Biraz daha geriye, 1992’ye mi?

Milletvekili dokunulmazlığı, trafik suçları için, milletvekilleri kırmızı ışıkta geçsinler ceza vermesinler diye konulmamıştır. Ticari suçlar için de, karşılıksız çek için de konulmamıştır.

Milletvekili dokunulmazlığı, milletvekillerinin, normal vatandaşın, kanunlarla başı derde girmesin diye söyleyemediğini söyleyebilmeleri için konulmuştur.

Anayasa yapanlar, yasa yapanlar demokrasi eksiklerini çok iyi bildikleri için, milletvekillerine “aykırı” şeyler söylemeleri hakkını vermişlerdir. Halka çok görülmüş demokratik haklar bunun için milletvekillerine verilmiştir.

Bu hak tartışılırken, “kürsüde söylerse olur, dışarıda söylerse olmaz” gibi saçmalıkların arkasına gizlenmek en azından çocukçadır.

“Milletvekili söyleyebilir, vatandaş söyleyemez”in başka bir demokrasi ayıbı olması da ayrı bir tartışmadır. Ama kesin olan şudur ki, milletvekiline verilen dokunulmazlık vasat konuşmalar, vasat fikirler için değildir.

Şimdi, ikisi genel başkanlar olmak üzere HDP’li 5 milletvekili hakkındaki fezlekeler hızla Meclis’e getirilmiştir.

Haberin Devamı

Bellidir ki, bu beş milletvekilinin dokunulmazlıkları hızla kaldırılacak ve bunlar “teröre destek” suçlamasıyla yargılanacaktır.

Geçen temmuzda, savaşın başlamasıyla birlikte Ankara’nın resmi görüşü dışında her cümlenin “teröre desek” olarak suçlandığı bir dönem yaşıyoruz. Bu nedenle, tekrar 90’lı yıllara dönüş kaygısını dile getiriyoruz.

Hükümet-devlet de 90’lı yıllara dönüşün söz konusu olamayacağını tekrar ediyor. Kuşkusuz tıpatıp tekrar olmaz ama sorun belli bir mantalitenin dönüşüdür.

1991 seçimlerinde SHP, listelerini Kürt siyasetçilere açmış ve ilk kez kendi kimlikleriyle Meclis’e girmelerini sağlamıştır.

Arkasından da sert bir çatışma ortamı başlamış, DEP’liler Meclis’ten çıkınca tutuklanmış ve uzun süreler hapis yatmıştır. Bunun devamı Kürtlerin merkez siyasetten dışlanması ve 90’lar diye özetlediğimiz gergin ortamdır, 28 Şubat post-modern darbesidir.

İkisi eş genel başkan, 5 HDP milletvekilinin dokunulmazlığının ardından tutuklanmaları büyük ihtimal olarak ortaya çıkmaktadır.

Haberin Devamı

Bu da 24 yıl sonra Kürt siyasetinin bir kez daha merkez siyasetin dışına kesin olarak atılmasıdır. 1992’nin tekrarlanmasıdır, 90’larda biraz daha geriye, en geriye dönüştür.

Mesele, bu duruma gerekçe bulmak değil, 1992’deki büyük yanlışı tekrarlamamaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR