Gazete Vatan Logo

N.Ç. davası utançla bitti

Yargıtay Başsavcılığı, 13 yaşında, 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.'nin bu işi 'rızasıyla yaptığı' yolundaki karara itiraz etmedi.

N.Ç. davasında Yargıtay Başsavcılı-ğı’ndan da beklenen adım gelmedi. Başsavcılık, yerel mahkemenin “Kızın rızası vardı” gerekçesiyle verdiği hafif cezaları onaylayan Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin kararını hukuka uygun bulduğu için itiraz etmedi.

‘Utanç davası’ olarak bilinen olay, 2002 yılında Mardin’de yaşanmaya başlamıştı. O tarihlerde 13 yaşında olan N.Ç, iki kadın tarafından para karşılığı erkeklere pazarlandı. Aralarında devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişi N.Ç ile ilişkiye girdi. Olayın duyulması üzerine N.Ç ile ilişkiye girenler ve küçük kızı pazarlayan iki kadın hakkında dava açıldı. Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 sanığa alt sınırdan 5 yıl ceza verdi ve iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 ay-4 yıl 10 aya indirdi. 18 yaşından küçük bir sanığa da 3 yıl 2 ay ceza verildi. Mahkeme, sanıkları cezalandırırken eski TCK’nın “Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse 5 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapse mahkûm olur” şeklindeki 414. maddesinin 1. fıkrasını uygulayarak N.Ç.’nin, kendi rızasıyla fuhuş yaptığı yorumuna imza atmış oldu.

İtiraz beklentisi oluşmuştu

Mahkeme “ırza geçme suçunda cebir ve şiddet kullanıldığını” kabul etse, eski TCK’nın 414. maddesinin 2. fıkrası uyarınca en az 10 yıl hapis cezası verecekti. N.Ç’nin avukatları karara itiraz etti. Dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay Başsavcılığı yerel mahkemenin kararını hukuka uygun olduğuna yönünde tebliğname hazırladı. Kararının temyiz incelemesi ise Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından yapıldı. Daire, kararı, “hukuka uygun olduğu” belirterek onadı. Yargıtay’ın kararı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Yetkililerin “sürecin henüz tamamlanmadığı” yönündeki açıklamaları nedeniyle Yargıtay Başsavcılığı’nın karara itiraz edeceği beklentisi oluştu. Ancak Yargıtay Başsavcısı, dairenin kararına 30 gün içinde itiraz hakkını kullanmadı. İtiraz süresi dün doldu.

Neden itiraz etmedi?

Başsavcılık kaynakları, kararın eski TCK’ya göre verildiği, bu nedenle daha fazla cezanın mümkün olmadığı görüşüyle itiraz etmediklerini vurguladı. Başsavcılık, davada “cebir ve şiddet kullanılmadığı” için eski TCK’nın 414. maddesinin 2. fıkrasının uygulanamayacağı görüşünde. İtiraz olmadığı için dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündemine gitmeyecek. Böylece karar kesinleşmiş oldu.
Kararın onanmasının ardından dosya tekrar Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Yerel mahkeme Yargıtay’ın bozma kararında dikkat çektiği birtakım teknik düzeltmeler yapacak.

Bakanlığın yetkisi yok

Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay incelemesinde geçen bir karar için ‘kanun yararına bozma’ yoluna başvurması CMK’ya göre mümkün değil. CMK’ya göre Adalet Bakanlığı temyiz incelemesinden geçmeyen kararların bozulması için Yargıtay’a başvurabiliyor. Ancak N.Ç. davasının Yargıtay’da temyiz incelemesi yapıldığı için bakanlığın kanun yararına bozma talebinde bulunma hakkı yok.(RADİKAL)

N,Ç,’NİN AVUKATI BAYDEMİR, "YARGITAY GERİ ADIM ATMAMAK İÇİN İTİRAZ ETMEDİ"

MARDİN’de 13 yaşındayken iki kadının aralarında asker, memur, esnaf ve öğretmenlerin de bulunduğu 25 kişiye pazarladığı ve kamuoyunda ’utanç davası’ olarak bilinen N.Ç.’nin temyiz davasında, Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’nin kız çocuğunun rızası olduğu gerekçesini dikkate alıp kısmi onama vermesine, devletin zirvesine kadar oluşan tepkilere rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmedi. Bu duruma tepki gösteren N.Ç’nin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, Başsavcılığın itiraz etmemesini, "Geri adım atmamak olarak" değerlendirerek, "İnsanlar, yargı sürecinin hiç bir şeyi değiştiremeyeceğine inanırsa, o zaman aslında gerçek kaos başlar diye düşünüyorum" dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesinin, ’Cinsel ilişki sırasında rızası vardı’ dediği N.Ç’ye tecavüz edenler hakkındaki davada, karara itiraz etmemesi tepkilere neden oldu. N.Ç’nin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, bu davaya tekil bir dava olarak bakmamak gerektiğini, koskaca bir Türkiye fotoğrafının ortaya çıktığını, ancak kadına yönelik şiddetin son bulacağı inancının zedelendiğini söyledi. Avukat Baydemir, "Bizler hukuk insanlarıyız, insan hakları savunucularıyız. Her seferinde gözaltında tecavüzler, aile içi şiddet vakaları, çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları bu şekilde sonuçlanır ve caydırıcı cezalar verilmezse faillere, tanrı aşkına hangi adaletten hangi yargı sisteminden bahsedecek bu ülkede yaşayanlar. Ve nasıl kendisini güvende hisedecek bu ülkede yaşayan insanlar" dedi.

"YARGI KARARININ BİR ŞEYE DEĞİŞTİREMEYECEĞİ İNANCI KAOSU BAŞLATIR"

Avukat Baydemir, Yargıtay Başsavcılığının itirazına dair bir beklenti doğduğunu, N.Ç davasına diğer vakalarda olmadığı kadar bir ilgi olduğunu da ifade ederek, "O nedenle bu umut ve beklenti doğmuştu. Ama, belki bizlerin, medyanın bu konuyu daha fazla işlemesinin, bizlerin süreç ile ilgili bütün mekanizmaları tüketme kararlılığımız, Yargıya nüfuz etmiş olan erkek egemen, o eril, o cinseyetçi bakış açısını etkilememiş yani. Sistemi bir tek karar şahsında değiştiremiyoruz demek. Dolayısıyla işimiz son derece zor, son derece güç. Bir kere insanların bu tür vakalarda hukuksal sürece başlatmaları konusunda bir isteksizlik doğurur. İnsanlar yargı sürecinin hiç bir şeyi değiştiremeyeceğine inanırsa, o zaman aslında gerçek kaos başlar diye düşünüyorum" dedi.

"GERİ ADIM ATMAMA ADINA İTİRAZ ETMEDİLER"

N.Ç’nin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, ilk günden beri kararları veren yargıçların demeçelerine bakıldığında, kararın hukuki olduğunu söylediklerini, sonuna kadar da bunu savunduklarını belirtti. Hukukiliğin dönemin geçerli ceza yasalarını uygulamak olduğunu vurgulayan Reyhan Yalçındağ Baydemir şöyle devam etti:

"Ama, tecavüzcü failllerin tümünün lehine bütün lehte hükümleri uygulamak mıdır? Allah aşkına. O yetmezmiş gibi bir de duruşmalarda iyi hallerden yararlanmak mıdır? Bir geri adım atmama adına itiraz etmediler. Ama ikinci bir şey var o da son derece önemli. Onlar diyor ki biz buyuz ya. Buyuz ya. Gerçekten işimiz son derece güç. Bu dosyanın AİHM’de nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz. Ama tekil bir dosya üzerinden konuşmak ve değerlendirmek bize bir şey kazandırmıyor."

Baydemir, Türkiye’nin bu yasalarda son derece caydırıcı hükümlerle yasal değişiklikler yapması gerektiğini ve en önemlisininde uygulama sorununu aşması gerektiğini söyledi. Dosya alıkoyma suçu bakımından zaman aşımı nedeniyle AİHM’de olduğunu söyleyen Baydemir, karar kendilerine resmen tebliğ edildikten sonra bunudra AİHM’e götüreceklerini ifade etti.

Avukat Baydemir son olarak, dosyanın Yargıtay’ta kısmı onanmasını da eleştirerek, "Keşke tamamen onansaydı. Halen iç hukuk yolları tüketilmedi. Kısmi onama yaptıkları için o verdikleri uyduruk ve komik cezalar tecavüz suçu bakımından yatacakları 3-5 ayı da ortadan kaldırıyor. Çünkü, onun zaman aşımı hükümleri bu sefer devreye giriyor" diye konuştu.

Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi N.Ç. davasında sanıklara isnat edilen ve reşit olmayan mağdureyi kaçırıp alıkoyma suçundan zaman aşımı hükmüne karar verip, 23 sanığı 15 yaşından küçük çocuğa cinsel istismardan 4 yıl ile 4 yıl 10 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırmıştı. Mağdur kızın rızası olduğunu dikkate alan mahkeme N.C.’yi pazarlayan 2 kadına da 9’ar yıl hapis cezası verirken, 2 sanık ise beraat etmişti. Karar temyiz için gittiği Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesinde kısmi onama ve kısmi bozmaya uğramıştı.

Haberin Devamı