Şikenin üzerine gitmek

VATAN'ın futbolda şike haberleriyle ilgili olarak Kadri Mersinli adlı okurumuz şunları yazıyor: "Vatan'ın şike dosyasını açmasını gerçekten bir futbolsever olarak candan kutlarım. Eminim bütün futbol seven insanlar da aynı duyguları taşımaktadır...

Haberin Devamı

VATAN'ın futbolda şike haberleriyle ilgili olarak Kadri Mersinli adlı okurumuz şunları yazıyor:

"Vatan'ın şike dosyasını açmasını gerçekten bir futbolsever olarak candan kutlarım. Eminim bütün futbol seven insanlar da aynı duyguları taşımaktadır. İnsanların bu olaylar yüzünden vurulduğunu duyuyoruz ya da bazı okuduklarımızı yorumluyorum. VATAN'ın bu cesareti göstermesi diğer gazeteleri de harekete geçirdi. Böylece önemli bir görev yaptınız.

Ancak şunu belirtmem gerekiyor. Bu tür önemli haberler zaman zaman gazetelerin en önemli haberi oluyor. Birkaç gün bunların üzerine gidiliyor. Sonra bunlar ortadan kayboluyor. Bir de bakıyoruz ki, aslında değişen hiçbir şey olmamış."

***

Okurumuzun övgüleri tabii ki bu haberleri oluşturan, yazan, başta VATAN'ın Spor Müdürü İbrahim Seten olmak üzere bütün çalışanları yüreklendirecek niteliktedir.

Okurumuzun uyarısı ise, aslında bütün basınımızın önemli sorunlarından birine değiniyor. Gerçekten de zaman zaman önemli bir konuyla ilgili haberler günlerce manşetlerde, birinci sayfada yer buluyor, izleniyor sonra araya başka meseleler giriyor ve o konu adeta unutuluyor.

Gazetecilikteki "fikri takip" kuralı bunun için konulmuştur. Bu kural, bir sonuç alınana ve kamuoyu, okurlar tatmin olana kadar aynı konunun bütün ayrıntılarının üzerine gitmeye devam etmek ve "peşini bırakmamak" anlamına geliyor; gazetelere bu "görevi" veriyor.

Okurumuzun uyarısının ne kadar yerinde olduğu da bir süredir, futbol dünyasının ilgili kişilerinin susmaya devam etmesinden belli. Anlaşılan onlar da basının bir ara "bıkacağını", başka konulara dalarak futbolda şikeyi unutacağını, böylece konunun şimdilik kapanacağını umuyor. Ayrıca bu haberler yayınlanmaya başladığından beri yetkililerin hiçbir ciddi adım atmamış olması da basının görevinin önemini gösteriyor.

*****

Vakıf üniversiteleri
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi olan Yardımcı Doç. Dr. Münevver Aktaş Acabey'in eleştirisi özel üniversiteleri tanıtan yazı dizisiyle ilgili:

"Gazetenizi ilgiyle okuyorum her gün. Yakın bir arkadaşla dertleşir gibi hissediyorum kendimi. Yalnız bir süredir gazetenizin tam sayfasını ayırdığı bir yazı dizisi biraz aklımı karıştırdı. "Doğru Tercih" başlığını taşıyan bu yazı dizisinde vakıf üniversitelerinin reklamı yapılıyor açıkça. Ne kadar kaliteli eğitim verdikleri, olanakları vs. Bence bu yazı dizisi bir haber niteliği taşımıyor. Açıkça vakıf üniversiteleri övülüyor. Hatta metni okuduğumuzda, bir gazetecinin elinden çıkmış bir metni değil de, o üniversiteyi tanıtan bir broşürün cümlelerini okur gibi oluyorum."

***

Okurumuz, oldukça uzun yazısının bundan sonraki bölümünde özel üniversiteler ile devlet üniversitelerinin imkânlarını karşılaştırıyor ve devlet üniversitelerine haksızlık yapıldığı görüşünü savunuyor. Bunlar daha farklı bir düzeyde tartışılması gereken görüşler.

Okurumuz, bir devlet üniversitesinde görev yaptığı için "Doğru Tercih" başlıklı yazı dizisini kendi açısından yorumluyor. Devlet üniversitelerinin özel üniversitelerin gösterdiği gelişmeyi gösteremediği doğrudur. Buradan başlayarak üniversitelerin yönetimine, YÖK'e, öğrenci niteliğine kadar çok fazla sayıda sorunu tartışmak mümkündür.

VATAN'ın yazı dizisi ise, fazla tanınmayan özel üniversiteleri tanıtan bir yazı dizisidir. Böyle bir dizide öğrencilere, üniversite adaylarına "olumlu" niteliklerin gösterilmesi çok doğaldır. Amaç gençlerin "doğru tercih" yapmaları için "olumlu" örnekleri göstermektir.

Buna karşılık, "devlet üniversitelerindeki gelişmelerin medyaya daha az yansıdığı" savı bir şikâyet konusu olabilir. Ancak yine de gazete arşivlerine bakıldığı zaman her önemli gelişmenin kamuoyuna iletildiğini de görebiliriz.

***

Daha çok haber
Emre Tekgür adlı okurumuz VATAN'da Formula-G ile ilgili bir haber bulamadığından yakınıyor. Aynı okurumuz, TÜBİTAK'ın alternatif enerji kaynakları ile ilgili projesi hakkında da VATAN'dan bir bilgi alamadığından şikâyetçi.

Okurumuz iki eleştirisinde de kuşkusuz haklıdır. Gazetenin temel işlevi okura çok haber sunmak, olabilecek en geniş haber yelpazesini aktarabilmektir. Formula-G ile ilgili haber gerçekten de VATAN'da gecikmeli olarak yer aldı. TÜBİTAK'ın projesi ile ilgili haber ise izlenmediği için VATAN'da yer almamıştır. Burada da yine yazı işleri yönetiminin belli sayıda gazeteci ve belli sayıda sayfa ile kısıtlı olduğunu hatırlamak gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR