Devlet aciz midir

Haberin Devamı

Sabahattin Ali, 62 yıl önce öldürüldü, gerçekler hâlâ ortaya çıkmış değil. Kızı Filiz Ali hatırlattı, katil 4 yıl hapis cezası almış; sadece 4 yıl almış ama 2 yıl yatmış, afla çıkmış.

Ülkesinin en önemli yazarlarından birinin katilini hapiste ancak 2 yıl tutan “devlet”in verdiği mesaj ortadadır: Bizim pek sevmediğimiz kişileri öldürenler gerektiği gibi korunur, kollanır...

Bu “devlet,” kitaplarda anlatılan ya da genellikle siyasilerin ağızlarını doldurarak andıkları “devlet” olabilir mi?

Yoksa bu “devlet” kendi içine yuvalanmış çeteleri, katillerle işbirliği yapanları, katilleri koruyanları temizlemekten aciz bir devlet midir?

***


Sabahattin Ali’den 31 yıl sonra Abdi İpekçi öldürüldü. Katil İtalya’da Papa’ya silahlı saldırıda bulunduğu için hapis yattıktan sonra Türkiye’ye gönderildi. Bu katil Abdi İpekçi’yi öldürmek ve iki silahlı soygun suçundan toplam 10 yıl hapis yattı ve geçenlerde salındı. Hatta 4 yıl önce “yanlış hesap” organizasyonu ile bu katil için daha da erken salma girişiminde bulunuldu.

Erken salma kararının, yanlış hesabın altında imzası bulunan yargıçlardan birinin eşinin bugün Ağca’nın avukatı olması bir tesadüf müdür? Herhalde İstanbul Barosu veya Barolar Birliği bunu basit bir tesadüf olarak görüyor ki herhangi bir harekette bulunmadı.

***


İpekçi’den 14 yıl sonra Uğur Mumcu öldürüldü. Katil olarak yakalanan ve bazıları ceza alan radikal dincilerin Uğur Mumcu’yu öldürdüğüne doğrusu kimseyi inandırmak mümkün olmadı.

Bu arada Doğan Öz var, onun katili de “kurtardı” ya da kurtarıldı. Muammer Aksoy var, hiçbir şekilde aydınlatılmadı. Daha yakında Turan Dursun var, Necip Hablemitoğlu var, Ahmet Taner Kışlalı var yine kanları yerde kalanlardan.

Sonunda geldik Hrant Dink’e...

Cinayetin soruşturmasını ve davasını başından beri izleyen herkes için ortada çok açık bir gerçek var: Cinayet kamu görevlilerinin gözleri önünde işlenmiştir. Bu kamu görevlilerinin hangisinin ne kadar sorumluluğu olduğunu anlamak mümkün değildir, çünkü bu kamu görevlilerinin bağlı olduğu kurumlar kendi yaptıkları “araştırmalar” sonucu bu memurları aklamaktadır, mahkemeye tanık olarak bile çıkmalarına izin verilmemektedir. Bu aşırı korumanın nedeninin, adı geçen polis şeflerinin bazılarının çok konuşulan bir cemaatin mensubu olmalarından kaynaklandığı açıkça konuşuluyor.

***


Sabahattin Ali ile başlayan, Hrant Dink ile son bulduğunu umduğumuz cinayetler zinciri aydınlanmak zorundadır.

Bu olmadıkça Türkiye ne yazık ki, vicdansız katillerin rahatlıkla dolaşabildiği bir karanlıklar ülkesi olarak kalacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR