AKP’li Lagendijk enişte...Şimdi neden susuyorsun?

Haberin Devamı

Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk enişte...

Görevin, Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne tam üyeliğe hazırlamaktı...

Avrupa devletleri bu yüzden tıkır tıkır ödüyordu maaşını...

Senden tek istenen Avrupa’da uygulanan yasaları, oradaki kültürü bize anlatmandı...

Avrupalı olacaktık sayende ama sen Türk oldun!

Yani sen bizi değiştireceğine, biz seni değiştirdik...

Öylesine alıştın ki bizim geleneklerimizin, göreneklerimizin kötülerine bizi bile sollayıp geçtin!

Anlıyorum seni, bir Türk’e gönül vermiştin, bu yüzden her şeyimizi öğrenmek durumundaydın...

Ama bizdeki siyasetin pisliğini kabul etmeyecektin be enişte!

Ülkeyi AB standartlarına taşımaya söz verip de binlerce yıl geriye götürmeye çalışanlara kanmayacaktın.

“Demokrasi” diyerek başkalarının demokratik haklarını gasp edenlerin...

“Özgürlük” diyerek ülkeyi “yasaklar cenneti”ne çevirenlerin...

Peşlerine takılmayacaktın...

Bizi de kandırmalarına alet olmayacaktın!

***


Bizim iktidardakilerle öylesine yakınlaştın ki, bir tek Türk vatandaşlığına geçip AKP’ye üye olmadığın kaldı!

Onlar ne dediyse yaptın, başları ne zaman derde girse imdatlarına koştun...

“Demokrasi” demelerine, “özgürlüğü” öne sürmelerine aldandın...

Peki şimdi nerelerdesin Lagendijk enişte?

Neden sesin soluğun çıkmıyor?

Yoksa sizin oralarda, iktidar partisinin genel başkan yardımcısının arsa işi takip edip milyon euro’ları dişlemesi çok mu sıradan?

Bir anayasal kurumun başkanının, hem de sizin mahkemeleriniz tarafından organize dolandırıcılık örgütünün üyeliğiyle suçlanması...

Sözüm ona kamu ahlakını korumakla görevli bu zat-ı muhteremin, ahlaksızca bir iş yapmakla suçlandığı halde koltuğuna sıkı sıkı yapışması AB kriteri mi?

Ve çok daha önemlisi sevgili enişte:

O ülkenin başbakanının sırf bu adli vakaları yazdıkları için köşe yazarlarını “silahşor” ya da “medya patronunun adamı” ilan etmesi çok mu olağan?

Bundan da vazgeçtik bu haberleri yapan gazetelerin boykot edilmesi için halka çağrıda bulunmak gibi bir görevleri var mı sizin oradaki başbakanların?

***


Senden hiçbir şey istemiyorum AKP’li enişte...

Sadece Avrupalı gibi ol, bizde olup bitenleri değerlendirirken Türkiye kriterlerini değil de AB kriterlerini esas al yeter...

Eğer sizin oralarda kimse basın özgürlüğüne dokunamıyorsa...

Hiçbir siyasi lider gazetelere boykot uygulanması çağrısında bulunamıyorsa...

Bizim burada da yapamamalı bunları siyasetçiler...

Ama görüyorsun ki yapıyorlar!

Onlara kızmıyorum, hatta gülüyorum...

Ama senin haline üzülüyorum be enişte!

Bu nasıl “Avrupalılık”?

Haydi anlat bize!

*****



GÜNÜN SORUSU

Başbakan önce bir medya grubuna savaş açtı sonra o grubun gazetelerini almamaları için halka çağrıda bulundu...

Faşist yönetimlerin yaptığı gibi, bu gazeteleri yasaklamak daha kestirme bir çözüm (!) olmaz mıydı?

*****


İftar sofrasında kavga!

Yolsuzlukları bitirmeye söz vererek iktidarı ele geçiren Başbakan, sözünü tutamayınca işin kolayını buldu:

Vatandaşlara çağrıda bulunarak, yolsuzluk haberlerini yayınlayan gazeteleri almamalarını istedi...

Yani hırsızlarla, uğursuzlarla mücadele edeceğine onlarla mücadele eden güçlere savaş açtı!

Peki, nerede başlattı bu kampanyayı?

Hoşgörünün, barışın, anlayışın dorukta olması gereken bir iftar sofrasında!

***


Başbakan ısrarla alınmamasını istediği gazetelerin “yalan” yazdıklarını iddia ediyor...

İyi de madem Şaban Dişli hakkındaki görevi kötüye kullanma iddiaları “yalan”, o zaman neden kaldırmıyorsunuz dokunulmazlığını? Yargılanıp aklanmasının önünü neden açmıyorsunuz?

Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’yle ilgili davada çıkan karar da mı yalan peki?

Mesela RTÜK Başkanı’nın, bizzat yargıç tarafından suçlular arasında gösterilmesi de mi yalan?

***


Başbakan doğru söylüyor, ortada bolca yalan var... İstemediğiniz kadar da yalancı!

Bunların hepsine alıştık da ne yalan söyleyeyim, kutsal sofraların bu yalanlara alet edilmesi çok ağırıma gitti!

DİĞER YENİ YAZILAR