Osmanlıca öğretilsin de...

Konu Eğitim Şurası tarafından ortaya atıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’na, Osmanlıcanın liselerde zorunlu ders olması için tavsiye kararı alındı. Bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan kuvvetle destekledi, Başbakan Davutoğlu da yerinde buldu.

Bu tartışma birkaç gündür sürüyor, ama tartışanların birçoğu temelinden yaklaşmadığı gibi, “ideolojik” yaklaşımlar üzerine alınan tavırlar da kuvvetli görünmüyor.

Tartışanların önce “Osmanlıca nedir”den başlamaları herhalde konuya biraz daha açıklık getirecektir.

Osmanlıca esas olarak Arapça ve Farsçadan oluşan, alfabe olarak da Arap alfabesini kullanan ve şu anda yaşamayan bir dildir. Yaşamayan dil, bir toplum ya da bir toplum kesimi tarafından ana dil olarak kullanılmayan dildir.

Osmanlıca Arapça değildir, ikisi de çok farklıdır. Bazen “eski yazı” olarak nitelediğimiz Arap alfabesinde sesli harfler yoktur, bu yüzden Osmanlıca öğrenebilmek, okuyabilmek için çok kuvvetli bir kelime bilgisi gerekir.

Osmanlıcada çok farklı yazımlar vardır, matbaa yazısı da hepsinden farklıdır. Kuran-ı Kerim ile Osmanlıcanın aynı alfabeyi kullanmaları dışında bir ortaklığı yoktur. Yani Osmanlıca bilen Kuran-ı Kerim’i okuyamaz, Kuran-ı Kerim okuyabilenler, ezbere bilenler de Osmanlıca okuyamaz, yazamaz, konuşamaz.

Haberin Devamı

Osmanlıca öğrenmek ile Arapça öğrenmek çok farklıdır, şu anda kullanılan birkaç farklı Arapçadan birini bilen, okuyabilen Osmanlıca anlayamaz. Arapça öğrenmek Osmanlıcaya göre daha kolaydır.

Temel Osmanlıca metinlerin tümü Latin alfabesine çevrilmiştir. Örneğin Divan şiirinin tümü Türkçe alfabeyle okunabilir, ama anlamak için yine çok kuvvetli Osmanlıca bilgisi gerekir. Divan şiirinin kalıplarından, mesela “failatün failatün failatün fai’lün” kalıbıyla yazılmış bir şiiri anlayabilmek için Osmanlıcada bayağı ileri dereceye ulaşmış olmak gerekir.

Birkaç gündür çok sözü edilen mezar taşları için de aynı durum vardır. Lisede üç yıl Osmanlıca okumuş olanlar ancak birkaç kelime okuyup anlayabilirler. Mezar taşlarındaki yazıları okuyup anlamak için de ayrı bir eğitim gerekir, çünkü bunların kalıpları da farklıdır, kendi aralarında da farklıdır.

Haberin Devamı

Osmanlıca eğitimiyle ilgili son bir nokta: Edebiyat fakültelerinin Türk dili ve edebiyatı bölümlerinde Osmanlıca zorunludur, ama buradan çıkanların da Osmanlıca öğretebilecek ehliyette oldukları çok kuşkuludur. Yani şu anda liselerde Osmanlıca öğretebilecek insan sayısının aşırı az olduğunu söyleyebiliriz.

Bir sonuç gerekiyorsa: Keşke liselerde Osmanlıca öğretilse, gençlerin kendi tarihlerine yakınlaşmasının bu yolu da açılabilse... Bundan fazlasını şu anda söylemek mümkün değil.

DİĞER YENİ YAZILAR