Metropoll Kamuoyu Araştırma Şirketi’nin yaptığı son seçim anketine göre AKP’nin oyu yüzde 50,9’a çıkmış. Buna karşın CHP’nin oyu yüzde 9,5’e, MHP’nin oyu ise yüzde 6,6’ya düşmüş. Aynı şirketin AKP davası sonuçlanmadan önce yaptığı ankette ise iktidar partisinin oyları bugünkünden yaklaşık yüzde 10 daha azmış...
İnsan bu anket sonuçlarını okuyunca ister istemez, “AKP iktidarı son bir-iki ayda dişe dokunur hangi icraatı yaptı ki, oyları bu kadar arttı” diye soruyor...
Sahi, ne oldu bu dönemde?
* Konut Edindirme Yardımı (KEY) kesintileri hak sahiplerine ödendi:
İyi ama bunun iktidarın oylarını artırmış olabileceğine ihtimal bile vermiyorum. Çünkü milyonlarca gerçek hak sahibi büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Birçok kişi ya beklentilerinin çok altında KEY ödemesi aldı, ya da hiç alamadı.
* Terörist saldırılarda onlarca vatandaş ve asker hayatını kaybetti:
Hükümet ise “Dökülen kanın hesabını soracağız” demekten başka hiçbir şey yapmadı.
* AKP kapatılmadı:
Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapatmadı ama “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak” tan suçlu buldu. Diyelim ki halkımız artık laiklikten vazgeçmeye razı da o yüzden bu partiyi ödüllendiriyor... Peki o zaman nasıl oluyor da aynı halk, aynı anketteki, “Laiklik ve rejime ilişkin kaygılarınız devam ediyor mu” sorusuna, yüzde 73,4 gibi büyük bir çoğunlukla “Evet” diyebiliyor?
* Dişli skandalı patladı:
Son ayların en önemli gelişmesi, kuşkusuz AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin adının karıştığı Silivri’deki arsa skandalı...
Başka ülkelerde iktidar partilerini siyaset tarihine gömebilecek nitelikte olan bu skandal bile, Metropoll’e göre AKP’nin işine yaradı!
Demek ki neymiş?
1) İnsanlarımız analarının ak sütü kadar helal paralarının devleti yöneten kadrolar tarafından pula dönüştürülmesinden asla rahatsız değilmiş!
2) Siyasetçilerin iş takipçiliği yapmaları, görevi kötüye kullanmaları, hiçbir soruna çözüm üretememeleri o kadar da önemli değilmiş... Onlar bu suçları işlemeye devam ettikçe, partilerinin aldığı destek büyürmüş!
3) Halkımız laiklik karşıtı gelişmelerden kaygı duyuyormuş ama “laiklik karşıtı” olmaktan sabıkalanan iktidar partisini de her geçen gün biraz daha artan oranda bağrına basıyormuş.
Dünyanın hiçbir ülkesinde siyaset, böyle mucizelere sahne olmaz...
Hiçbir parti rejimin temel değerleriyle oynadığı, görevini kötüye kullananlara göz yumduğu, sorunlara çözüm üretemediği, hakları budadığı halde oyunu artıramaz...
Helal olsun AKP’ye... Bunu başardı!
GÜNÜN SORUSU
Tüketici fiyatları endeksi geçen ay binde 24 gerilemiş... Yani enflasyon eksiye düşmüş! Soru basit:
Doğru mu, yanlış mı?
Sözün tükendiği yer!
Üniversite kayıtları başlar başlamaz, bazı cemaatlar ve tarikatlar yine “yoksul genç” avına çıktı...
Ne yazık ki bu yıl yaşananlar da geçen yıl yazdıklarımızdan çok farklı değil.
Haberlere göre 1 Eylül’de başlayan üniversite kayıtları için Ankara’ya gelen binlerce öğrenci AŞTİ’de (Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi) tarikat yurtlarının kurduğu standlarda abluka altına alınıyor.
Gelen yolcu katında tarikatlara bağlı yurtların kurduğu standların sayısı 15’i geçiyor.
Öğrenciler otobüsten iner inmez türbanlı kadın görevliler tarafından çembere alınıyor.
Görevliler öğrencilere, her türlü barınma ve burs vaadinde bulunmakla yetinmeyip, üniversiteye yaptıracakları kaydın masraflarını ve harç ücretini ödemeyi bile teklif ediyor.
Paranın yetmediği yerde ise “göz korkutma yöntemi” devreye sokuluyor ve “Sakın üniversite yurtlarında kalmayın. Oralarda fuhuş yapılıyor” deniliyor.
İşin ilginci kimse bu “mürit avcıları”nın yakasına yapışıp, “Siz ne yapıyorsunuz” diye hesap sormuyor... Ve sadece bu yolla her yıl on binlerce genç, tarikatların ağına düşürülüyor!
Şimdi “Yazık” diyeceğim hemen bilgisayar başına geçip, “Ne var yani, tarikat üyesi olmak kötü mü” diyerek hakaret yağdıracaklar...
Hani sözün tükendiği yer vardır ya...
Tam da oradayız!
