Gazete Vatan Logo

Neden sınıfta kaldık?

Türkiye’de öğrenciler OECD ortalamasının üzerinde ders görüyor ama eğitim performansında standartların altında kalıyor. Matematik bilgileri sadece Meksikalılar’ı geride bırakıyor

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OECD) geleneksel “Bir Bakışta Eğitim” raporunda Türkiye sınıfta kaldı. 30 OECD üyesi ülkede yapılan araştırmalara dayanılarak hazırlanan raporda, öğrencilerin eğitim performansı, eğitim için ayrılan bütçe ve eğitim sisteminin genel kalitesi masaya yatırıldı. Türkiye’de neredeyse tüm kriterlerde en son sıralarda yer aldı. Rapora göre, Türk öğrencilerin aldığı ders saatleri OECD standartlarının üzerinde olmasına rağmen alınan notlar ortalamanın altında kalıyor. Öğrencilere yönelik harcalamalarda Türkiye yine sonuncu olurken, işsiz gençlerin büyük bir bölümünü de üniversite mezunları oluşturuyor. Gelecek için karamsar bir tablo çizen OECD raporunun çarpıcı bölümleri şöyle:

OECD ülkelerinde öğrenciler 7 yaşından 14 yaşına kadar, yani ilköğretim süreçleri boyunca ortalama 6487 saat ders görüyor. Türk öğrenciler ise 7050 saat ders alıyor. Türkiye’nin İngiltere, Hollanda ve Avusturya gibi ülkeler bulunuyor.

Ders saati olarak ortalamanın üzerinde eğitim almalarına rağmen Türk öğrenciler, 15 yaşına geldiklerine başarısız bir performans gösteriyor. OECD’nin belirlediği matematik bilgisi ölçeği PISA uyarınca yapılan sıralamada Türk öğrenciler sondan ikinci olabildi. 30 ülkenin bulunduğu listede Türkiye, sadece Meksika’yı geride bırakabildi. Türk öğrencilerin yüzde 27’si çarpım tablosu, denklemler ve havuz problemleri gibi temel matematik bilgisinden yoksun...

Eğitimde uçurum 2 kat büyük
* OECD ülkelerinde eğitim harcamaları GSYİH’nin ortalama yüzde 5.9’unu buluyor. Sonuncu olan Türkiye’de ise bu oran sadece yüzde 3.7. OECD ülkelerinde eğitim öğrenci başına yapılan harcama ilköğretim düzeyinde yılda 5 bin 450 dolar, ortaöğretimde 6 bin 962 dolar, yükseköğretimde 11 bin 254 dolardır.Türkiye’de ise sadece 1200 dolar...

* Öğrencilerin performansına bakıldığında Türkiye’de eğitim uçurumu göze çarpıyor. Sosyo-ekonomik düzeyin yüksek olduğu bölgelerdeki öğrenciler, ekonomik düzeyin düşük olduğu bölgelere göre yüzde 70 oranında daha yüksek performans gösteriyor. OECD ortalaması ise sadece yüzde 33.6

* Türk öğrencilere ders yüklemesi yapılmasına rağmen öğrenim hayatları ise kısa sürüyor. Yaşları 25 ila 64 arasında değişen Türk vatandaşları üzerinde yapılan ankette öğrenim hayatlarının ortalama 8.9 yıl olduğu ortaya çıktı. Türkiye bu kriterde Portekiz ve Meksika’nın ardından sondan üçüncü oldu. OECD ülkelerindeki ortalaması ise 11.9 yıl... Bu veriler, Türk öğrencilerin önemli bir bölümünün ilköğrenimden sonra eğitime devam etmediğini gösteriyor.

Çelik: Artık af defterini kapattık
Milli Eğitim Bakanlığı, bu sene tavrını değiştirdi. Lise birinci sınıfta okuyan yaklaşık 175 bin öğrenci (yüzde 30) sınıfta kaldı. Veliler ve öğrencilerden gelen af taleplerini geri çeviren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik şöyle bir açıklama yaptı: “Her sene yapılan bir yanlışı tekrarlamamız isteniyor. Biz bu yanlışı yapmayacağız. Af defterini kapattık. Aflar eğitim sistemini yozlaştırıyor.”

Köy Enstitüsü esintili yeni karne dönemi
İlköğretim ve ortaöğretim okullarında okuyan yaklaşık 14 milyon öğrenci, 3 aylık yaz tatilinin ardından 18 Eylül Pazartesi günü dersbaşı yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan, yeni eğitim-öğretim yılında ve daha sonraki dönemi kapsayacak projeleri hakkında bilgi verdi. İşte Erdoğan’ın anlattığı değişiklikler:

ESKİ NOTLAR DA OLACAK: İlköğretim 4. sınıfından itibaren, öğrencinin her yıl önceki yılların dönem notlarını karnesinde görebilecek. Burada esas olan model, öğrencinin, velisinin ve öğretmenin; ortaöğretimi bitirdikten sonra öğrenci piyasaya, çalışma hayatına atılırsa çalışma ortamının, öğrenci hakkında daha geniş bir bilgiye sahip olmasını sağlayacak bir karne modelidir. Karnelerdeki eski genel yapı devam edecek.

NOT SİSTEMİ DEĞİŞECEK: Ortaöğretimde 100 üzerinden verilen puanlar 5’lik sisteme dönüştürülmesiyle kayda değer haksızlıkların, fazla veya eksik puanlamanın ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bunu ortadan kaldırmanın yolu da 100 üzerinden verilen notun verildiği haliyle kalmasıyla gerçekleşebilir. 100 üzerinden verilen bir puan sisteminde öğrencinin gelişimini izlemek daha kolay olacak. Diplomalara da notlar bu şekilde yansıyacak.

KİTAP OKUMALARI SAĞLANACAK: İlköğretim 4. sınıftan başlamak üzere her yıl öğrencilerin 10 kitap okumasını garantileyecek bir model üzerinde duruyoruz. Bir öğrenci lise son sınıfı bitirdiğinde toplam 90 kitap okumuş olacak. Projeye bu yüzden “9x10” ismini verdik. Öğrenciler okuyacağı kitabı serbestçe seçebilecek. Bu projeyle, hem öğrencilerin okuma konusunda birikim kazanacak, hem de okunan kitaplar karneye eklenerek öğrencinin ilgi alanları konusunda profil çıkarılacak.

MODEL KÖY ENSTİTÜSÜ: Köy enstitülerinde öğrenciler yılda 25 kitap okuyordu. 10 kitap makul. 10 kitabı günümüzde öğrencilerin çoğu okuyor zaten. Eğitim adına ileri sürdüğümüz birçok modelin esin kaynağı olabilecek bir birikimdir köy enstitüleri. Bu açıdan köy enstitüleri birçok konuda bizim esin kaynağımız olabilir.

“HAFİF ÇANTA” PROJESİ: İlköğretimin ilk üç sınıfına giden öğrencilerin çantaları hafifletmek amacıyla çalışma başlattık. Bu nedenle ders kitapları fasikül halinde basılacak.

Haberin Devamı