İki iftar sahnesi

Haberin Devamı

Ramazanın ilk iftarında Taksim ve Beyoğlu’ndaki görüntü, 40 gündür yaşadığımız çatışmaların ötesinde bir “çatışma” görüntüsüydü. Taksim’de Belediye’nin düzenlediği toplu iftar vardı.

Polislerin ve TOMA’ların ardında ise direnişçilerin toplu sokak iftarı yapıldı.

Belediye’nin Taksim Meydanı’nı iftar sofrasına dönüştürmesi de siyasi bir gösteriydi, Beyoğlu’nda sokakta yere çökmüş iftar yapanlarınki de siyasi bir gösteriydi.

Ramazanın ilk iftarı da böylece bir çatışma alanı, siyasi gösteri malzemesi oldu. İki tarafta birden.

Kim, hangi tarafa “sempati” duyuyorsa bu sahneyi öyle okudu.

Bir taraf için Taksim’de devlet gücüyle yapay bir gösteri yapılmıştı, sokaktakilerin iftarı ise samimi bir “halk tepkisi”ydi.

Diğerleri için, Belediye son yıllarda alışılmış bir toplu iftar geleneğini devam ettiriyordu, diğer taraftakiler ise iftarı siyasi malzeme yapan siyasi “tezgâhçılar”dı.

İki iftar görüntüsü de, bu görüntüye bakanlardaki görme farkı da fazlasıyla konuşulan “toplumsal bölünme”nin vardığı son aşamadır.

Barış mı çatışma mı?

Bölünme ve çatışma bu boyuta geldiğinde, kendisini bölünmenin dışında hissedenler de, bölünmenin altyapısıyla ilgili kuşku duyanlar da bir tarafa katılma zorunluluğuyla karşılaşıyor. Bu da her an yeni bir çatışma alanının üremesine, karşıdakine asla kulak vermeyen kalabalıkların çoğalmasına yol açar. Demokratik siyaset, çatışma alanlarını uzlaşma alanlarına dönüştürmeyi başardığı sürece işlevini yerine getirmiş olur.

Palalı adamlar da çıktı, silah sıkanlar da çıktı. Bölünme ve çatışma psikolojisi dalga dalga insanları etkisi altına alıyor.

Çifte iftar sahnesine bakınca “bizim iftarımız onlarınkini yendi” duygusuna kapılmayanların ve bu sahnenin devamından tedirgin olanların dalganın üzerine çıkmaları gerekiyor. Türk toplumunun en önemli ve hayati uzlaşma alanı “barış” olmuştu.

40 günde bu büyük uzlaşmanın yerini “sonuna kadar çatışma” aldı. Bundan sonraki 40 günde bu dalganın yerine başka bir dalga getirmek de siyasi bir bilinç, biraz daha ileriyi görme becerisinin işidir.

DİĞER YENİ YAZILAR