Sanatçılar uyarıyor

Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları’nın geleceği açısından büyük önem taşıyan bir kanun taslağının hazırlandığını aktarmıştık.

Bu taslağın söz konusu sanat dalları ve kurumlarının geleceği için ciddi tehlikeler taşıdığını aktarmaya çalışmıştık.

Devlet Solistleri Derneği Başkanı Arda Aktar’dan bir mektup geldi. Arda Aktar, sanatçıların kaygılarını ve korkularını anlatıyor.

Sanatçılara kulak verirken, yetkili insanların, başta Kültür Bakanı olmak üzere, bu kanun taslağıyla ilgili olarak sanatçılara kulak vermelerini bekleriz.

Arda Aktar kanun tasarısının tehlikelerini şöyle anlatıyor:

Bu taslak özel kültür-sanat girişimciliğine destek vermesi bakımından yararlı görünürken, ülkemizde olağanüstü başarılı çalışmalar yapan ve gelişmiş bir toplum yaratılmasında büyük önem taşıyan Devlet Opera ve Balesi (DOB), Devlet Tiyatroları (DT) ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü gibi üç yaratıcı kurumu lağvetmekle vahim bir hata işleyecektir.

Bu kurumlar kültür-sanat birikimi en üst düzeyde olan ülkelerde dahi devlet desteği almak zorundadır. Bu kurumların ürettiği sanatsal faaliyetler proje ve ihalelerle icra olunamaz.

Haberin Devamı

Bu taslak kanunlaşırsa, Tüsak, sanat üreten bu kurumların kuruluşuyla ilgili kanunları ortadan kaldırarak fiilen Opera-Bale-Tiyatro vb. sanatların geleceğini yok edecektir.

Tasarıya göre projelere destek verecek kurulu (Türkiye Sanat Kurulu), o anki siyasi irade atayacağı için sanat, ön görülenin tam aksine özgürleşmeyecek ve siyasi iradenin güdümüne girecektir.

Demokrasisi gelişmiş ülkelere baktığınızda, sanatın hiçbir şekilde o anki siyasi iradenin baskısına maruz kaldığını göremezsiniz. Çünkü gelişmiş ülkelerde sanat, siyaset güdümlü değil, devlet desteklidir. Sanata muhtaç olduğu özgürlüğü sağlayabilecek tek çatı ise DEVLET desteğidir.

‘Çözüm revizyon’

Taslakta bahsedilen “Proje Usulü” ile çalışma yolları, ülke sanatına olumlu bir etki yapmayıp tam tersine bu zamana kadar Devlet’ten aldığı maaş ile iş ve sanat üreten insanları birkaç “Sanat Taciri”nin önüne meze yapacaktır. Bir bakıma özgürleşeceği söylenen sanat, sponsorların iki dudağı arasında, parayı verenin düdüğü çaldıracağı bir ortamda soytarılığa dönüp bitecektir.

Haberin Devamı

Bu durumda konservatuvarların ve bu kurumlara sanatçı yetiştiren eğitim kurumlarının varlık sebeplerinin de ortadan kalkacağı kesindir. Meslek özelliğini kaybetmiş bu sanat dallarına öğrenci yetiştiren eğitim kurumları, bu süreçten etkilenerek uzun vadede kapanacaktır.

Bu güzide kurumların yıllar içinde eskimiş veya zamana ayak uyduramayan aksaklıkları olabilir. Ancak bu aksaklıkları düzeltmek yerine kurumları kuruluş yasaları ile lağvetmek ülke tarihinde bir yıkım olacaktır.

Sivil toplum örgütleri, sanatçılar ve ehil insanlarla istişare edilerek, kapalı kapılar ardında yapılmayan, çalışanın ödüllendirildiği, çalışamayanın güzel emeklilik şartları ile uğurlandığı, konservatuvarlardan veya sanat eğitimi veren eğitim kurumlarından gelecek gençlerin insanca şartlarda iş sahibi olabilecekleri bir revizyon, ihtiyacı karşılayacaktır.”

Arda Aktar’ın söylediğinden mevcut düzenin de ıslah edilerek, sponsorluk sistemi var olanın tümüyle yok edilmeyerek güçlendirilmesini anlıyoruz.

Haberin Devamı

Sanatçılar, sanat insanları endişeliyse, onların endişelerini giderecek ıslahatları yapmakla yükümlü olanlardan da gerçek görevlerini yapmalarını beklemek durumundayız.

DİĞER YENİ YAZILAR