CHP’de vakit geldi

Deniz Baykal’ın ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçtiği günlerde bu partinin, Bülent Ecevit’in ilk dönemine benzeyen bir rüzgar yaratacağına inanlar oldukça çoktu.

Kılıçdaroğlu’nun “solcu” olduğu varsayılıyor, onu destekleyenlerin çoğunluğunun kendisini solcu hisseden CHP’liler olması dolayısıyla kuvvetli bir rüzgar beklentisi artıyordu.

İsmet İnönü’nün 1965 yılında “CHP ortanın solundadır” demesiyle başlayan bir solculuk algısı yarım yüzyıldır devam ediyor.

Bülent Ecevit’in birkaç sol slogan kullanması dışında CHP’nin solculuk sayılabilecek hangi politikayı izlediği, hangi faaliyetlerde bulunduğu, hangi uygulamaları yaptığı büyük bir meçhul olmasına rağmen milyonlarca insan hala CHP’ye solcu sayıldığı için oy vermeye devam etmektedir.

12 Eylül sonrasında da Halkçı Parti, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Ecevit’in Demokratik Sol Partisi’si dolayısıyla CHP’nin solculuğu ve gerçekten bir sol, sosyal demokrat parti olup olamayacağı hep tartışılmıştır.

CHP’nin CHP olarak da, DSP ve SHP olarak da iktidar ortağı olduğu 1991-1999 yıllarında da kayda değer bir sol siyaset geliştirdiğinin herhangi bir örneği görülmemiştir.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu ile son vardığı noktadaki CHP’de, toplumsal ve siyasal süreçlerin yarattığı daha berrak bir saflaşma ortaya çıkmıştır.

Saflaşmanın bir tarafında açık ve net bir “ulusalcı” kesim vardır. CHP’de aslında her zaman egemen olmuş devletçi-muhafazakar-milliyetçi anlayış “ulusalcı” adıyla ve bütün temel meselelerde klasik MHP milliyetçi muhafazakarlığına yakın bir tonda safını kesin olarak ayırmıştır. CHP’nin solculuğuna bel bağlamış olanların umudu Kılıçdaroğlu ise, solcu olmak isteyen CHPlilerle ulusalcı CHP’liler arasında bir denge kurmaya, ikisini bir arada tutmaya çalışmıştır. On beş yıldır ‘iktidar adayı’ kimliğini de tümüyle kaybetmiş bulunan, ulusalcıların sözcüsü Tarhan’ın deyimiyle ‘ana muhalefet partisi kimliğini de kaybetmeye aday’ bir siyasi partinin varlık nedenleri bile tartışılır.

Cumhurbaşkanı seçimi de beklendiği gibi bir kopma noktası olmuştur. Yerel seçimde ve cumhurbaşkanı seçiminde MHP ve Gülen Cemaati ile işbirliği halinde alınan yenilgilerin hazmı ulusalcılar açısından olduğu kadar solcu CHP bekleyenler için de kolay değildir.

Haberin Devamı

CHP’de ayrılma vakti gelmiştir. Ulusalcılar erken kurultay için yeterli imza toplamayı başaramasalar da Kılıçdaroğlu erken kurultay toplama mecburiyetiyle karşı karşıyadır.

Buradan çıkacak olan her durumda daha küçük bir CHP’dir. Ya ulusalcılar MHP ve İşçi Partisi’ne taşınırlar ya da kendini gerçekten solcu hissedenler HDP’nin yolunu tutarlar.

DİĞER YENİ YAZILAR