Hendekler kapandı, sonra?

Hiçbir devlet, kendi toprakları içinde, silahlı bir gücün özerklik ilan etmesine izin vermez. Şehir savaşlarını da bugüne kadar hep asker ve silah gücü daha kuvvetli olanlar kazanmıştır.

Çok kanlı ve acılı bir dönemin sona ermiş olmasından söz etmeyi kuşkusuz herkes ister.

Ama bu savaşın yarattığı manevi ve maddi yıkıntının nasıl giderileceğini konuşması gerekenler henüz beklemede.

Başbakan’ın bir süre önce açıkladığı “onarım programı”nın, savaşın boyutu ve yıkımına göre çok küçük ve etkisiz olduğu ortadadır. Ne yazık ki üzerinde fazla düşünülmeden, manevi ve maddi yıkımın boyutu tespit edilmeden, vasat bir afet sonrası planı derde deva olmaktan çok uzaktır.

Yaklaşık sekiz ay önce, hükümet “önce hendekler kapanacak, silahlar susacak, sonra bakacağız” kararını açıklamış ve uygulamıştır.

“Askeri çözüm”ün en kararlı şekilde ve “kabul edilebilir zayiat” kavramının en geniş haliyle uygulanmış olması, “siyaset” kısmının sorumluluklarını daha da artırmıştır.

Yaraların sarılabilmesi için, önce halkın, Kürtlerin bunun son savaş olduğuna, olacağına inanmaları gerekir.

Haberin Devamı

Bu inancı verebilecek, bunun tekrar barışa güvenme aşamasına gelmesini sağlayabilecek olan siyasi iktidardır.

Bunun için de savaşın anlamsızlığının ve hiçbir çözüm üretmeyeceğinin, sadece yıkım getireceğinin tam olarak anlaşılması beklenir.

Kürtler iki yıl önce bu noktadaydılar, demokratik siyaset içinde bütün hakların elde edilebileceğine inançlarını gösteriyorlardı. HDP’nin seçim başarılarının da bunda önemli payı olduğunu da kabul etmek gerekir.

Demokratik siyaset bir yanda Kobani eylemleriyle, diğer yanda HDP’ye yapılan saldırılar, Suruç ve Ankara’daki gibi katliamlarla tıkanırken, savaş tuzağına el birliğiyle düşülmesi de kolay olmuştur.

Hendekler kapandıysa, barikatlar kalktıysa, sokağa çıkma yasakları da bitiyorsa hızlı bir mantık değişikliğinin zamanı gelmiş demektir.

Bu değişim geciktiği zaman da başka hendeklerin açılmasının gerçek yollarının tam olanak tıkanması sağlanmamış olur. Bu da aynı kanlı sarmalda hep birlikte dönüp durmamız demektir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR