“Polis kendine taş fırlatan itlere copu soktu mu suç oluyor sonra!”
“Şu piçe bak!”
“Ergenekoncular geberdiğinde gömmemek lazım, sağken gömecen, ölünce yakacan!”
“Bu Ergenekon ‘it’lerini İTlaf etmek şart!”
“Polis arkadaşlar, siz yine merhametli olun. İçeri aldığınız itleri ‘çok da fazla’ hırpalamayın!”
“Vay namussuzlar, can güvenliklerini sağlayan polisin canına kastettiler! Vatan hainleri!”
“Ergenekon namussuzları Beşiktaş’ta esnafa saldırdı, fenalık geçirenler var. Millet düşmanı vatan hainleri! Onun bunun çocukları!”
“Kadın Kolları da bir terzi dükkânına dalmış! ‘Erkek, erkek’ diye kudurmuş bunlar!”
“Taksimciler gece beraber yatmış!”
“Kenan Evren’in yargılanmasına karşı çıkan CHP ŞEYİ Gürsel, ‘Ha Evren ha Erdoğan diyor!’ Biber gazını bırak, ayrana başla!”
Twitter tahrikçisi!
Yukarıdaki iğrenç sözler için hepinizden özür diliyorum, affınıza sığınıyorum.
Ama... Paylaşmak zorundaydım. Çünkü toplumumuzda hızla yayılan “nefret” duygusu işte böyle körükleniyor.
İnsanlarımız bu sözlerle farklı kutuplara sürükleniyor ve “kışkırtılıyor...”
“Peki; kim bu küfürbaz?” diyorsanız; onu da söyleyeyim:
İsmi, Serdar Arseven...
Yeni Akit isimli gazetenin yazarı!
Ama bu sözleri köşesinde değil, Twitter’da yazmış, 4 bin 074 takipçisi de okumuş!
İstanbul polisinin Taksim’e çıkmak isteyen insanların üzerine binlerce gaz bombası attığı dakikalarda, polisi bu sözlerle coşturmuş!
Bu sözlerin sahibi, sözüm ona dindar! Sözüm ona demokrat, barışçı, kardeşlikten yana!
Ancak kendisi gibi düşünmeyen herkes onun için Ergenekoncu, onun bunun çocuğu, piç, it, vatan haini, millet düşmanı...
Ve bu yüzden hepsini sağken gömmek, ölünce de yakmak gerekiyor!
Nefret suçu!
Nefretin büyüklüğünü görüyor musunuz?
Bu sözleri aklı başında hangi insan söyleyebilir?
Unutmayın, bu adam “gazeteci...”
Bu adam “kanaat önderi...”
Yazdığı yazıları binlerce kişi takip ediyor, etkileniyor ve belki de “Ergenekoncu düşmanı” oluyor!
Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, 972 yıl önce ölen Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü Twitter’da paylaştı, dini ticarete ve siyasete alet eden kesim ayaklandı. Öyle büyük bir karalama kampanyası başlattılar ki asmadıkları kaldı!
Sonuçta Fazıl, (şimdilik üst mahkeme tarafından bozulmuş olsa da) on ay hapis cezasına mahkûm edildi.
Bir Fazıl’ın paylaştıklarını hatırlayın, bir de bu adamın yazdıklarını okuyun tekrar...
Peki; o da Fazıl gibi lanetlenecek mi?
Mahkemelere çıkarılıp yargılanacak mı?
Hayır... Büyük bir ihtimalle binlerce lira karşılığında haber kanallarında yeni programlar yapmaya başlayacak!
Bu ülke gerçekten çığırından çıktı; lütfen her biriniz kendinize dikkat edin.
Çünkü ne yapacağı belli olmayan bir sürü tip, onur celladı olarak çevremizde dolaşıyor!
Zor soru!
Kemal Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden canlı yayınlanan Genç Bakış isimli programa katılmış...
Balyoz davasından 16 yıl hüküm giyen Kurmay Albay Erdoğan Koçoğlu’nun oğlu ve hukuk öğrencisi Yiğit Gökçekhan Koçoğlu söz istemiş ve bir soru sormuş:
“Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret ettiniz. Ancak askerlerin yanına uğramadınız. Başbakan bile Ergin Saygun’a gitti. O da insani bir ziyaret içindi. Fakat bu insani ziyareti siz yapmadınız. Ne diyeceksiniz?”
Kemal Bey bu soruya verecek yanıt bulamamış...
Hatırlarsınız, bu sütunlarda defalarca Kılıçdaroğlu’nun ve Bahçeli’nin Silivri’deki yargılamaları bizzat izlemeleri gerektiğini yazdım. Bahçeli umursamadı, Kılıçdaroğlu ise bazı milletvekillerini göndermekle yetindi.
Umarım Yiğit’in bu “yiğitçe” çıkışı, onu kendisine getirir...
GÜNÜN SORUSU
İktidar üç yıldır bir kişinin bile burnunun kanamadığı Taksim Meydanı’nı bu yıl 1 Mayıs kutlamalarına kapattı; polisin sert müdahalesi sonucu 28 vatandaş yaralandı. 17 yaşındaki Dilan Alp ile 27 yaşındaki Meral Dönmez’in kafatasları, gaz bombası kapsüllerinin başlarına isabet etmesi yüzünden kırıldı. Sorum; verdikleri kararlarla hayatı bayrama ya da cehenneme döndüren iktidar sahiplerine:
Dilan ve Meral sizin kızınız olsaydı ne yapardınız?
Uyan Türkiye... (52)
Ergenekon tutuklusu Fatih Hilmioğlu, kanser... Ancak mahkeme tedavisi için gereken tahliye kararını bir türlü vermiyor.
O tahliye edilmediği için, ölümcül uyku apnesi hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor.
Biz de bu insanlık dramını devleti yönetenlere anlatmaya devam ediyoruz.
Devlet protokol listesine göre bugün sırada yeniden Başbakan Yardımcı Beşir Atalay‘da...
Sarılın kalemlere ve siz de duygularınızı yazın:
Faks: (0312) 422 13 28
E-posta: besir.atalay@basbakanlik.gov.tr
