıllarında ülkeyi Ak Parti’den kurtarmak için çeşitli isimlerle planlar yapanlar da Cemaatçi değildi, Kemalist komutanlardı.

O komutanlardan birinin, her şeyi, bütün çalışma ve tartışmaları yazdığı günlük çoktan ortaya çıkmış ve gerçekliği de kanıtlanmıştır.

28 Şubat post-modern darbesi sırasında da Cemaat tam anlamıyla ortadan çekilmiş, hatta Fethullah Gülen okullarını milli eğitime devretmeyi önermişti. Bunun neden kabul edilmediği de önemli bir soru konusudur.

Haberin Devamı

Ordudaki cunta ve darbe faaliyetleri 1955’teki cunta oluşumuyla başlamış, 60 yıl boyunca da devam etmiştir. Başarılı olan darbelerin yanında çok sayıda darbe girişimi de planlama ve eksik teşebbüs aşamasında kalmıştır.

Kemalist askerlerin Gülen cemaatiyle birlikte hareket etmelerinin bir tek mantığı olabilir. Tayyip Erdoğan öldürülüp yönetime el konulduktan sonra darbe ittifakı kendi aralarında bir çatışma yaşayacaktı ve Kemalist askerler Cemaati de tasfiye edecekti.

Bu hesapların bugün bir önemi kalmadı, ama darbenin bütün izleri temizlenirken meselenin Cemaati aştığının tespiti de şarttır.

Cemaatin darbeye kalkışma cesaretini bulacak kadar kuvvet kazanmasının nedenleri de tabii ki konuşulacaktır. Bu noktada özeleştiri yapması gereken siyasiler de bunun gereğini yerine getirirlerse temizlik daha da kolay olur.

DİĞER YENİ YAZILAR