Hükümette farklı sesler

Başbakan Yıldırım’ın olağanüstü hal altında seçim, referandum yapılamayacağını söylemesi ciddi bir bakış açısı farkıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi açısını tekrar tekrar söylemektedir: “Olağanüstü hali 6 ay daha uzatabiliriz, sana ne!” Buradaki “sana ne” Batı’ya yöneliktir, ama herkes alınabilir.

Bir süredir Avrupa Birliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefindedir. Erdoğan’ın görüşü Avrupa Birliği’nin Türkiye için bir amaç olmadığı ve tek seçenek olmadığı şeklindedir.

Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı tweet denilen kısa mesajdan göndererek kendi açısını herkese anlattı: “Avrupa Birliği’nde 510 milyon insan refah ve huzur içinde yaşıyor.” Bunu tercüme etmeye herhalde gerek yok, Şimşek’in söylediği çok açık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan HDP’li yönetici ve milletvekillerine “eli kanlı terörist” muamelesi yapılmasını doğru buluyor.

Ak Parti’nin kurucuları ve önde gelen isimlerinden Mehmet Ali Şahin’in söylediği ise HDP’li milletvekillerinin tutuksuz yargılanabileceği. Ergenekon sanığı olan ve sonradan milletvekili seçilen bazı kişilere bu uygulama yapılmıştı.

Haberin Devamı

Şahin en azından HDP’li milletvekillerinin salınmasını istiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise belediye başkanlarının tutuklanmasını protesto için kepenk kapatan esnafın da “bedel ödemesini” istiyor.

Kültür Bakanı Nabi Avcı, gazeteci yazar tutuklamalarıyla ilgili rahatsızlığını çeşitli şekillerde dile getirmeye, haksız tutuklamalar için bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş de idam cezasının geri getirilmesinin faydadan çok zarar getireceğini açık açık söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın önünde konuşurken konuyu gündeme kendisi getiriyor ve halka sorulacağını tekrar ediyor.

Art arda sıralandığında, bu farklı tutumların ciddi bir ağırlık oluşturmasına rağmen bundan bir “isyan” çıkarmak fazlasıyla abartılı olur. Ama belli ki, şu anda geçerli politik hatlar ve uygulamalarla ilgili olarak Hükümet ve Ak Parti içindeki rahatsızlıklar açıkça ifade edilme aşamasına gelmiştir. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve “ana kadrosu”nun görmemesi de mümkün değildir. Onlar da kuşkusuz bazı “revizyon” ihtimallerini gözden geçireceklerdir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR