Bir otuz yıl daha geçse

Haberin Devamı

Bir hafta sonra, o günün otuzuncu yılı dolacak. O gün ordu, emir komuta zinciri içinde yönetime el koydu. Ülkenin dört bir yanında hüküm süren kan dökülmesi, kışkırtmalar, cinayetler, faili meçhuller bir anda durdu. Hepsi o anı bekliyormuş gibiydiler. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, o günün titrek siyah beyaz, zor seçilir ekranında göründüğü andan itibaren hep birlikte durdular.

***


1980-1983 arası ülkemizin en kara dönemidir, öyle kalacaktır. Bugün, önlerinde iddianame dururken “neyle suçlandığımı bilmiyorum” diyenlerin arasında o günlerden kalma bazı gölgeler de seçiliyor. Polisler işkence ederken onlara “nezaret eden” asker kişilerin, dayak emri verip duran asker kişilerin gölgelerini bugünkü Ergenekon soruşturmalarını dikkatle izleyenler seçebilirler.

***


12 Eylül’ün ruhunun ne olduğunu, başındaki şahıs, o zaman “asmayalım da besleyelim mi” sözüyle, yıllar sonra da “eşitlik olsun diye iki sağdan iki soldan astık” sözüyle pek veciz bir şekilde anlattı.

Bir daha 12 Eylüller olsun istemiyorsak, o günlerde neler olduğunu sürekli hatırlamak ve gelecek kuşaklara öğretmek zorundayız.

Zorundayız çünkü hâlâ o günlerde yapılanları haklı göstermeye çalışanlar var.

Zorundayız çünkü hâlâ o günlere benzer günler yaşatmak için plan program yapanlar var.

Zorundayız çünkü o günleri yaşamış olanlar arasında bile hâlâ ders çıkarmamış olanlar, kendisine ezberletilmiş “bizimkiler-düşmanlar” basitliğinin üzerinden dünyayı anlamaya çalışanlar var.

***


12 Eylül 1980 gününden itibaren Türkiye’de neler oldu? Öğrenmek ya da hatırlamak isteyenler için:

* “Otuz Yıldır 12 Eylül, Yaşayanlar Anlatıyor” Hazırlayan: Haşim Akman, Doğan Kitap.

Kenan Evren’in “asmayalım da besleyelim mi” sözünün nasıl uygulandığını öğrenmek ya da hatırlamak isteyenler için:

* “12 Eylül Karanlığında Dört İdam Bir Tanık” Akın Bodur, Doğan Kitap.

Sadece 12 Eylül’de değil, 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971 müdahalelerinde demokrasi ayıbı işleyenleri öğrenmek, bugün aydın namusunun ne olduğunu görebilmek isteyenler için:

* “Darbeli Kalemler, Askeri Müdahalelerin İlk Haftasında Yazılan Köşe Yazılarından Seçmeler” Derleyen: Mine Söğüt, Getto yayın.

12 Eylül döneminde Güneydoğu’da neler olduğunu, meşhur Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde neler yaşandığını öğrenmek ve hatırlamak isteyenler için de:

* “Kürtler” Hasan Cemal, Doğan Kitap.

***


Otuz yıl sonra 12 Eylül’de, Anayasa’nın 12 Eylül darbecilerini, işkencecilerini koruyan maddesinin kalkması mümkün olursa, o dönemin bütün uygulamalarının; işkencelerin, kanunsuz idamların, haksız gözaltıların, İlhan Erdost’un dövülmesi emrini verenlerin; çocuklara bile işkence edenlerin, “Aleviler cami bombaladı” diye dolaşan “kamu” görevlilerinin, işkencelere nezaret eden asker kişilerin, en başta da her şeyin başında bulunmuş olan şahıs olmak üzere, yargı önüne çıkmasını sağlamak bütün savcıların ve yargıçların acil görevi olacaktır. Bir daha 12 Eylül gibi karanlıklarda yaşamak, çocuklarımızı da yaşatmak istemiyorsak.

DİĞER YENİ YAZILAR