Kılıçdaroğlu’nun ilk ve gerçekten çok önemli icraatı!

Haberin Devamı

Dünden beri dünya daha bir güzel görünüyor gözüme... İçim kıpır kıpır...

Hava çok güzel, çiçekler mis gibi kokuyor, kelebeklerin renkleri ne kadar harika!

Yaşasın barış, yaşasın kardeşlik...

“Bütün dünya buna inansa, ah inansa...

Hayat bayram olsa...

İnsanlar el ele tutuşsa... Bir tutuşsa... Uzansak sonsuzaaaa...”

***


Yok, merak etmeyin; başıma sıcak falan geçmedi; dün AKP‘nin önemli isimlerinden Hüseyin Çelik‘i dinledikten sonra böyle oldum. O saatten beri kimi görsem öpüyorum. Hatta beni ölümle tehdit edenlerin e-mail adreslerine bile “barış, dostluk ve kardeşlik” mesajları yolluyorum!

Hüseyin Çelik‘i dinlemediyseniz, kaybınız büyük...

Beyefendi dün tarihi bir açıklama yaptı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun miting meydanlarında ağır sözler kullanmasını eleştirerek, bir çağrıda bulundu:

“Biz siyasette yeni bir üslup başlatmak istiyoruz. Bunu geliştirmek istiyoruz. Söylemler daha yumuşak, daha güzel olmalı...”

***


Şimdi anladınız mı yüreğimin yerinden çıkacak gibi atmasının nedenini?

Sekiz yıldır neredeyse her gün Başbakan‘dan düzenli olarak zılgıt yiyen bir mesleğin mensubu olarak umutlandım!

Ve Sayın Hüseyin Çelik‘in saygıda kusur etmediği Başbakan‘ın...

Çiftiçi vatandaşa söylediği, “Ananı da al, git” sözünü bile unuttum!

Askerleri fırçalamasını...

Diplomatları azarlamasını...

Hukukçulara ayar çekmesini...

Öğretim üyelerinin ağızlarının payını vermesini...

Kendisini eleştiren çocuğu seçim otobüsüne çekip “sevgiyle” boğazına sarılmasını...

Bakkalları horlamasını...

Çevrecileri küçük görmesini...

Memurları aşağılamasını...

İzmirlileri “Gâvur” ilan etmesini...

İşçilerin gözüne önce biber gazı sıktırıp, sonra kışın o soğuk gününde buz gibi havuza attırmasını...

Doktorları tembellikle...

Eczacıları aç gözlülükle...

İş arayan üniversite mezunlarını “çok şey istemekle” suçlamasını...

İnsanların içkisine, sigarasına, tuttukları takıma karışmasını...

Sesini duyurmaya çalışan vatandaşları “militan” diye yakalatıp içeri attırmasını...

Ölen madencilerin ardından söylediği garip sözleri...

Kısacası...

Sekiz yıldır neredeyse aralıksız her gün izlediğimiz “gerilim filmi”nin tamamını unuttum!

Demek ki bundan sonra, “siyasette yeni bir üslup” başlayacakmış...

Bu üslupta, “söylemler daha yumuşak, daha güzel olacak”mış...

Her gün yeni bir gerilime uyanan bu ülkenin biz sıradan vatandaşları için bundan daha büyük müjde olur mu?

Gelin “13 Ağustos”u, “Ulusal Savaşma Seviş Bayramı” ilan edelim...

Bu çağrıda bulunan Hüseyin Çelik‘in anıtını da tüm kentlerimizin en büyük meydanlarına dikelim!

***


İşin dalgası bir yana...

Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Arınç‘ın deyimiyle “bir karış boyuyla”, ülkeye ilk önemli ve tarihi hizmetini hayata geçirdi ve “gerilim mimarı” bir partiye, “siyasette yumuşak üslubun önemini” öğretti!

Kendisi; sırf bu hizmeti için bile, kocaman bir teşekkürü çoktan hak etti!

*****


BUGÜN ADA’DA!

Bugün Büyükada‘da, İskele Meydanı‘nda “Rica Etsem Saçımı Okşar mısınız”ın imza günü var...

Adalar Belediyesi‘nin ev sahipliğinde gerçekleşecek organizasyon, saat 17.00‘de başlayacak...

Ada‘da keyifli bir gün batımı yaşamak isteyen herkesi...

Ama özellikle daha önceki imza günlerini kaçırdıkları için bana üzüntülerini bildiren okurlarımı mutlaka bekliyorum.

Bilmeyenler için anımsatıyorum:

Bostancı‘dan Büyükada‘ya her yarım saatte bir motor kalkıyor...

***


Bir haber de “İzmir’de ne zaman imza günü düzenleyeceksin” diyen okurlarıma...

İzmir‘e şimdilik gelemiyorum ama 21 Ağustos Cumartesi akşamı, yani gelecek hafta bugün saat 20.00‘de Alaçatı‘daki Dost Kitabevi‘nde olacağım...

Programınızı şimdiden ona göre yapın!

*****


GÜNÜN SORUSU

AKP’li Hüseyin Çelik’in “siyasi üslupta yumuşama” çağrısına, acaba Başbakan da katkıda bulunacak mı?

*****


Villanın sahibi kim?

AKP‘li Hüseyin Çelik önceki gece bir televizyon kanalına çıktı ve Başbakan‘ın, iddia edildiği gibi bir havuzlu villaya sahip olmadığını, o villada kiracı olarak oturduğunu söyledi.

Sonra da sordu:

“Ne var bunda?”

Hiçbir şey yok...

Ama; keşke Sayın Çelik aşağıdaki soruların da yanıtını verse:

* Başbakan‘ın kirada oturduğu villanın sahibi kim? Annesi, kardeşi, oğlu ya da bir başka akrabası olabilir mi?

* Kira sözleşmesi ne zaman yapılmış?

* Başbakan o villaya kaç lira kira ödüyor?

* Kira bedeli banka kanalıyla mı yatırılıyor?

***


Haydi; Sayın Çelik... Yanıtlayıverin şu soruları da artık bu konuyu tamamen kapatıp, ülkenin gerçek sorunlarına dönelim!

DİĞER YENİ YAZILAR