Vekiller korosuna milletten istekler

AKP'li 10 vekil, bir Türk Sanat Müziği korosu kuruyorlarmış. Maksat pop müziğinin yarattığı yozlaşmanın önüne geçmekmiş.

Yozlaşmanın önüne geçmek isteyen vekillerin kurduğu koronun söyleyeceği müzik türünün ismi ne peki? Türk Sanat Müziği. TRT tarafından zamanında uydurulmuş en yoz isim. Sanat müziği. Bu müzik yapılınca sanat, diğerleri yapılınca sanat değil mi yani?

Bu meselenin bir boyutu.

Söz konusu 10 vekilin daha önce bir müzik eğitimi almışlıkları yok. Bilenlerden öğreneceklermiş. Seslerinin güzel olduğunu düşünüyorlarmış. Belli ki vakitleri çok.

Seçildikleri illerin sorunları, sıkıntıları bitmiş. Canları sıkılınca böyle bir grup kurmaya karar vermişler. Bir de milletvekillerinin hangi sarkılan söyleyeceği sorusu var. Gerçi Kanat Atkaya dün yazmış.

Repertuar konusunda birçok öneride bulunmuş. Ben, grup üyelerinin milletvekili olmalarını göz önüne alarak bizzat milletin kendisinin isteklerini yazacağım. Malum radyocuyuz ya, o şarkı sana gelsin, bu şarkı şuna gitsin, ben telefon açıp söyleyemiyorum, o yüzden buradan selam söyleyin istekleri çokça geliyor. Ancak bu seferki istekler yeni kurulmuş bir grubu cesaretlendirebileceği için ciddiye alınmalı.

İşte milletin, vekillerinden söylemelerini istedikleri şarkılar:

* Anan var midur? Baban var midur?

* Nereden sevdim o zalim kadını

* Entarisi ala benziyor, şeftalisi bala benziyor (Klip sponsoru Tarım Bakanlığı)

* Gelen vurdu, giden vurdu

* Bayıra karşı yatır beni

* Eşeği saldım çayıra

* Beraber yürüdük biz bu yollarda (Açılış şarkısı)

* Fincanı taştan oyarlar

* Seni anan benim için doğurmuş

* Avuçlarımda hâlâ sıcaklığın var (Klip sponsoru Enerji Bakanlığı)

* Aman ormancı (Klip sponsoru Orman Bakanlığı)

* Halimeyi samanlıkta bastılar

* Ali babanın bir çiftliği var

* Kendim ettim kendim buldum

* Çeksene elini kurcan mı belimi (Klip sponsoru Sağlık Bakanlığı)

* Aman petrol, canım petrol (Klip sponsoru Maliye Bakanlığı)

* Gül ağacı değilem, her gelene eğileni

* Hani benim Recebim (Klip sponsoru Başbakanlık)

* Her yer karanlık (Klip sponsoru AKP)

İstekler arasında milletvekillerinin Türk Sanat Müziği arzusuna uymayanlar var.

Ama malum, onlar herkesin vekili. Sadece sanat müziği sevenlerin değil.

Kısa merdiven uzun binalar
Geçtiğimiz hafta Mersin Çetinkaya mağazasında yangın çıktığını okumuşsunuzdur. Mağaza çalışanlarının kurtarılması için gelen itfaiyenin merdiveninin bir apartmanın beşinci katı yüksekliğindeki seviyeye ulaşamamasını izlediniz mi peki?

Son anda itfaiyecilerin aklına aracın yerini değiştirmek gelmese 5 kişi diri diri yanarak ölecekti.

Peki her yanı 20 katlı binalarla dolu, belediyenin 20 katlı binalara ruhsat verdiği bilinen Mersin'in itfaiyesinde bu tür durumlar için niye ekipman bulunmaz acaba?

Geçtiğimiz aylarda dar İstanbul sokaklarına uygun araçlarla yangına müdahale edilmemesi sonucu, bir kişinin diri diri yanışını televizyondan izlemiştik. Yıkılıp genişletilemeyecek sokakları olduğu bilindiği halde, İstanbul'a küçük itfaiye araçları almak ve hizmete sokmak, yetkililerin ancak akıllarına gelebildi.

Acaba Mersin Belediyesi de böyle bir facia mı bekliyor?

Ya Mersin'in 25 katlı apartmanlarından birinde yangın çıkarsa?

O zaman 5 katlı bir binaya zar zor yetişebilen itfaiye merdiveni için ne yapacaklar acaba?

"Yaşasın polis" yine lafta kaldı
Polis okuyucularımdan mektuplar geliyor. Özellikle Polis Bayramı sırasında devletin üst kademelerinden gelen açıklamalar, umutsuzluğu sürüklemiş tüm polisleri. Yıllardan beri polisin özlük hakları üzerine yapılan çalışmaların devam ettiğini söyleyen yetkililere "Nasıl bir çalışma ki bu 10 yıldır bitiremediniz" diye soruyorlar.

Polisin yarın öbür gün çalışma koşullarına vereceği olası tepkilere hazır olunması gerektiğini ve sorunlarının çok büyüdüğünü söylüyorlar. Aldıkları maaşlarla ülkedeki gelir dengesizliğinin en önemli yerinde duruyorlar. Yaptıkları iş, çalışma saatleri ve aldıkları maaşlar arasındaki uçurum çok büyük. Hal böyle olunca polis olmaktan dolayı elinde bulunan gücü kötüye kullananlar peydahlanıyor. Ve bunlar yüzünden tüm polis teşkilatının adı kötüye çıkıyor. İçişleri Bakanı Aksu'nun polisin sorunlarıyla hiç ilgilenmediğini söylüyor polislerimiz.

Bu sistemle bu kadar demeye getiriyorlar. Biz de çantalarımızı ve telefonlarımızı sıkı sık tutup yürümek zorunda kalıyoruz yollarda.